MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İçimizdeki virüs
Ender ALDANMAZ
YAZARLAR
14 Mart 2020 Cumartesi

İçimizdeki virüs

Dünyaca ünlü sanatçıların, siyasetçilerin, sporcuların dahi karantina altına alındığı, salgının Türkiye’de de görülmeye başlandığı günlerde vatandaşlar olarak kendi önlemlerimizi almaya çalışıyoruz. 

Bir yandan da İZBAN’da, metroda, otobüslerde kuşkulu gözlerle birbirimize bakıyoruz. 

Kısacası, hiç olmadığı kadar güvensiz bir ortamın içerisinde günlük yaşantımızı sürdürüyoruz.

Dünya ise oldukça kırılgan bir dönemden geçiyor. Küreselleşen dünyada salgınların da küreselleşmesi kapitalizmin yeniden sorgulanmasını da beraberinde getiriyor.

Yeni bir dünyanın inşası ise uzak bir ihtimal gibi görünüyor. Ya da yeni bir dünyayı kurmak işimize gelmiyor. Yaşantımıza kapitalizmin bitmeyen krizleri ile, savaşları ile, mülteci krizleri ile, salgınları ile devam etmek zorunda kalıyoruz.

Dramlar da bitmiyor haliyle.

Buna pek tabii insanlığın krizidir de diyebiliriz.

Günü kurtarma derdimiz…

Ancak son küresel salgın ile artık güne kurtaramama halini yaşıyoruz.

3 liralık maskeyi 100 liraya aldık. 2 liralık makarnayı 45 liraya, 5 liralık kolonyayı 50 liraya sattık.

Daha çocuk yaşlarda kulaklara fısıldanan ve sonrasında bir hayat felsefesi haline gelen “devletin malı deniz, yemeyen domuz” cümlesinin karşılığını Türk milleti olarak semeresiyle alıyoruz.

Daha dün Elazığ depremi sonrası evsiz kalan insanların barınmak için aradığı evlere fahiş kira fiyatları çeken aynı mahallenin insanları değil miydi?

12 Eylül karanlığı ile birlikte ne ektiysek onu biçtik. Yeni sağ politikaların yükselişi, piyasacılığın önünün açılması, “benim memurum işini bilir”, “babalar gibi satarım” diyen yöneticilerimize devletin bütün imkanlarının verilmesinin travmatik sonuçlarını yaşıyoruz.

Maneviyatı, insanlaşmayı öteleyen, maddiyata tam anlamıyla tapan kuşakları bu ülke yetiştirdi. Kısacası yaşadığımız şey virüsten de beter.

Hastalıkların tedavisi, virüs salgınlarının önlemi bir biçimde bulunur, durdurulur ve önlenir. Peki bizi içten içe kemiren, çürüten, birbirimizle olan bağı neredeyse yok eden hastalıklı halimizden nasıl kurtulacağız?

Kısa ve net.

Umutsuzum.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Muhittin Akbel
 16 Mart 2020 Pazartesi 22:20
Karamsarlık olabilir ama umutsuzluk, asla... Teslim olmak yok. Bu ülke ne badireler atlattı. Bizi insanlıktan çıkaranlar tükenmeyecek elbette ama bir zaman sonra her şey güzel olacak.
 Asla
 15 Mart 2020 Pazar 02:35
“el-haya vel-iman” Yani “utanma duygusu imandandır” Türkiye Utanma duygusunu yitirdi. Eh tabiatiylede Imanini. Sorun burada . Her gün yalan-dolan.Hergün dolandiricilik, hergün Cinayet. Nüfüsta halkinin % 98`i Müslüman görünüpte Imanli Müslüman sayisi % 2`lere 3`lere düstüyse, artik kurtulus yok demektir. Isci isini yapmaz kaytarir, Isveren Iscinin hakkini vermez calar, Esnaf Vatandasi kaziklar, sahte mal satar, devlet Vatandasi soyar, vatandas Devleti kaziklar, Imam yalan söyler-siyaset yapar, Diyanet hurafelerle din düsmani yaratir,Milliyetci Milliyetci degil, Atatürkcü Atatürkcü degil Muhafazakar asla Muhafazakar degil. Medya yalan dolan dolu. Kalemsörler halktan gercegi saklar yalan yazar. Vatandas cöpünü yere atar, her yer pis diye kizar. Bunu istediginiz kadar uzatabilirsiniz. Sonrada oturup: Biz niye bu hallere düstük diye dertlenirsiniz, sasirirsiniz. Gercek: Allah kullarini yaratti, akil verdi. Kullanamazsan, sapitirsan belanida bulursun.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz