MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İslam ülkesinde sosyal demokrat olmak
Tayfun MARO
YAZARLAR
31 Ocak 2022 Pazartesi

İslam ülkesinde sosyal demokrat olmak

Ekonomik krizin derinleştiğini gören Cumhurbaşkanı, çekilen sıkıntıların Allah’tan geldiğini Bakara suresinden alıntılarla açıklamıştı. Sosyal demokratlar da açıklamaya Kuran’dan ayetlerle cevap vermişti.

Bir süre sonra, Erdoğan yine açıkladı; “Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu!”

Sosyal demokratlar anında dini bilgilerini gösteren yanıtlar verdiler.

Yetmedi, Kılıçdaroğlu, “helalleşeceğim” diye tutturdu…

Akla ziyan İslami diyalog her ne kadar sosyal demokratlar tarafından, “anlayacakları dilden yanıt” olarak izah edildiyse de soru işaretlerini ortadan kaldırmaya yetmiyor. Çünkü bu tavır, Türkiye’nin bir cemaatler topluluğu olduğunun itirafı gibi...

Aklımda sorular var…

Yıllar önce, CHP İzmir milletvekili, Kılıçdaroğlu için şöyle demişti; “Allah onu bizim başımıza melek gibi indirdi.”

“Elhamdülillah Müslüman’ım” diyen sosyal demokratın veya kendisini sol cenahta bir yerlere konumlandıran kişinin dünya görüşü neye benziyor olabilir? Bu kişi ya laisiteye sırt çevirecek ya da kutsal kitaba…

Kuran-ı Kerim’e rağmen Batılılaşmak, içinden çıkılabilir bir durum değil.

Batılı değerlere dayalı dünya görüşü, Müslüman bir sosyal demokratın dünya görüşüyle örtüşmüyor, laisiteyle buluşturmak mümkün değil.

Paradoks; Kamusal alanda, Hristiyan kişiyi kutsal kitabı içerik itibarıyla bağlamıyor. Fakat kamusal normların belirlenmesinde, Müslüman kişiyi kutsal kitabı içerik itibarıyla bağlıyor.

Sabah akşam Allah’a şükreden, Elhamdülillah Müslüman’ım diyen bir sosyal demokratın laik rejimi savunmak için kuracağı dil, uzlaştırıcı olamıyor. Çünkü Kuran-ı Kerim buna izin vermiyor.

Aydınlanmacı modernlerin bu meseleyi görmezden gelerek sürdürdükleri popülist siyaset, kendi içinde tutarsız olduğu için halk indinde kabul görmüyor.

Müslüman, kutsal kitabının getirdiklerini yaşamak istiyor. Değil mi ki Müslümanların kutsal kitabında sosyal hayatın, devletin, hukukun ne olup olmadığı açıklıkla ifade ediliyor...

Hristiyanlar ise böyle sorunlar yaşamıyor. Çünkü İncil bu konulara girmiyor. Ancak Eski Ahit, Kuran’da olduğu gibi düzenlemeler getiriyor.

Bu durumda, Kuran hükümlerine göre yaşamak isteyen Müslüman, haklıdır. “Elhamdülillah Müslüman’ım” diyen sosyal demokratın ise Kuran hükümlerine rağmen laikliği savunması tam bir garabettir.

Kanımca, “Müslüman’ım, İslami bir düzen istiyorum” diyen kişi haklıdır. Samimi, tutarlı, ne istediğini biliyor.

“Müslüman’ım ama İslami bir düzen istemiyorum” diyen kişi ise, ne istediğini bilmiyor, tutarsız…

Galiba, bu paradoksu Deistler çözecek.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Karaburun
 3 Şubat 2022 Perşembe 11:33
Bir chp li olarak en nefret ettiğim algılardan biridir . Laiklik = dinsizlik . Chp'liler olarak dinsizlikle suçlanmıyor muyuz bu yüzden . Başarılı olmak için muhalefet bu algıyı yok etmeli en başta.Benim yüreğimdeki Allah sevgimi kimse sorgulayamaz. Bütün sevgiler gibi Allah sevgisi de dahil , kalple beyin birlikte çalışmazsa kandırılmaya mahkumsunuz . Elhamdülillah MÜSLÜMANIZ .Sadece biz laikliği seçerek beynimizi de çalıştırıyoruz o kadar .
 Yorum
 1 Şubat 2022 Salı 14:18
Zamanında bir yazarın şöyle dediğini hatırlıyorum; dinde zorlama yoktur ama İslam'da vardır. Yani bir kişi İslam dinine dahil oldu mu onun bütün emirlerini (ki bunlar da ona göre başka türlü anlaşılması/yorumlanması mümkün olamayacak şekilde açık ve bellidir) eksiksiz yerine getirmelidir, yoksa cennete giremez şeklinde. Kanaatimce dini yeterince tanımayan/tanımak da istemeyen/bu yönde ciddi bir gayreti olmamış/dine soğuk Türkiye'deki sol kesim de bu görüşten oldukça istifade etmiştir. Oysa tek bir kutsal kitap olsa da tek bir İslam anlayışı yoktur. Dolayısıyla islami bir düzen istiyorum diyen müslüman hangi islamı düzeni istemektedir, üzerinde uzlaşılmış böyle bir düzen olmadığı farklı ülke ve toplum deneyimleri ile ortadadır. Aynı şey Hırıstiyanlık için de geçerlidir. Devenin iğne deliğinden geçmesi zenginin cennete girmesinden kolaydır, ifadesini kapitalizmi icat eden Batı ile nasıl bağdaştıracağız. Oysa dinler hayatın içinde var olurlar ve hayat değiştikçe bazı hükümler yeniden yorumlanır, elbette dindeki sabiteler baz alınarak bu yapılmaya çalışılır. Dolayısıyla barış kökünden gelen islamı benimseyen bir müslüman da elbette laik bir rejim ile barışık olabilir ve dinini yaşayabilir, burada garabet bulunmamaktadır. Medine mutabakatı bu anlamda farklı inanca sahip millet ve sosyal bloklar arasında yapılan siyasi, sosyal ve anayasal bir belge olarak okunmaktadır. Bir partinin söylemlerinde islami dili kullanması ise bir tercih olup başarılı olup olmadığını seçmen kararları gösterecektir. Yazarın buradan hareketle İslam/laiklik/sosyal demokrat müslümanlık üzerine yaptığı değerlendirmelere ise yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi katılmıyorum.
 Tayyar ÖNDER
 1 Şubat 2022 Salı 13:46
Alttaki İsimsiz Yorum Tayyar Önder Olarak Bana Aittir... Adınız Kısmını Bilmeden Boş Geçmişim... Özür Dilerim...
 Fıkralarla Türkiye
 1 Şubat 2022 Salı 02:02
İslami düzen nedir? İran, Afganistan gibi zorlama sosyal hayat mı? X kişinin inancı beni niye bağlıyor? Müslümanım ama İslami bir düzen istemiyorum diyen kişi neden tutarsız olsun? Samimi, tutarlı denen şey bildiğin dayatma. İran'da kadınların başları zorunlu kapatılıyor. Alın size İslami düzen. Afganistan daha da berbat. En son plastik manken parçalıyorlardı. Bu ülke de İslam ülkesi asla değil; sokağa çık, Ezan'ın Türkçe anlamını sor, kaç kişi bilir? İslam ülkesinde namaz vakitlerinde camilerin dolup taşması gerekmiyor mu? Çoğu cami boş. Eee? Gerçekten Müslüman gibi yaşayan nüfusun yüzde 4-5'ini geçmez. Hacıya gidip, Instagram'a fotoğraf atan Müslüman mı olur? Amacın ne! Yıl olmuş 2022, dini düzenden bahsediliyor. Bu ülkenin ana sorunu, gündemi ekonomi ama TV'lerde İmamoğlu yemek yemiş, o konuşuluyor.
 
 31 Ocak 2022 Pazartesi 18:48
Yalan Yanlış Yazılmış Bir Tarih ve Bu Yalan Tarihin Bekçiliğini Yapan CHP ve Onun Arka Bahçesi Olan Sol/Liberal Sol/Kemalist Zihniyetin ve Onun Temsilcilerinin 100 Yıl Sonra Türkiye'nin Gerçek Sosyolojisi İle Yüzleşmesi ve Yıkımı...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz