MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Modernliğin metalik hali
Tayfun MARO
YAZARLAR
16 Eylül 2021 Perşembe

Modernliğin metalik hali

Uygarlığın Aydınlanma çağında, demir-çelik endüstrisi ve onu izleyen otomotiv endüstrisi, kentte modernleşmeye yön verdi.

Aydınlanma, Rönesans, Reform hareketlerine yüklenen anlam, modernitenin metalik boyutundan azade olamaz. O boyut sayesinde gündelik hayatta konfor ve kolaylıklar artarken kapitalizme bereket geldi.

Çağdaş kent kültürünün inşasında bir otomobilin etki gücü doğru okunmadıkça, sosyolojik çözümlemeler yetersiz kalacaktır.

Evet, ilk bakışta tuhaf bir değerlendirme gibi görünüyor. Ancak, şehirleri mobil metal yığınlarına teslim eden uygarlığın ahvaline bakınca, böyle bir kanaate varmak pekâlâ mümkündür.

Sistem, sunduğu kolaylıklar ve konfor sayesinde toplumları kendine bağlıyor. Hayatımızı kuşatan kolaylıkları ve konforu mümkün kılan ise teknolojidir. Ülkeler teknoloji ürettikleri ölçüde ilerlemiş sayılıyor.

Sadede gelelim, şehir/insan ilişkisi, gündelik hayatın araç trafiğinde kimlik kazanıyor; normlar sanki sırf o metal yığınları hayatın vazgeçilmezi olsun diye var.

Arabaya binip bir yerden bir yere gitmek, toplumun kahir çoğunluğunun indinde hayatın anlamı olmuşsa, o anlamı kalıcı kılmak için ömür boyu borçlu ve itaatkâr yaşamayı göze almışsa ve bu durum sosyal statü alameti olmuşsa; o yürüyen demir yığınına sadece araba demek mümkün değildir.

Yolda veya kaldırımda yürüyen herkese meydan okuyan metal yığını, sahibinin sesidir…  Arabasının markası ve modeli kadar modern, çağdaş, gelişmiş sahip...

Öyle bir sahiplik ki bindiği araba, oturduğu ev kendisine statü sağlıyor.

Tüketim toplumunun modern bireyi, sistemde teknolojinin getirdiği kolaylıklar ve konforla kendini iyi hissediyor. Ve vazgeçmeye hiç niyeti yok.

Bunun anlamı; insan, hayata verdiği zarardan vazgeçecek erginlikte değil.

Nihayetinde, insan öyle aman aman akıllı yaratık değil. Arabalarına şehir inşa ediyor; Daha ne yapsın, budala olduğunu göstermek için!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 kafalar karışık
 19 Eylül 2021 Pazar 13:21
Yazar herhalde bir yerden bir yere yürüyerek gidip, doğada yaşıyor.
 Yorum
 16 Eylül 2021 Perşembe 14:05
Hem ÖTV düzenlemesini popülizm ve tüketimi teşvik olarak nitelemek hem de arabanın sosyal statü sembolü olmasını ve ömür boyu borçlu olmayı gerektirdiğini ifade etmek bence çelişkili bir yaklaşım. Zira fiyata etki eden diğer faktörler bir yana yüksek ÖTV ve bunun üzerinden alınan KDV (yani vergi üzerinden tekrar vergi alınması) arabayı bizim gibi toplumlarda ekonomik ve sosyal statü göstergesi konumuna getirmekte ve arabaya araç olmanın ötesinde bir anlam yüklenmesine neden olmaktadır. Diğer taraftan insan arzulayan bir varlık olduğundan bir ölçüde doyuma ulaşması gerekir ki bu arzusu soğusun. Dolayısıyla arabayı toplumun büyük çoğunluğu için ulaşılabilir kılarsanız bir noktada onun gözünde 'anlamı' da azalacaktır. İnsanlık yeryüzünde bulunduğu andan itibaren bir yerden bir yere göç etmiş, önceleri ayakları üstünde sonra at, deve vb üstünde ve bugün de bisiklet, araba, uçak vb. kullanmaktadır. Elbette gönül ister ki bisiklet kullanımı artsın ve karbon salınımı azalsın ancak çarpık kentleşme nedeniyle bu mümkün değil şimdilik. Modernlik halen tecrübe ettiğimiz bir süreç ve elbette insanlığın yarattığı bir süreç olarak eksiksiz/zararsız değil. Günümüzde elektrikli araçların yaygınlaşması ile birlikte karbon salınımı ve doğaya verilen zarar azalacaktır. Bugün hasta olduğumuzda modernliğin yarattığı o metal yığının içinde hastalıklar kolayca teşhis edilebilmekte, göklerde uçabilen metal yığınlar veya uzayda gezen metal yığınlar sayesinde ulaşım ve haberleşmeyi yapabilmekteyiz. Dolayısıyla mevcut örgütlenmemiz itibarıyla araba vb ulaşım araçlarını kullanmayı/ona sahip olmayı istemek bizi tüketim toplumu yapmaz bana göre. Arabanın kategorik olarak reddinden ziyade çevre dostu arabalara teşvik önemli bence. Ayrıca buradaki hayati soru insanlığın teknolojiyi tamamen reddedip reddetmemesi noktasındadır. Böyle örnekler yok da değil, örneğin ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşayanlar.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz