MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kuşlar Yuvadan Uçunca… (Boş Yuva Sendromu)
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
2 Ekim 2021 Cumartesi

Kuşlar Yuvadan Uçunca… (Boş Yuva Sendromu)

Şarkı Önerisi: Empty Nest – Eric Clapton

Hamileyim…

Tekmeledi bak, şurada topuğunu görüyor musun?

Tebrikler Allah analı babalı sağlıkla büyütsün.

Baba dedi, bana güldü bana…

Uyu be çocum, uyu artık yarın erkenden işe nasıl gideceğim gözünü seveyim uyu.

Bezden kurtulmanın bir yolu olmalı. Batıcaz bu gidişle.

Taytay mı o? Aaaa Yürüyor, eller havada yürüyor…Seviiim fotoğraf makinesini getir.

Anaokulunda oyun grubu da neyin nesi? Daha çok erken minnacık kuzum o, hayatı boyunca zaten okula gitmeyecek mi bu çocuk?

Ne düşmez ateşmiş, of Allahım yanıyor evladım. Soğuk duşa sokalım, doktoru ara.

Yaşasın söktü okumayı, oh be sürüyor bisikleti, oğlum ne o dizlerinin hali, kalk artık şu yataktan;

Dersini çalış oğlum, yemeğini ye kızım sıfır beden de ne, saçını tara, dişini fırçala, aferin canım benim, babanı kızdırmayalım evladım, anneni bi öpsene yavrum, seninle gurur duyuyoruz, ödevini yaptın mı çocum, merak ediyoruz, gece geç kalma, dikkatli kullan, kimlerle gidiyorsun? Ben tanıyor muyum, hava soğuk değil mi, terli terli su içme, bırak artık şu telefonu elinden, o ne biçim konuşmak öyle, çok komiksin, çok akıllısın, çok güzelsin, çok yedin, erken geldin, geç kaldın, bi tabakta sen koy şu sofraya, yatağını topla, burnundaki halka da ne, saçına ne yaptın sen öyle…

Nerdeyse yirmi yıl büyük bir özveriyle, karşılıksız koşulsuz adanmışlıkla, sevginin bam teliyle,

Yüreğinin yağını eriterek, gözünün yaşını sakınarak,

dişinden tırnağından artırarak, yoku var ederek,

anne babalığı öğrenerek, birlikte büyüyerek, bağrına taş basarak, kendinle çelişmekten çekinerek, kurallarla isteklerin arasına sıkışarak, kaprislerin bazılarına boyun eğerek, görmezden duymazdan gelerek, sımsıkı sarılmak isterken kaşını çatmak zorunda kalarak, geceleri uykusuz kalarak, korkarak, saygıyı, güveni, sevgiyi besleyerek,

çoğu zaman kendinden vazgeçerek, karı kocalığı ve yalnızlığı unutarak  “EN GÜZEL ZAMANLARIMIZI” geçirdik çocuklarımızla…

Şimdilerde çoğu birer birer yuvadan uçuyor.

Yeni hayatlarının heyecan verici, nefes kesici, zorlayıcı değişimlerini kucaklıyorlar. Yurt odaları, yemekhaneler, derslikler, amfiler eski şaşaalı günlerine kavuştu bile.

Yeni dostluklar, sorumluluklar, beklentiler, hezeyanlar, umutlar…Hayat gailesi, geçim derdi nedir ilk kez yüzleşmeye başladı çoğu üniversiteye başlayan çocuklarımızın…

Hayatı tek başına sırtlanarak, anne babadan uzak, anne babanın arka yüzde fark etmeden hallettiği binlerce işin yükünün ağırlığını yeni yeni idrak ederek.

Beyazlarla renklilerin ayrılması gerektiği, sıcak suda giysilerin çekebildiğini, çarşaf değiştirmeyi, çekmece düzeltmeyi, ay sonunu getirmeyi, kurulu sofraların kaynayan çorbanın ayrıcalığını, çalar saatle uyanmanın-çorapları eşlemenin ne zor olduğunu yeni anlıyorlar. Ne hoştur ki bunların hiçbiri sorun değil şu an için, hayat sonsuz seçenekleriyle onların önüne serildi. En güzel yılları…

Gelelim madalyonun öteki yüzüne. Boşalan yuvalardaki duruma…

Boş yuva sendromu(Empty Nest) çocukların zamanı gelip de evden ayrıldığında anne babaların yaşadığı boşluk, hüzün, yas, depresyon, kaygı ve amaçsızlık…Çocuklarına aşırı bağlı olan; hobisi işi gücü sosyal hayatı veya aktivitesi olmayan, birbirinden uzaklaşmış ve birbirine yabancılaşmış çiftlerde daha sık görülüyor.

Yirmi yıl yaşadığın, alıştığın onca düzen birdenbire yok oluyor. Her şey değişiyor. Sofra düzeni, yemek yeme saatleri, televizyonda film, dizi, müzik seçmeleri veya maç öncelikleri, buzdolabındaki veya kilerdeki yükler, çamaşır sepeti, alışveriş listesi, eve giriş çıkışların…

Yapacak bir şey yok. Tek yapabileceğimiz bu yeni düzene mümkün olduğu kadar çabucak adapte olmak. Onların bağımsızlık kazanmalarını, kimliklerini oturtmalarını, özgüvenlerini kazanmalarını ve kendilerine yetmelerini gözlemleyeceğimiz ve yetiştirdiğimiz gençlerle gurur duyacağımız kutlanacak bir dönem olmalı bu aslında…

Terapistlerin biz anne babalara bazı tavsiyeleri var. Hayatımıza anne baba olmanın dışında yeni roller dâhil edebilirsek daha kolay atlatabiliyoruz bu süreci. Artık daha fazla zamanımız var ve farklı anlam ve amaç katacak aktivitelere yer açabiliriz. Sivil toplum ve yardım kuruluşları, yıllardır ertelediğimiz seramik kursu, kitap kulübü vb. gibi birçok uğraş sokabiliriz yeni hayatlarımıza.

Kontrol hastalığından vazgeçebiliriz ve vaz geçmeliyiz. Sık sık aramak, sosyal medya hesaplarını takibe almak bir çözüm olmuyor. Elbette onların iyiliğini ve bu süreçte nasıl ilerlediklerini merak ediyoruz, ancak gençlerin mahremiyet sınırlarına da dikkat etmemiz gerekiyor artık. İhtiyaçları olduğunda her zaman yanlarında olacağınızı bilmeleri, her koşulda size güvenmeleri çok önemli. Ben demiyorum uzmanlar diyor.

Eşinizle ilişkinizi yeniden yapılandırabilirsiniz mesela. Çocuğa karışmadan evvelki ilk evlilik yıllarınızı düşünün, birlikte girdiğiniz bu yeni dönemi daha eğlenceli kılabilirsiniz. Dostlarınız en büyük yardımcılarınız hele ki aynı sendromdan mustariplerse…

Hüzünlüyüm, kafam dağınık, bir miktar boşluktayım, sürekli gözlerim doluyor. Burnumun direği de pek bi sızlıyor. Özlüyorum.

Teşhisim buymuş: Boş Yuva Sendromu…

Yapmam gerekenler de belli, yazmak bunlardan biri iyi geldi…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Simla özkaran
 6 Ekim 2021 Çarşamba 13:03
Canım benim ne mutlu sana çok iyi bir insan yetiştirdin. Hasretle tüm tatiller iple çekilir. En keyiflisi gelmeden sevdiği yemek listesi yapılır, özenle sofra hazırlanır, heyecanla beklenir. Allah kavuştursun?????
 Ertan Soydan
 6 Ekim 2021 Çarşamba 10:56
Sevgili Ayda, Her zamanki gibi! Yine döktürmüşsün. Annelik ve veya babalık ile evlat ilişkisini(büyüme süreci) çok güzel özetlemişsin. Öncelikle aramıza hoş geldiniz. Biz tam 2007 yılından beri bu durumdayız. Ama onun da kendine göre ayrı güzellikleri var. Yeni hayatınızda mutluluklarınızın artması dileğiyle. Sevgiler, selamlar
 İclal Kardıçalı
 3 Ekim 2021 Pazar 22:41
Sevgili Aydacığım. Allah kavuştursun. Çocuklarımız güle güle, sağlıkla gitsinler ve güle güle, sağlıkla ve çoğalarak eşleri, çocukları ile tüm güzelliklerle geri gelsinler. Önce Halil ve Emin için, sonra da tüm çocuklarım, öğrencilerim için duam bu oldu. Öyle de yapıyorlar çok şükür. Tabii, özlem hiç azalmıyor. Sevgiyle kucaklıyorum. Evlatlarımızın yolları açık, rüzgarları bol ve doğru yönden olsun.
 Ebru Bağra Taşkend
 3 Ekim 2021 Pazar 21:22
Tam da aynı şeyleri hissediyor ve düşünüyorum Ayda benim de oğlumdan ilk ayrılışım ??????
  Fatoş Taner
 2 Ekim 2021 Cumartesi 20:45
Aydacımmm canım salya sümük okudum Çok yaşa sen??
 arzu uygun
 2 Ekim 2021 Cumartesi 15:25
evet boşlukları doldurmak bize kaldı hepsinin yolu açık musmutlu olsunlar??eline sağlık??
 Burçak Akıncı
 2 Ekim 2021 Cumartesi 14:11
Aydacığım, daha benimki küçük, yine de her an ağlamaya hazır bir anne olarak burnumun direği sızladı yazınla.. Gerçekten yazdığın gibi sanki daha dün sütten kesildi, sonra yürüdü ne ara anaokullu oldu, yok canım ilkokul mu bitiyor diye diye son sürat geçiyor yıllar! Şimdiden yol gösteren yazın için teşekkürler, ben hayatıma bir kaç hobi sokayım gidip:))
 Işıl Günhan Bilgen
 2 Ekim 2021 Cumartesi 12:14
Aydacım gene çok güzel ifade ettiğin duygular ile çok dokunaklı ve bir o kadar da gerçekçi ve hayatın içinden bir yazı.. Uçacaklar ve biz de senin yaptığın gibi hazırlıklı olarak alkışlayarak cesaretlendireceğiz onları.. Kolay gelsin.. rastgitsin .. ??????
 Aydan Sakbaş
 2 Ekim 2021 Cumartesi 10:56
Ayda’cım bizim yuva 2013’den beri bir boş bir dolu o kadar iyi anlıyorum ki yazdıklarını , Benim burun direği sızlamaktan artık hissizleşti. Göz pınarlarım her daim dolu hiç boşalmıyor ama onla mutlu biz mutlu, Bu hayatta herşeyin başının sağlık olduğu bir dünyada yaşıyoruz O yüzden şükür , uzakta olsunlar seslerini duysak yeter:)) Aklına,kalemine sağlık… Aydan
 Gaye Berköz
 2 Ekim 2021 Cumartesi 10:49
Zaman hızla geçiyor… Hiç büyümeyecek zannederken … Aynen dediğin gibi… Gelselerde sarılsak diye beklicez artık. Kalemine sağlık..
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz