MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İzmir’de talan var
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
28 Mart 2022 Pazartesi

İzmir’de talan var

İzmir’e “Uyuyan Prenses” demişlerdi de inanmamıştım.

Haklıymışım aslında; çünkü yaşananlar uykuyla filan bile tarif edilemez.

Bu olsa olsa bir koma haline benzediği için...

İzmir’e“Komadaki Prenses” demek de mümkün.

Aslında belki de bu yazıya...

“Duyduk duymadık demeyin” diye başlamak...

“İzmir’de talan var” diye bağırarak devam etmek daha doğru olurdu.

Evet komadaki İzmir; aç kulağını ve de gözünü...

Gözünün önündeki talanı gör bir zahmet.

***

Gelen telefonda söylenenlere inanmakta güçlük çektim başta...

İzmirli porselen sanatçısı saygın bir okurum idi telefonun ucundaki kişi.

“Vali Konağı talan ediliyor, kimse sesimizi duymuyor. Çok üzülüyoruz, dün gece de konağın elektrik kabloları çalındı. Her gün bir şeyleri söküp götürüyorlar” dedi sinir harbi içinde isyan ederek.

Allah biliyor ya...

Abartıyor olabilir mi diye geçirdim içimden ilk önce.

Yani İzmir’in simge yapılarından tarihi Vali Konağı binasından bahsediyordu sonuçta.

Göztepe’de deniz kenarında yer alan, her gün onbinlerce İzmirlinin önünden geçtiği...

Mithatpaşa caddesi üzerinde o bölgeye adını veren...

130 yıllık görkemli Vali Konağı binası idi söz konusu olan.

Telefondaki sesin “İzmir Vali Konağı talan ediliyor” dediği yer...

1934 yılında Cumhurbaşkanı Atatürk, Başbakan İsmet İnönü, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey’i ağırlayan...

Sonraki yıllarda Vecdi Gönül, Kemal Nehrozoğlu, Cahit Kıraç ve daha birçok İzmir Valisi’ne konut olarak hizmet veren...

Onca özel davete, onca kokteyle ve törene ev sahipliği yapmış...

Körfeze karşı güneşin en güzel battığı, devasa bahçesiyle bir zamanlar içimizi açan o görkemli anıt yapıydı tarif ettiği.

Yaklaşık beş yıldır kullanılmadığını atıl olduğunu biliyordum.

Ama gözlerimle görüp inanamadığım, kahrolduğum o boyutta bir rezilliği elbette tahmin edemezdim.

***

Pazar günü kalktım gittim Göztepe’deki Vali Konağı’na.

Çocukluğumdan bu yana o bölgede oturduğum için...

İzmir’in Valileri konağa giriş çıkış yaparken etrafta yaşanan heyecanı garip bir gururla izlediğimi hatırlıyorum.

Her zaman büyük bir ciddiyet ve disiplin hakim olurdu  konağın çevresinde.

Sahilde yürüyüş yaparken polis güvenlik noktasından bile dikkatle geçerdik.

Çam ağaçları ve dev palmiyelerin olduğu denize bakan geniş bahçesine hayrandım.

Hep büyük bir merakla izlediğim Vali Konağı’na girip görmek muhabirlik yıllarımda hiç nasip olmadığı gibi..

Dün girebileceğimi de düşünmemiştim.

Dışarıdan bakınca bakımsız ama demir parmaklıklarla korunuyor izlenimi veren bu çok kıymetli konağın...

Yol geçen hanı olduğunu tahmin etmiyordum haliyle.

Binanın yan duvarlarından sarkıp koparılmış kablolar, yazı yazılı duvarlar dikkatimi çekti ilk önce.

Eskiden polis koruması bulunan denize doğru açılan yan sokakta bahçe girişinin gri demir kapısındaki zincir kopuktu.

Tedirgin şekilde hafifçe itince ardına kadar açıldı.

Pislik içinde sağa sola atılmış kablo artıkları, su boruları, ahşap pencere parçaları saçılmış harap haldeki dev bahçede buldum kendimi.

O heybetli Vali Konağı binası o kadar yalnız, o kadar hüzünlüydü ki...

Her an bir köşeden tinerci çıkabilir korkusuyla tereddüt ettiysem de gazetecilik refleksim ağır bastı.

Bahçedeki mermer merdivenleri çıkıp kapıdan içeri baktım.

Bir el bombası atılmış olsa nasıl harap olacaksa, o denli perişan haldeydi içerisi.

Değil kapı pencere, artık ne duvar kalmıştı ne de tavan Vali Konağı’nda.

Sanki duvarlarda define aranmış gibi her yer delik deşik, paramparçaydı.

Bütün kapılar, bütün pencereler ardına kadar açık.

Camlar, panjurlar kırık, taşınabilecek ne varsa çalınmış.

Yerler moloz dolu, sağlam bir metrekare alan bile kalmamış.

İçeriye greyder soksanız ancak bu kadar paramparça olurdu bina.

Aklım almadı doğrusu, kendi kendine böyle büyük zarar görmesi mümkün olmadığına göre...

İzmir’in simge tarihi yapılarından Vali Konağı nasıl bu hale gelmişti?

Kablo çalan birkaç serseri hırsız işi gibi gelmedi bana tüm bu korkunç yıkım...

Bir sonraki adımda eski tarihi binaların sıklıkla başına gelen tuhaf yangınlardan biri yaşanır mu diye tırstım doğrusu...

***

Peki ne oldu da Vali Konağı bu hale düştü, kimsesiz kaldı derseniz...

Hatırlarlatalım, dönem “Kandırıldık” yılları idi...

Önce Karataş sahilde Ege Ordu Komutanı’nın lojman olarak kullandığı yapının alakasız bir şekilde...

2010 yılında yeni kurulan Katip Çelebi Üniversitesi Rektörlük protokol binası olacağı açıklandı.

Aslında yerleşkesi Çiğli’de olan üniversite için deniz manzaralı rektörlük protokol binasına ihtiyaç duyulmuştu.

Gerçi rektörün Çiğli kampüsünde ayrı bir makamı daha vardı.

Ama aylarca süren dev bütçeli inşaat sonrasında alaturka tuvaletli bir makam binası yapıldı.

Üzerinden zaman geçti, hükümet yetkililerinin “Kandırıldıkları” anlaşıldı.

Katip Çelebi’de dönemin rektörü sakıncalı bulundu hem makam koltuğu, hem de rektörlük binası boşaltıldı.

Karataş’taki denize nazır rektörlük protokol binası uzun süre boş kaldı.

Nedendir, hangi akla hizmet bilinmez...

2017 yılında İzmir Valiliği’ninKatip Çelebi Üniversitesi’ne götürdüğü öneriyle...

Karataş’taki rektörlük binası ile İzmir Vali Konağı takas edildi.

Karataş’taki yapı Vali konutu olarak tekrar düzenlendi.

Göztepe’deki Vali Konağı da Katip Çelebi Üniversitesi’ne devroldu.

Ardından sahipsizliğin hoyratlığı duyarsızlıkla birleşti, ecdadın mirası yağma edildi.

***

Uzatmaya gerek yok, durum tüm çıplaklığıyla ortada...

İzmir’in güzide miraslarından tarihi Vali Konağı talan edilmiş, perişan halde.

Neresinden baksanız rezillik;

Utanılması gereken bir skandal.

Gerçekten ayıp, yazık, günah ötesi acıklı bir durum.

Neye benzemiş biliyor musunuz o görkemli Vali Konağı?

Adeta bir Hollywood dekoru gibi duruyor önümüzde.

Dışı var, içi yok.

Demokrasimiz gibi, yargı sistemi, merkez bankası, üniversitelerimiz gibi...

Her santimi harap halde, delik deşik olmuş, bitik...

***

Elbette öncelikle biz İzmirliler’e seslenmek isterim.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne...

Gözünü sevdiğim Konak Belediyesi’ne...

Belediye meclislerinde birbirini yiyen meclis üyelerine...

Kemeraltı bölgesini ayağa kaldırmak için çabalayan TARKEM’e...

İzmir’in sayın İTO’su, saygıdeğer EBSO’su, muhterem Ticaret Borsası’na...

Bütün EGİAD’lılara, bütün İZSİAD’lılara, tek tek bütün Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu üyelerine,

İzmir için seçtiğimiz 28 milletvekilinin her birine...

Ve elbette İzmir Valisi sayın Selim Köşger’e seslenmek istiyorum.

Allah aşkına...

Gelin İzmir Vali Konağı’nın kapısından başınızı uzatın...

Gözlerinize inanamayacaksınız, ‘yok artık’ diye gözünüzden iki damla yaş gelecek.

Sayın Valim eminim ki o gece gözünüze uyku girmeyecek.

Gerçekten çok üzüleceksiniz, içiniz acıyacak.

Kendisine emanet edilen güzelim Vali Konağı’nın gravyer peynire dönmesini seyreden...

2018 yılından beri görevde olan Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Saffet Köse’ye ise hiçbir şey demiyorum.

Denecek şeyleri buraya yazmayı uygun görmüyorum.

***

Sevgili İzmirliler,

Kentin göbeğinde gözümüzün önünde talana uğrayan Vali Konağı binası sadece bir örnek.

İtiraz hakkımızı kullanmamız, ses çıkarmamız, kimden gelirse gelsin fark etmeksizin...

Talana dur dememiz lazım.

Hani diyorduk ya, o çokbeğenilen sloganımızla “İzmir’de hayat var” diye...

O köprüden çok sular aktı...

Ne yazık ki artık “İzmir’de talan var...”dememiz gerekiyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Esin Pekcan.
 9 Şubat 2024 Cuma 13:49
Yazınızı okurken gözlerim yaşardı. Hislerinizi aynen paylaşıyorum. Eski hatıralarımız canlandı. Çok değerli kıymetli Valimiz Nevzat Ayaz beyfendi ve çok sevdiğimiz eşi Sacide Ayaz hanmefendi ile milli eğitim vakfında gönüllü çalışmamız için İzmirli hanımları Vali konağına daveti ile tanışmıştık. İzmir de kaldıkları müddetçe beraber çalışarak milli eğitime okullar kazandırdık çocuklar okuttuk okulların eksiklerini araştırıp tamamladık. Sacide hanım ve gönüllüler elele sevgiyle saygıyla hep beraberdik. Konak içiyle dışıyla çok güzel di.Her zaman Nevzat beyi rahmetle anıyoruz ruhu şad olsun. ????????????. Sacide hanıma saygımız sevgimiz özlemimiz sonsuza kadar. ??????????. Sonra yeni Valimiz Sayın Kutlu Aktaş eşi sayın Tülay Aktaş geldiler. Ve Tülay hanımla da aynı şekilde çalışmalarımız devam etti aralıksız. O dönem İzmir çok şanslıydı. Bizleri derinden üzen Tülay hanımı kaybetmemiz oldu.çok çok üzüldük. Ruhu şadolsun her zaman sevgiyle özlemle saygıyla anacağız. ??????????????. Sonrası köşkte bitti toplantılarımız da bitti bizleri toplayan olmadığı için çalışmalar istemeden kaldı. Teşekkür ederim size gençlik anılarımızı dostluklarımızı hatırlattınız. Tabii tarihi vali köşkünün harabeye döndüğünü görmek çok üzücü. Tarihimize değer verecek bir yetkilinin olmaması daha da üzücü. İzmir’e İzmir insanına hiç yakışmadı. Size tekrar teşekkür ederim gözler önüne serdiğiniz için. ???????????? İyi günler dilerim. ????????????
 Yıldız Demet
 24 Şubat 2023 Cuma 06:35
Yoruma gelince, Yaptıklarımı beni tanıyanlar bilir,halen tadilâtı yapılmakta olan konağında çalışanların yakın takipçisi olarak başlarındayım rapor tutuyorum gece gündüz. Bu işin kaçarı gözüm üstlerinde...
 Cengiz Şen
 23 Ekim 2022 Pazar 13:25
Çok yazik tarihine sahip çıkmayan bir milletiz buranin bu hale gelmesine sebep olanlarin baska hesaplari oldugunu düşünuyorum cimer e yazip bilgi alacagim ama aciklama yapacaklarini sanmiyorum
 Erkan ÖZGÖRGÜLÜ
 14 Ekim 2022 Cuma 22:56
Gerçekten çok değerli,CUMHUFİYRTİMİZİN hatıralarını manevi olarak mazisinde barındıran,gözde bir yapı..İz.BŞB olarakda arkadaşlarımızın çalışmalarının olduğu,peyzajı nın yine Belediyemizce düzenlendiğini hatırlıyorum..Sahip çıkılması gerekir !! Özellikle Bürokratlarımız,İZ.BŞB,Üniversiteler,İş adamlarımızın sorumluluk alarak bir an önce Bu güzide yapıyı İZMİRE kültür mirası olarak kazandırmalarını bekliyor ve DİLİYORUM ..Şahsen çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum..
 Erkan ÖZGÖRGÜLÜ
 14 Ekim 2022 Cuma 22:55
Gerçekten çok değerli,CUMHUFİYRTİMİZİN hatıralarını manevi olarak mazisinde barındıran,gözde bir yapı..İz.BŞB olarakda arkadaşlarımızın çalışmalarının olduğu,peyzajı nın yine Belediyemizce düzenlendiğini hatırlıyorum..Sahip çıkılması gerekir !! Özellikle Bürokratlarımız,İZ.BŞB,Üniversiteler,İş adamlarımızın sorumluluk alarak bir an önce Bu güzide yapıyı İZMİRE kültür mirası olarak kazandırmalarını bekliyor ve DİLİYORUM ..Şahsen çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum..
 Tülay Gürpınar
 13 Temmuz 2022 Çarşamba 10:42
Sağolun yazınız harika benimde hep içim sızlıyordu gelip geçerken gördüğümde umarım görevliler en kısa zamanda acil gerekeni yaparlar gerçekten yazık oluyor İzmirimize
 Zealla Fatma Kök
 25 Haziran 2022 Cumartesi 12:06
Gerçekten çok üzücü İzmir'in göbeğinde neden böyle binaları boş bırakırlar anlayamıyorum. Bir kamu kuruluşuna sahiplik edilebilirdi. Sırtlanlar kapıda bekliyormuş.
 Erdinç Uygur
 23 Haziran 2022 Perşembe 22:55
78 yıldir İzmirde yaşarım ama dediğiniz gibi hepimiz uyuyormuşuz. Yazınızı dehşet ile okudum, açıkçası inanmak istemedim. Yazıklar olsun hepimize ama en çok da Katip Çelebi Üniversitesi rektörüne. Bu antik binanın bu hale gelmesine nasıl müsade edilir. İnsan sıfatından utanır. Daha ne diyeyim.
 Keriman Alp
 20 Haziran 2022 Pazartesi 14:50
Doğma büyüme İzmirliyim, 86 yaşımdayım, içim ACIDI. Nasıl olabiliyor bu durum????.
 Sellim Şentürk
 16 Haziran 2022 Perşembe 14:47
Yazınızı merakla ama dehşetle okudum. Hele resimleri görünce kendi adıma panikledim.Her Izmiirlinin önünden geçerken imrenerek baktığı bu binanın bu hale gelmesi inanılmaz. Dilerim bu yazınızdan sonra yetkililer burasını hatırlayıp el atar sahiplenirler.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz