MENÜ
İzmir 18°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İşte o son bakış!
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
8 Şubat 2024 Perşembe

İşte o son bakış!

7 Kasım 2009’da dünyaya gelmişti.

Yüksel ailesi o kadar mutluydu ki...

Oğulları Ege Ilgaz’dan sonra bir de nurtopu gibi kızları olmuştu.

Dila, çok güzel bir çocukluk yaşıyordu.

Birbirinden güzel resimler yapıyor, gitar ve piyano çalıyor, tiyatro oyunları oynuyordu kendi başına...

Hatta bir reklam filminin ön çekimlerine çıkmış, reklam filminin çekimi için gün sayıyordu.

Dans, buz bateni, bale gibi sanata dair ne varsa hepsine ilgiliydi.

Tenis ve yüzme, en sevdiği spor dallarıydı.

Heykel yapıyordu.

Evlerinin her köşesi, onun heykelcikleriyle süslüydü.

İyi bir hayvanseverdi, bir köpeği olsun çok isterdi.

Büyüyünce sanatçı olmak, en büyük hayaliydi.

Cıvıl cıvıl, kıpır kıpır bir çocuktu.

Ne yazık ki ecel O’nu, 30 Ekim 2020 depreminde yakaladı.

Annesi ve İstanbul Kabataş Lisesi’nde okuyan 17 yaşındaki ağabeyi Ege Ilgaz ile evdeydi saat 15.47’de başlayan depremde...

Emrah Apartmanı’nın enkazından cansız bedenleri çıkarıldı.

Oysa bir hafta sonra yaş gününü kutlayacaktı güzeller güzeli Dila...

12 yaşına basacaktı...

Yaşasaydı, bugün 15 yaşında olacaktı.

Yüksel ailesinin dünyasını yıkan o depremden geriye…

Tarifi imkansız acılarla…

Eşinin ve iki çocuğunu kaybetmenin talihsizliğini yaşayan, yüreği yanık bir baba kaldı.

Dr. Nuri Seha Yüksel, 3,5 yıl önce yitirdiği çocuklarının ve eşi Burcu Hanımın yokluğunda yaşamaya çalışıyor.

Çocuklarının isimlerini, anılarını yaşatmak için çırpınıyor.

Seha Bey, cep telefonunda kalan fotoğraflara bakarak teselli buluyor.

Elindeki parmakla sayılacak kadar az fotoğraf arasında hele bir tanesi var ki…

O fotoğrafa, o son bakışa her bakışında yüreğinin derinliklerinden gelen bir sızı hissediyor.

Seha Bey, o fotoğrafın hatırasını anlatırken, benim boğazım düğümlendi, gözlerim buğulandı.

Depremden iki gün önceydi.

Yani 28 Ekim 2020, günlerden Çarşamba...

Seha Bey, doğum gününü kutlamaya hazırlanan bal kızı Dila’ya...

“Yakında 12 yaşına basacaksın. Büyüdün artık, haydi gel birlikte, gençlerin gittiği bir kafeye takılalım” diyor.

Sevinç çığlıkları atarak “oley” diye haykırıyor Dila… 

Baba kız el ele, göz göze Alsancak’ta bir kafeye gidiyorlar, keyifli bir zaman geçiriyorlar.

“Babacıım, bu güzel günün anısına bir selfie çekilelim” diyor Dila...

Seha Bey, canından çok sevdiği, gözünden sakındığı kızının bu isteğini büyük bir sevinçle onaylıyor.

O günkü mutluluğun fotoğrafını çekiyorlar.

Seha Bey nereden bilsin, o anda çektiği fotoğrafın, kızıyla son fotoğrafı...

Nereden bilecekti, kızının son bakışı olacağını…

***

Ne acıdır ki, o fotoğraf, kızının son fotoğrafı oldu.

Seha Bey, o fotoğrafa “Son bakış” adını verdi.

İşte o fotoğraftaki bir çift güzel gözün bakışı, “Dila Yüksel Yürek Atölyesi Derneği” logosunda yaşayacak.

Dr. Seha Bey, 4 ay önce kızının adına kurduğu “Dila Yüksek Yürek Atölyesi Derneği”ne o fotoğrafı neden koyduğunu…

“Sevgili kızım, bizi izlesin, o son bakışıyla” sözleriyle açıklıyor.

***

Evet; evlat acısını iliklerine kadar yaşayan Dr. Nuri Seha Yüksel…

4 ay önce kızının adına “Dila Yüksel Yürek Atölyesi Derneği” kurdu.

Koşukavak mahallesindeki Şehitler Ortaokulu’nda atölyenin kurdelesi törenle, gözyaşlarıyla kesildi.

Seha Bey, atölyede olması gereken ne varsa, hepsini temin etti.

Gitar, piyano, bateri ve diğer müzik aletleri…

Resim yapmak için gerekli malzemelerin hepsi hazır.

Sıra, çocukları sanatla buluşturmaya geldi.

Dila Yüksel Yürek Atölyesi’nde çocuklar, sanatın her türlüsüyle tanışacak.

Dila da o son fotoğraftaki bakışıyla, orada yaşananları izleyecek.

Kabrinde huzur bulacak.

Orada, ağabey Ege Ilgaz adına da bilimsel etkinlikler düzenlenecek.

Bugün “Dila Yüksel” adını taşıyan dernek, birkaç yıl sonra belki vakıf olacak.

Seha Bey’in en büyük arzusu, o vakfı hayata geçirmek…

***

Seha Bey’in yüreğinde buruk bir sevinç var.

Burukluğunun sebebini anlatmaya gerek yok.

Tahmin etmek zor değil.

Sevinci, orada kızının adının, kızının hayallerinin yaşayacak olmasından…

Dr. Nuri Seha Yüksel, duygularını anlatırken…

“Hayalleri sevgiye sarıp, gerçeğe ulaştırmak gibi bir hedefim var” dedi ve şunları söyledi:

“Burada sanatçı çocuklar yetiştirmek istiyorum. Sanatçı çocuklar yetiştiremesek bile çocuklarımızı sanat dallarıyla tanıştırmak, onların gelişimlerine katkı koymak istiyorum. Buradan çıkması muhtemel bir ressama, bir müzisyene burs vermek istiyorum. Onlara yol gösterici olmak istiyorum. İleride, yaşasaydı bir bilim insanı olacağına inandığım oğlum Ege Ilgaz adına da çeşitli bilimsel etkinlikler yapmayı planlıyorum.”

Dr. Seha Yüksel, duygularını şiirlere döküyor.

Yazıyı, o duygu yüklü…

Derneğe, “Dila Yüksel Yürek Atölyesi” dedirten şiirle bitirelim:

***

Toprak pembe olur muymuş hiç?

Olurmuş!

Ya gökyüzü turuncu?

Neden olmasın?

Bir hekimin şifalı ellerine döner miymiş

O yumuk eller?

Kim bilir?

Ya boz renkli dik kulaklı küçük bir tavşana

Sütlaç ismi verilir miymiş?

Verilirmiş!

Elleri belinde, uzun sarı saçlı,

Elaca gözlü pek bilmişim,

Yürek atölyesinde

Sevgiyle hayali birbirine sarıp,

Saklar mıymış?

Saklarmış!

Ya… Ya…

Küçük bir kız çocuğu,

Ölür müymüş hiç?

Ölürmüş

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Ali baytekin
 12 Şubat 2024 Pazartesi 15:47
Allah sevgili doktoruma sabırlar versin ACISI ACIMIZDIR
 özlem
 8 Şubat 2024 Perşembe 11:43
Hayalleri sevgiyle sarıp gerçeğe kavuşturacağız. Dila'mız kalbimizde...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz