Konstantinopolis ve sonrası

Biden açıklamasında iki anahtar sözcük kullanmış; Jenosit ve Konstantinopolis.

1453, İstanbul’un fethi, Batı indinde bir milattır. O milat öncesi, Roma ve Ortodoks Hristiyan kültürüdür;sonrası ise, Türk ve İslam kültürüdür.

Oysa Osmanlı İmparatorluğu’nu 3. Roma İmparatorluğu sayan tarihçiler de var.

Avrupa, Batı düşüncesinin köklerini Roma ve Yunan’a dayandırır. Öncesi hiç yaşanmamış gibidir; “yok” denmez ama “var” da denmez. Mesela, İyon veya Luwi kültürü adeta yok hükmündedir. Kürsülerde ders konusu olmaktan fazlası yoktur.

Batı, kendi kültür tarihini böyle yazmış veya dizayn etmiş...

Yunanlılar Anadolu’ya iki kere geldi. Birincisinde, 12 İyon kentine saldırdılar, 9 Yunan kenti kurdular. İkinci gelişlerinde, İzmir’i işgal ettiler. Her iki seferde de geldikleri gibi gittiler. İkinci gelişlerinde Türkler kadar Rumlar da zarar gördü.

Konstantinopolis, Doğu Roma’dır. Batılı, Konstantinopolis’in İstanbul kimliğinden kurtularak Avrupa’ya yeniden kavuşacağına inanır, bunu arzular.

Biden’in kullandığı iki anahtar sözcüğe dönersek, niyet okumak gibi olacak ama o metni, “Doğu Roma’yı yıkarak ele geçirdiği topraklarda soykırım yapan Türkler” gibi anlamak pekâlâ mümkündür. Batılının zihin haritasında bunu görebilirsiniz.Anadolu topraklarında Türklerin varlığını bir çeşit “Barbar işgali” olarak görmekten bir türlü vazgeçemediler.

Onlar uygar, biz Barbar… Bu efsane yıkılıyor.

Hakikati mı arıyorsunuz, insanlık kurduğu uygarlığın altında kalmak üzere. Çağımız, uygarlığın yıkılış çağıdır.

Yok, eğer Batı kültürüise söz konusuolan; Doğu Akdeniz’den başlar. Yani bizlerin yaşadığı coğrafyadan.O tepeden bakışlar vız gelir.

Uluslararası sistemin Batı Bloku hattından empoze edilen akla uyarak birbirimize düşmek herkese kaybettirir. Doğru ve haklı izlenimi veren diskur yanıltıcıdır.

Meselemiz, bu topraklarda yaşayan kültürleri birbirine düşürecek politikaların önünü kesmektir.

Meselemiz, kurulmakta olan yeni Dünya düzeninin muktedirlerine direnerek, bir arada barış içinde yaşamaktır.

Uluslararası sistemin emperyal güçleri tarafından sahnelenen “insan hakları oyunu” insanın midesini kaldırıyor. Ne insanlığımız ne haklarımız umurlarında.

Konstantinopolis ve jenosit tam olarak cehenneme giden yola döşenen taştır.