MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kurultay’ın getirdikleri!
Fatih YAPAR
YAZARLAR
28 Temmuz 2020 Salı

Kurultay’ın getirdikleri!

Kurultay sonrası taşlar yerine oturunca değerlendirmek istedim!

Çünkü; oluşan manzarayı yorumlamak ayrı yeni aktörlerin kendi konumlarını görerek verecekleri mesajlar ayrıydı.

Öyle de oldu.

İzmir, yerel seçimde15 yıl görev yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun tasfiye edilmesiyle birlikte farklı bir dengeye oturmuştu. Ve bu dengenin bir tarafında Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Tuncay Özkan bulunuyordu. Özkan, belediyeleri dizayn etmenin de getirdiği ağırlıkla bir yılı aşkın süredir “genel merkez” adına irade koyabilen tek isimdi.

Kocaoğlu sonrasında başkanlık koltuğuna oturan Tunç Soyer ise mücadeleyi, siyasete olan yaklaşımını doğrudan göstermek yerine yol arkadaşları üzerinden ilerlemeyi tercih etti. Kendisine en büyük desteği ise partide üst kademelerde görev yapmış Eski İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu verdi.  Soyer kendi tabiriyle “Ahde Vefa” örneği göstererek Nalbantoğlu’nun PM’de yer alması için topla, tüfekle mücadele etti.

Kentte bir de üçüncü bir yapı vardı. O’nun da liderliğini İl Başkanı Deniz Yücel yapıyordu. Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin’in siyasi deneyimi ve tecrübesini yanına alan, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’un usta manevralarını kendine rehber edinen Yücel, üst kademelere Milletvekili Ednan Arslan’ı taşımayı kafaya koymuştu.

İl Kongresi’nden itibaren başlayan ve netleşen bu üçlü yapı kurultaya taşındı!

Sonuç ne oldu?

Yücel ve ekibinin “konjonktürel” birliktelik yaptığı Tuncay Özkan, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun liderliğini yaptığı ekipler tarafından “çizik operasyonu” ile tasfiye edildi. Elbette, Özkan gibi kurt, deneyimli bir kişinin eve gitmesini beklemek ahmaklık olur. Çünkü onunla birlikte siyaset yapıp bugün yerel yönetimlerde başarı elde etmiş belediye başkanları halen görevde. Onlara da şimdiden ömür biçilmesi doğru bir tavır değil!

Gelelim ortaya çıkan fotoğrafın bundan sonra ne anlama geleceğine!

İzmir’de artık iki yapı var. Ve yapının bir tarafında Tunç Soyer-Rıfat Nalbantoğlu diğer tarafında Abdül Batur ve Ednan Arslan olacak.  Bu iki yapıya belediye başkanları düzeyinde katılımlar, milletvekili seviyesinde yaklaşımlar gösterilecek.

Peki bu yapı birbiriyle savaşacak mı?

Nalbantoğlu’nun da ilk açıklamasında dediği gibi İzmir’de dengeler değişecek mi?

Bu değişim kanlı mı kansız mı olacak?

İşte bu soruların tamamı yolda belli olacak. Yani kervan yolda düzülecek.

Ben şahsen kimsenin önceki süreç kadar birbirinden keskin hatlarla ayrışacağını sanmıyorum. Zaten Konak Belediye Başkanı Abdül Batur da , “Kimse benden ayrışma, kavga beklemesin. Ben kavganın bir tarafı olmam. Bu işte kimse lider olarak çalışma yapmaz. Bizim Tunç başkanla bir ayrışmamız yok” diyerek gereken mesajı verdi. Milletvekili Ednan Arslan’ın da böyle bir liderliğe soyunmayacağının altını çizdi.

Hal böyle iken şimdiden “şu kazandı, bu kaybetti” demek doğru değil. Çünkü kazanan ya da kaybeden önümüzdeki günlerde yaşanacak yol ayrımlarında göstereceği tavra göre belli olacak. 

Elbette bu kurultayda kendisini teraziye koyan, tavırları, açıklamaları yorumlanan isimler var. Bunların başında İl Başkanı Yücel geliyor. Yücel herkesin de bildiği gibi listeye Batur ve Engin destekli Milletvekili Arslan dışında farklı isimleri de taşımayı planlamıştı. Ama nefesi yetmedi, başarılı olamadı.

İkincisi ise Soyer’in durumu. Ortaya çıkan manzara gösterdi ki Büyükşehir’in gücü, imkanları, tavrı Nalbantoğlu dışında ekibin diğer önemli üyesi Milletvekili Murat Bakan’ı da yukarıya taşımaya yeterdi. Fakat Nalbantoğlu’nun telkinleri ve uzun süredir bu alandaki başarı hedefi sadece tek isme konsolide olunmasına neden oldu.

Sonuç olarak yeni dönemde kısa süre içinde genel başkan yardımcılarını atayacak. İzmir, parti üst yönetiminde temsil edilmeyi hak ediyor. Buna da genel başkan karar verecek. Parti kulislerinde daha önce bu görevden istifa ederek giden ve sonrasında “tövbesi” kabul edilen Milletvekili Selin Sayek Böke’ye şans verilir mi bilinmez ama İzmir’in temsil hakkı görülüyor ki ithal değil yerliden yana olmalıdır. Parti örgütlerini bilen deneyimli isimler varken uygulanacak formülün adı “ağabey” olmalıdır.

Son iki not; ne Soyer’in ne de Yücel’in destek vermediği Devrim Barış Çelik müthiş bir hamle ile doğrudan genel başkan tarafından PM listesine yerleştirildi. Çelik’in bundan sonraki hamleleri geleceğini belirleyecek.

Partide taban siyasetinin ne kadar önemli olduğu PM listesinde olmasına rağmen seçilemeyen eski Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli’nin durumuyla bir kez daha görüldü. Ankara ve parti içi dengelerin iyi tutulduğunu da anahtar listede olmadan seçilen fakat kota nedeniyle geri düşen Milletvekili Mehmet Ali Çelebi gösterdi.

Kısacası bu kurultay herkese çok şey öğretti!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Partili
 31 Temmuz 2020 Cuma 08:34
Bu partide kendi içinde muhalefet ile mücadelede çok başarılı şimdi bir çok partili küs neden baskın kurultay ile koltukları korumak için yapıldı il başkanı delegelerin bir çoğunun oyunu almadan tek aday olduğu için seçildi lütfen sayın vekil söylediklerinize siz inanıyormusunuz ön seçimlerde size oy vermiş bir partili olarak gerçekten şaşırdım şimdi ön seçim ile belediye başkanlarını değerlendirilmesini yapın hepsi ne kadar oy alır görürsünüz çünkü hepsi atama ile geldi halkın adayı değil bunlar genel merkezin torpilli adamları işte bize de tıpış tıpış oy vermek düştü artık bu dönem geçti sizin parti dışı dostlarınız var artık onlar ile devam edeceksiniz ne diyelim 1989 unuttunuz onu unutmayın derim çünkü yine biz üzülürüz yöneticiler koltuklarında devam eder...
 Baba Muhalefet
 28 Temmuz 2020 Salı 23:54
Yemin ederim "Bizans entrikaları"na rahmet okutacak bir senaryo...
 Delege lideri Cemil
 28 Temmuz 2020 Salı 16:42
Devrim Barış İzmirin MYK'daki ismi olur. Deniz Yücel kafayı fazla kaldıramaz bu yüzden.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz