Lal'lar

Eskilerde çok kullanılırdı “ lal “ sıfatı. Dilsizler, konuşamaz durumdakiler içindi bu tabir...

Az da olsa da kullanılır hala. Ayrıca, parlak kırmızı renkte billurlaşmış değerli bir taş için de kullanılır lal…

Hani kimi insan isimleri, onun karakterini de yansıtır denir ya… İşte tam da öyle Çeşme Belediye Başkanımız Lal Denizli. Çok dilli ve değerli bir billur taş gibi!

***

Türk Eğitim Vakfı 1967 yılında Vehbi Koç’un önderliğinde eğitime aşık 205 Türk aydını tarafından kurulmuştu… Hedefi “insan kaynağını bilgi üreten ve kullanan konuma getirmek”ti…

Uzun süre Başkanlığını F.Nejat Eczacıbaşı, Başkan Vekilliğini de Vehbi Koç gibi Türk Sanayiinin büyük duayenleri yapmıştı. Bağış ve yardımlarla amacını gerçekleştirmeye çalışan bu Vakıf, okumak isteyen gençlere desteğe devam için, Çeşme’de bir konser düzenlemişti. Sahneyi de büyük boy Atatürk posteri ve Kırmızı Bayrağımızla güzelleştirmişti…

Olanlar da bundan sonra oldu… Kavala’lı Yunan asıllı sanatçı Despina Vandi, sahnedeki Türk Bayrağı ve Atatürk posteri indirilmedikçe konsere çıkmayacağını söylemiş, talebi derhal reddedilmiş, konseri de iptal edilmişti!

İptal sonrası sahneye çıkan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, duygulu ve vurgulu bir dille şunları söylemişti :

“… Biz bu toprakları kazanmak için çok şehit verdik. Ve biz her zaman kardeşliğin ve ebedi dostluğun kazanacağına inanan insanlar topluluğuyuz…

Bizim topraklarımızda, benim belediye başkanı olduğum bir kentte hiç bir güç ne bayrağımızı ne de Atatürk’ün posterini indirmeye yeltenemez. Hanımefendi, ivedilikle bu şehrin sınırlarını sakinlik ve sükunetle terk etsin…

Dilerim bu ona tarihi bir ders olur. Bizim hiç kimseye ihtiyacımız yok. Biz bize yeteriz…

Ben hanımefendi adına utanıyorum.”

İşte iki Mustafa’nın : Babası Mustafa Denizli

ve Mustafa Kemal Atatürk’ün, Lal kızlarından beklediğini düşündüğümüz tavır…

Bizim de kutladığımız taş gibi bir tavır!

***

İzmir’e yön verir havalarında kimileri var ki…

Kendilerine danışılmazsa eğer, limoncu rolüne bürünenler… Lal Denizli’yi hamaset yapmakla suçlayanlar, Despina Vandi’nin kenti terki çağrısına kızanlar ;

“… Despina Vandi’nin yakın arkadaşı newsit.gr isimli medya kuruluşuna olanları anlattı…

Haberde sahnedeki posterleri görünce “Atatürk posterinin yeri değiştirilmezse sahneye çıkmayacağım” dediği ve karşılığında “Türkiye’de Atatürk,demokrasinin sembolüdür” yanıtını aldığı;

Vandi’nin ise bunun ardından, “Benim için Kemal Atatürk, Yunanlıların katilidir” diyerek konserini iptal ettiği belirtildi şeklindeki bu haberi okuyunca… Vandi’nin gizli kalmış kini dışa vurumuna, şimdi ne derler ki, acaba ?

***

İzmir’deki bu kişilerin, hakarete ne diyecekleri merak konusu olsa da… Şunu da hatırlatmakta yarar var ;

MÖ. 339’ yılında ölen Antik Yunan filozofu Sokrates : iyi insan, zengin hayatı değil adil hayatı ister derdi. Tüm insanların kardeşçe yaşamasını isterdi. Köle de çalıştıran zenginler, onu hiç sevmezdi…

Nitekim şikayet ettiler… hakkında dava açtırdılar. Güya gençleri ayartıyordu!

Atina Meydanında yargıladılar, 220’ye 281 oyla idam kararı aldılar… 70 yaşında cezaevinde, kendi elinden baldıran zehiri içtirerek idam ettiler…

Katil arıyorsa eğer Vandi Hanımefendi ;

Vatanlarını savunan Anadolu ve Kıbrıs Türklerini katledenlerden ve 2400 yıl önce, Atina Meydanında… suçsuz Sokrates’in idamına oy veren 281 kişiden başlamalı!

İyi Pazarlar…