MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Lozan Zaferimiz 98 yaşında!
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
23 Temmuz 2021 Cuma

Lozan Zaferimiz 98 yaşında!

Önce Lozan Barış Antlaşması'nın 98. yılında, başta Büyük Atatürk olmak üzere, kararlarıyla Lozan görüşmelerine yön veren Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerini, Lozan görüşmelerini yürüten seçkin devlet adamı İsmet İnönü ile çalışma arkadaşlarını saygıyla analım.

20 Kasım 1922'de başlayıp, 24 Temmuz 1923'te sona eren görüşmeler boyunca, Meclisimiz adına görüşmelere katılan değerli asker ve devlet adamı İsmet İnönü başkanlığındaki Türk Heyeti, büyük bir diplomasi savaşımının yaşandığı Lozan'da, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararları doğrultusunda, milletimizin çıkarlarını özenle ve kararlılıkla savunmuş, yalnız bir antlaşma metnine değil, gerçekten tarihsel bir zafere de imza atmıştır.

25 Temmuz günü Başkomutan Mustafa Kemal, Heyet Başkanı İsmet İnönü'ye gönderdiği telgrafta şu ifadeye yer vermektedir. “Ulusun ve hükümetin yüce kişiliğinize vermiş olduğu yeni görevi başarı ile sonuçlandırdınız. Ülkeye yararlı sıra sıra işlerle örülü olan ömrünüzü bu kez de tarihsel bir başarıyla taçlandırdınız.”

Birinci Dünya Savaşı'ndan Cumhuriyetimizin kurulmasına değin uzanan gelişmeleri hepimiz biliyoruz. Yurt topraklarının Mondros ve Sevr Antlaşmalarıyla paylaşılmak istenmesi, ulusal birliğin gerçekleştirilmesini ve kurtuluş düşüncesinin eyleme dönüşmesini sağlamıştır. Halkımız işgale ve sömürgeciliğe başkaldırmış, içinde bulunduğu yokluklara ve sıkıntılara karşın zaferle sonuçlandırdığı Kurtuluş Savaşıyla, tutsaklığı kabullenmeyen milletler için bir örnek ve umut ışığı olmuştur.

İsmet İnönü, Lozan Barış Konferansı tutanaklarının Türkçe çevirisinin yer aldığı kitaba yazdığı önsözde, herkesin 1918'de bitirdiği savaşa Türkiye'nin dört yıl daha devam ettiğini anımsatarak, Lozan'da yaşamsal bir engel olmadıkça barış yapmak zorunda olduğumuzu vurgulamakta ve o dönemde ulusumuzun ne denli güç koşullarda bulunduğunu açıklıkla dile getirmektedir.

Lozan Barış Antlaşması'nın yakın tarihimizdeki yeri değerlendirilirken, bu Antlaşmadan üç yıl önce 10 Ağustos 1920'de imzalanan ve Türk ulusuna kabul ettirilmek istenen Sevr Antlaşması'nın mutlaka okunması gerekir. Lozan'a Sevr'den gelinmiştir. Bu süreçte yaşananlar hiç unutulmamalıdır. Sevr bir milleti yok etme kağıdı, Lozan ise, tam bağımsız Türk devletinin kuruluş belgesi Yakup Kadri’nin tanımlamasıyla “Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedidir”

Atatürk ile silah arkadaşlarının Sevr Antlaşmasını kabul etmeyerek Kurtuluş Savaşıyla Misak-ı Milli sınırları içinde, ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız, çağdaş bir ulusal devlet kurmaları sonucunda, Batılı güçler Lozan'da yeni Türk devletiyle eşit düzeyde barış masasına oturmak zorunda kalmışlardır. Dönemin büyük gücü olan Batılı devletler, Lozan Barış Konferansı ilerledikçe artık devrin değiştiğini ve karşılarında haksız isteklere sonuna kadar direnmeye kararlı yeni bir devlet bulunduğunu anlamak zorunda kalmışlardır. Ancak, bu da kolay olmamıştır. Görüşmeler çok zorlu geçmiştir. Görüşmelerin kesintiye uğradığı 1923 Şubat ayı başında Türk heyetinden adeta bir ultimatom biçiminde imzalanması istenen metinle Antlaşmanın son biçimi karşılaştırıldığında, hem alınan mesafenin büyüklüğü, hem de İsmet Paşa'nın müzakere gücü ve onun arkasındaki genç devletin kararlılığı açık biçimde görülür.

Bu sırada, İsmet Paşa'nın bir de ülke içindeki muhalefeti göğüslemek gibi ikinci bir uğraşı olduğu da unutulmamalıdır. Sonuç olarak, Barış Konferansı sonunda imzalanan Antlaşma, yeni Türk devleti için her yönden büyük bir diplomatik başarı olmuştur. 

Bugün bir kez daha unutmayalım:

Türkiye'nin siyasal ve ekonomik bağımsızlığını ve uluslararası düzeydeki eşitliğini kayda geçiren Lozan Barış Antlaşması, Birinci Dünya Savaşından sonra imzalanan benzer anlaşmalardan bugün geçerliliğini ve güncelliğini koruyan tek belgedir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz