Bu yılki Oscar ödüllerini değerlendirdiğim yazıma şöyle başlamıştım: Everything Everywhere All at Once- Her Yerde Her Şey Aynı Anda…. Sabaha karşı uyanıp merakla izlediğimiz pandemi sonrasının ilk büyük Oscar töreninde en iyi film de dahil olmak üzere yedi ödül kazanarak bu yılki ödülleri domine etti. Törenden saatler önce herkesin beklediği bu sonucun gerçekleşmemesi dileğimi yazmıştım yakın dostlarıma… Filmi izledim, asla ikinci kez izlenecek bir şey değil ama bu kadar çok ödüle ulaşmasının nedenini sorgulamak gerek. 7 Oscar birden alınca benim de birçok dostumun da içine sinmeyen bu filme İktisat Kongresinde Prof. Dr. Michio Kaku’yu dinledikten sonra hayli farklı bakmaya başladım.
Geleceğin Fiziği kitabını okumuştum Michio Kaku’nun şöyle demişti özetle şiddetin kökenini anlatırken:
- Çalışmadan zenginlik
- Bilinçsiz keyif
- Karaktersiz bilgi
- Ahlaksız ticaret
- İnsansız bilim
- Öz verisiz ibadet
- İlkesiz siyaset.
Zaman zaman ülkemizin ve başka bazı doğulu ülkelerdeki şiddete akıl sır erdiremeyiz ya Prof. Kaku ne güzel özetlemiş değil mi? Zaten bu geleceğin fizikçileri aslında antik çağ filozofları gibi düşünüyorlar ve ben onların yaptıklarını çok merak ediyorum.
Prof. Dr. Michio Kaku, aslında bizim gibi kendisine aşina olanlar için çok yeni bir şey söylemedi. Ama bu düşüncelerini bir kez daha gelip İzmir’de açıklaması önemliydi.
Kaku dün de “Bütün bilgiler gözünüze taktığınız lenste saklı olacak. Göz lensleri bilim kurgu değil” dedi. Kaku, DNA teknolojisi sayesinde kanserin de ortaya çıkmadan tedavi edileceğini söyledi.
Michio Kaku, yıldızlar arası seyahatin mümkün olacağını söyleyerek şöyle konuştu: “2050 yılında çocuklarımız ve torunlarımız beşinci dalganın enerjisini kullanacak. Yıldızların gücünden bahsediyoruz. Aklın gücünü göreceğiz. İnternetin yerine başka bir şey geçecek. Beyin net olacak. İnternet nöronlar şeklinde olacak. Gelecekte siber gerçeklikte yaşayıp çalışacağız. Oturduğunuz masadan birçok şey yapacaksınız. Gelecekte tüm çalışmalar zihni olacak. Hayallerimizi yazıcıdan çıkarabileceğiz”.
***
Aslında “Aya tatile gitmek, aklından geçen anılarını televizyondan izlemek…” gibi enteresan iddiaları da var Kaku’nun: Hatta “Ölümsüzlüğü” yaklaşan gerçekliğin parçaları olarak görmesi.
“Para basmak, vergi toplamak kesinlikle refah değildir. Bilim aslında refahın kaynağıdır. Bilimin anahtarı da eğitimdir. Gençleri teknoloji üzerinden eğitmek, hayal gücünü teşvik etmek ve Türkiye’yi bu yönde kalkındırmak önemlidir. Geçmişte altın zenginlik demekti. Ancak geleceğimiz için aynı şey söylenemez. Gelecekteki zenginlik “veri” olacak” diyen Kaku başka bir dünyanın kapısını aralıyor.
Tabii ki müthiş esprilerle de süsler konuşmalarını: “Diyelim ki bir partidesiniz ve orada çok önemli insanlar var ama kim olduklarını bilmiyorsunuz. Gelecekte, herhangi bir kokteyl partisinde kime yalakalık yapacağınızı tam olarak bileceksiniz”. (Bu bizdeki kokteyl yalakalarını çok üzer ama ne yapalım bilim böyle bir şey.)
Filörtöz kadınlar ve erkeklere de seslenir zaman zaman: “Bu, tanışma randevusunda çok kullanışlı olabilir. Diyelim ki tanıştığınız kişi zengin, bekar ve müsait olduğunu söylüyor ama kontak lensiniz onun üç kez boşandığını, nafaka ödediğini ve beş parasız olduğunu söylüyor. Bunlar gelecekte çok önemli olabilir.” (Türk kadınlarının antenleri ve fal tutkuları bunu daha erken halledebilir!!)
Başka düşüncelerini de paylaşayım, bunları İzmir’de söylemediği için:
“Bir yedek plana ihtiyacımız var. Dünyayı terk edelim ya da tahliye edelim demiyorum, bu çok pahalıya mal olur. Ama bir sigorta poliçesine ihtiyacımız var. Ve bu her geçen yıl daha da ucuzluyor.
İnsanlar yavaş yavaş 195 ülkeye bölünmek yerine gezegensel bir bütün olmaya doğru evriliyor. Her şeyi enerjiye göre sıralamayı severiz – fizikçilerin yaptığı da budur. Yani Tip 1 bir uygarlık gezegenseldir. Hava durumunu kontrol ederler, atmosferi ve gezegenlerindeki atmosferik jeolojik fenomeni kontrol ederler. 2. Tip bir uygarlık yıldızsaldır. Uzay Yolu’ndaki gibi tüm bir yıldızın çıktısını kontrol ederler. Gezegenler Federasyonu 2. tip bir uygarlıktır. Tip 3 galaktiktir. Bu yaratıklar Yıldız Savaşları’ndaki gibi galaktik uzay yollarında dolaşırlar. Peki, insanlık şu anda bu büyük ölçekte nerede? Biz sıfır tipiz. Ölçekte yerimiz bile yok. Enerjimizi ölü bitkilerden, kömürden ve petrolden elde ediyoruz. Ancak Tip 1’den 100 yıl kadar uzakta olduğumuzu düşünüyorum. Gözlerimizin önünde yaratılan gezegensel bir kültürden bahsediyoruz ve bence 100 yıl içinde gezegensel bir uygarlık olacağız.”
Ne güzel söylemiş. Hayat dijital değil kuantumdur.
(Bazı uyanıkların kullandığı kuantumdan söz etmiyor elbette)
KAKU’NUN KİTAPLARI
Kaku çeşitli popüler bilim kitabının yazarı.
Beyond Einstein: The Cosmic Quest for the Theory of the Universe (1987) (Einstein’ın Ötesinde: Evrenin Kuramı İçin Kozmik Arayış)
Hyperspace: A Scientific Odyssey through Parallel Universes, Time Warps, and the Tenth Dimension (1994) (Hiperuzay: Paralel Evrenler, Zaman Bükülmeleri ve Onuncu Boyuta Doğru Bilimsel Bir Yolculuk)
Visions: How Science Will Revolutionize the 21st Century (1998) (Bilim 21. Yüzyılı Nasıl Kökünden Değiştirecek?)
Einstein's Cosmos: How Albert Einstein's Vision Transformed Our Understanding of Space and Time (2004) (Einstein’ın Kozmosu: Einstein’ın Görüşü Evreni Anlayışımızı Nasıl Değiştirdi?
Parallel Worlds: A Journey through Creation, Higher Dimensions, and the Future of the Cosmos (2004) (Paralel Dünyalar: Yaradılış, Yüksek Boyutlar ve Kozmosun Geleceğine Doğru Bir Yolculuk)
Physics of the Impossible: A Scientific Exploration into the World of Phasers, Force Fields, Teleportation, and Time Travel (2008) (Olanaksızın Fiziği: Phaser Dünyasına, Güç Alanlarına, Işınlanmaya ve Zamanda Yolculuğa Doğru Bir Keşif)
Physics of the Future: How Science Will Shape Human Destiny and Our Daily Lives by the Year 2100 (2011) (Geleceğin Fiziği: Bilimin 2100 Yılına Kadar İnsanlığın Kaderini ve Günlük Yaşamını Nasıl Değiştirecek?)
The Future of the Mind: The Scientific Quest to Understand, Enhance, and Empower the Mind (2014) (Zihnin Geleceği:Bilimin Zihni Anlamaya ve Geliştirmeye Yönelik Arayışları)
Sayfa başına git