MENÜ
İzmir 18°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Mintonette Prensesleri
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
9 Eylül 2023 Cumartesi

Mintonette Prensesleri

Çocukken bana anlatılan masalları hiç severek dinlemedim.

Bir “masal kahramanı” ya da bir peri masalında başrol olmak hiç istemedim. Peri kızı kıyafetim olmadı.

Sebebi belliydi.

Çok küçük yaşlardan itibaren duyduğum tüm masallarda kızlar hep şiddete maruz kaldı. Çirkin kızlar hep kötü kalpliydi. Masallarda güzellik hep başa belaydı.

Prensesler sadece kurtarılmayı beklerdi. Camdan bir tabutta ya da bir kulede beklemekti onların görevi…Kendi çabaları, güçleri, dirayetleri ve zekâları ile asla hareket etmezlerdi. Akılları, yetenekleri, cesaretleri, mücadele ruhları ve özgüvenleri yolu olmayan karanlık bir şatonun en derin mahzenlerine kilitlenmiş, anahtarı dipsiz kuyulara atılmıştı.

 (11 Temmuz 2020 tarihli Şiddet Gören Prensesler adlı yazımdan alıntı)

Ayakları yere basan, kendinden emin, özgüveni yüksek, dimdik ayakta bir genç kız olabilmek için ben sporu seçtim. Voleybolcu olmak için çok çabaladım, okul takımına girebilmek için saatlerce antrenman yaptım, yıllarca yedek sırasında sıramı bekledim. En yakın arkadaşımın salon ayakkabılarını, dizliklerini ödünç aldım. Fiziksel olarak kriterleri pek tutturamamıştım, uygun değildim, çok yükseğe zıplayamazdım mesela.

Olsun varsın. Takım ruhu ne demek, bireysel değil birlikte kazanmak nasıl olur ben o yaşlarda öğrendim…

Kadınların var olma çabasında sporun ne kadar önemli bir yer tuttuğunu idrak ediyor toplumumuz son birkaç yıldır.  

Kadınsılıklarından asla vazgeçmeden, estetik ama güçlü, güzel ama akıllı, tek başlarına ama birlikte müthiş bir performans seyrettirdiler bize

Filenin Sultanları!

Yüzümüzü güldüren her ne ise,

Gururumuzu okşayan her kimse,

Günlük sıkıcı yorucu bunaltıcı hayatlarımızdan uzaklaştırıp coşkuyla heyecanla birbirimize kenetleyen her ne koşulsa…razıyız zaten biz.

Mintonette Prensesleri…

Voleybolun ilk ismi bu. Mintonette…

Genç Erkekler Hristiyan Birliği (YMCA) adındaki spor kulübünde çalışan beden eğitimi öğretmeni William G. Morgan tarafından 9 Şubat 1895'te tasarlandı. Bir kapalı alan sporu olarak 1895’te oynanmaya başlandı. Morgan, bu oyunu "mintonette" olarak adlandırmıştı; daha sonraları topa yere değmeden vurma ilkesinden (vole) yola çıkılarak "voleybol" adı önerildi ve oyun bu adla tanındı.

Türkiye’de voleybola ilgi 1919’larda başladı. Ülkenin ilk beden eğitimi öğretmenlerini yetiştiren Selim Sırrı Tarcan, Türkiye’de voleybol sporunun altyapısını okullarda kurarak başlatan ilk isimdi.

Filenin Sultanları küçük yaştaki kız çocuklarımıza çok değerli bir gelecek sundu, ufuk açtı.

Vasıfsız, güçsüz, çıtkırıldım, kendisine tasarlanan hayatları yaşamak zorunda olan prensesler yerine güçlü, akıllı, çevik, istediği hayatı yaşayabilen ve elalem ne deri umursamayan sultanlar olunabileceğini gösterdiler.

Saatte 100 km hız ile vurduğu servislerle kafalardaki örümcek ağlarını deldiler.

290 cm sıçrayarak kadının gücünü, nasıl yükseleceğini ve inerken yere ne kadar sağlam basabileceklerini gösterdiler.

Bakımlı elleriyle, rengarenk ojeleriyle güçlerinin arkasında bir kadın olduğunun altını çizdiler.

Delici bakışlarıyla kararlılıklarını ortaya koydular.

Ve Atatürk’ün kızları olduklarını bu zaferleri vatana armağan ederek ve hiçbir maddi kazanca tamah etmeyerek hafızalara kazıdılar.

Masalların değil gerçek hikâyenin kahramanları…

Bir varmış bir yokmuş.

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer pire iken, cüceler tellal iken, ben nenemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken...

Eğitim, disiplin ve çalışmak ne kadar önemliymiş.

Başarı kimi tanıdığınla, kaç kişinin seni takip ettiğiyle, sosyal medya fenomeni olmakla, binlerce “like” almakla gelmiyormuş. Okumakla, idrak ile, emek ile, alın teri ile, bir süzgeç ve bir omurga ile, bilimi, sanatı ve sporu hayata dâhil ederek oluyormuş.

Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik.

Yollar ne kısa ne de düzmüş. Savaşlar, yokluklar, engeller hep varmış. Önemli olan kafaya koymakmış, kendini her koşula hazırlamakmış. Çok çalışmakmış. Kendini yetiştirmekmiş. Eğitimmiş, görgüymüş, okumakmış, öğrenmekmiş, sorgulamak, soru sormakmış. Doğruyu, gerçeği araştırarak kendini bilerek önce dünyayı, olan biteni ve elbette kendini keşfedebilmekmiş. 

Filenin Sultanları çok şey anlatmış, gökten de 3 elma düşmüş…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Jülide Aytekin
 17 Eylül 2023 Pazar 23:02
Sende sınıfının sultanıydın.Sevgiler.
 Banu Baysak
 11 Eylül 2023 Pazartesi 04:40
Müthiş ????
 Hülya İnaner
 10 Eylül 2023 Pazar 15:49
Harikasın Aydacım??????????????
 N.Altan Arslan
 9 Eylül 2023 Cumartesi 15:31
Hepsi kızlarımızın başına
 Adnan Sözeri
 9 Eylül 2023 Cumartesi 12:28
3 elma yüreği güzellere ödül. Ancak kalın kafalılara hiç etkisi olmaz.
 Kubilay Avşer
 9 Eylül 2023 Cumartesi 11:38
Güzel bir yazı. Tebrik ederim.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz