MENÜ
İzmir 15°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kapitalizme karşı olmak
Tayfun MARO
YAZARLAR
23 Eylül 2019 Pazartesi

Kapitalizme karşı olmak

Dünya sistemi kapitalizme karşı yükselen muhalif seslerin dile getirdiklerinin büyük ölçüde geçen yüzyılın meselelerine ve çözüm yollarına dair olduğunu artık kabullenmek gerekir.

Yaşanan değişim bir tarihsel sistem olarak kapitalizmin de boyunu aşarken, ortaya çıkan öncüller, uygarlık krizini işaret ediyor.

Elimizdeki bütün verilerin gösterdiği biricik gerçek; Doğaya üstün gelme mücadelesini insanlık kaybediyor. Acı bilgi…

Bilim dediğimizin neredeyse yüzde sekseni hayal kırıklığı...

Kıt kaynaklar palavrasıyla insanlığa adeta deli gömleği giydiren kapitalist iktisat çöküyor.

Mülkiyetin ve paranın yeniden tanımlanmasının artık bir zaruret olduğunu, kapitalist iktisatçılar bile söylüyor.

Kapitalist sisteme karşı olduğunu beyan eden ve bu nedenle hergün bir şeyler söyleyen, eylemlere katılan kişi, antikapitalist mücadelenin neresindedir?

Bence, hiçbir yerinde… Çünkü o yeri belirleyen, o kişinin sistemden beslenmek için yaptıkları ve yapmadıklarıyla ilgilidir.

Kapitalistlere bütün gün küfredebilirsiniz, yeter ki bankalara borçlanın, ev alın, araba alın, yazlık ev alın, döviz alın, borsada hisse senedi alın, altın alın, taksitle ödemeli tatile gidin, iki yılda bir gardrob yenileyin... Bol tüketin, güzel tüketin… Karşıymışsınız ne gam!

Burjuvazinin başlattığı devrim beşyüz yıldır sürüyor. Sosyalist devrim ise yüzyıl içinde halkın devletini kuramadan kendini lağvetti.  Şimdi, kapitalizmin yüce mabetlerinde, hepsi de pazar paylaşımı kavgasında…

Günümüzde, kapitalizme karşı olanların kahir çoğunluğu kapitalist sisteme göbeğinden bağlıdır. Ne söylediğine baktığınızda antikapitalist, ne yaptığına baktığınızda kapitalist…

Hal böyle olunca, yapılan edilen her şeyin yine sisteme döndüğü koşullarda, büyük düşünürlerin, büyük kurtarıcıların, idolleşen siyasi öncülerin söylediği her şey, o büyüleyici diskur, o büyük isyan, o büyük laflar sadece kulağa hoş geliyor. Açlar yine aç, yoksullar yine yoksul; tek değişen, günbegün artan sayıları…

Dünya’dan alacağımız var. Beslenmek, barınmak, yeryüzü nimetlerinden yararlanmak gibi… Ve bunlar derhal karşılanmasını beklediğimiz ihtiyaçlardır. Ertelendiğinde, ortaya yoksulluk, sefalet çıkıyor.

Ve insanlığın bu adaletsizliğin, bu eşitsizliğin devrimle ortadan kalkacağına dair inancı, geçen yüzyılda neredeyse yok oldu.

İnsanlığın yaşadığı büyük bunalım, kapitalizmin yol açtığı bir uygarlık krizidir. Artık bunu konuşmak gerekiyor. İdeolojilerin hiçbir derde deva olamayacağı kadar derinleşen bunalımdan şimdilik çıkış yok. Başka türlü düşünmeyi öğrenmek gerekiyor.

Hayatı sistemleştiren, her şeyi ölçüp biçip bilinebilirliğin sınırlarına kapatan akılla gidilecek yol kalmadı. İnsanlığın bundan sonra yoluna “yapay zekâ” ile devam etmesi kuvvetle muhtemeldir. Ne ki bu yolun da getirecekleri yeryüzü yaşamını uçurumun kenarından çekip alabilir mi, orası meçhul…

Uygarlığın değerler sistemi çöküyor, çevre sorunları ve iklim değişikliği yeryüzünde bir çağın kapandığını işaret ediyor;

Yeni bir dil kurmak ve her şeyi yeniden söylemek için umarım zamanımız kalmıştır.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 REİS
 23 Eylül 2019 Pazartesi 17:05
İMF YLE BASILAN FAİK ÖZTRAKI ANLAT HOCA
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz