MENÜ
İzmir
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İnsan meselesini kendisi dile getirmeli
Tayfun MARO
YAZARLAR
10 Mayıs 2021 Pazartesi

İnsan meselesini kendisi dile getirmeli

Açların trajedisinin tokların dilinde efsaneleşmesi veya yoksulların çektikleri sıkıntıları, yaşadıkları dramları, o dertlerden mustarip olmayanların dile getirmesi, kapitalist sisteme karşı mücadelenin zafiyetidir.

Bu ülkede, kendimi bildim bileli, sol muhalefet konuşuyor, aydınlar konuşuyor, medyada kıyametler kopuyor, eylemlerde çocuklar gibi şen ve gözü kara devrimciler mücadele ediyor; fakat aynı zamanda, yoksulluk büyüyor, sefalet büyüyor, zulüm büyüyor, açlar ordusu büyüyor.

Gerçek yürüyor… Dünya nüfusunun dörtte üçü yoksul. Açlık çeken insan sayısı bir milyara yaklaşıyor. Her gün, 25 binden fazla insan açlıktan ölüyor. Ve çaresizlikten insanlar intihar ediyor.

Bu tablonun gösterdiği gerçek, geçen yüzyılda veya bu yüzyılda, her şeyin anbean kötüye gittiğidir. Yoksullar, açlar, sefalet çekenler adına konuşarak veya itiraz ederek bu kötü gidiş durmuyor. Aksine, her şey daha da kötüye gidiyor.

Nasıl çarpık bir yapı var ki sorunların sahiplerinin sesi hiç duyulmuyor ama yoksulluk ve sömürüye karşı çıkmayı iş edinenlerin sesi hep duyuluyor…

Sömürüye, zulme, haksızlığa karşı olmak başka şey, tavır almak yine başka bir şey.

Ezilenlerin, dibe vurmuşların, yoksul kitlelerin durumu siyasette kenar süsü gibi. Siyasal temsil ise çok yetersiz.

Örtülü gerçeği görmek lazım; sistemden beslenen solun söylemi tam da sistemin ihtiyaç duyduğu söylemdir. Görünürde bir mücadele vardır. Kısıtlanan özgürlükler vardır. İnsan hakkı ihlalleri vardır. Ne ki bu gösteri, sistemle hemhal sol mücadeleyi yücelterek dokunulmaz ve biricik yapmaktan öte bir amaca hizmet etmiyor.

 

Gerçek çıplak, her şey, her an daha da kötüye gidiyor. Yüzyıl içinde, sayıları 6 milyara yaklaşan yoksullar enikonu yoksullaşırken, açlık vahim boyutlara ulaştı; zulüm artarken eşitsizlik aldı başını gitti.

Bu kapkara tabloya karşılık, devrimci eylemlerde ödenmiş bedelleri meselenin kendisi zannedenlerin, açlıktan her gün 25 binden fazla insanın öldüğü Dünya düzeninde yaşamak sanki umurlarında değil.

Dahası, sol mücadelenin efendileri, bu kara tablonun sorumluluğunu salt kapitalist sisteme yüklerken solun yetersizliğini gözlerden uzak tutuyor.

Açlığın, yoksulluğun, çekilen sefaletin ayağa kaldırdığı yoksulların kendiliğinden büyük isyanı, çıkışsızlığın dermanıdır. Ve ne öncü ne teori ister bu büyük isyan.

Yoksullar büyük bir öfkeyle ayağa kalktığında, siyasetin yoksulluk üzerinde tepindiği zemin yerle bir olduğunda, hakikatin ne olduğunu hepimiz göreceğiz.  

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz