MENÜ
İzmir 15°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Mottomuz ne olsun?
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
10 Ağustos 2021 Salı

Mottomuz ne olsun?

İnsanı, tabiata adapte olma sürecinde başarılı kılan en önemli adım neydi, hiç düşündünüz mü?  Toplayıcılık ve avcılıkla başlayan sosyal evrim sürecinden, tarım ve hayvancılığa geçişte ve sonrasında, endüstri toplumlarına dönüşen uygarlık yolunda, beyin ve emek gücümüzü yüceleştiren en anlamlı eylem, sahi nedir?

Cevabını hepimizin bildiği bir sorudur aslında... Yine de bilmemezlikten geldiğimiz ya da çoğu zaman küçümsediğimiz, oysa,insanı doğayla bütünleştiren,bu yaşam pratiğinin adı dayanışmadır.

Ege ve Akdeniz bölgesinde en son çıkan orman yangınlarında, insanın dayanışma gücünebir kez daha şahit olduk. Tabiatta, elbette yangınlar da, seller de, depremler de olacak. Ancak, tedbirsizliklerimiz ya da yetersizliklerimiz olmasına rağmen, bütün bunlara meydan okuyacak dayanışma bilincine sahip olmak da çok önemli değil mi?

İnsan tabiatın bir parçasıdır ve asla onun üstünde bir varlık değildir. Bu nedenle, en ileri teknoloiye sahip olsak dahi, engelleyemeyeceğimiz doğal afetlerle karşılaşabiliriz. Afet yönetimiyle ilgili teknik ekip, donanım, bilgi, organizasyon, ulaştırma ve lojistik elbette birincil unsurlardır. Hepsini bir araya getiren temel etken ise insanların, birbirine yardım etme çabasıdır.

Ben derim ki; anaokulundan itibaren, okullarda, doğal afetlerle ve ilk yardım ile ilgili konular işlenirken, çocuklarımıza,felaket anlarında, neler yapmalıyız ve nasıl yapmalıyızı öğreterek, işe başlamalıyız. Yardımlaşma konularında, ilk bilinçlendirme filizleri, erken yaşlardan itibaren çocukların beyinlerine ekilmeli ve bir ömür boyu devam ettirilmelidir.

Örneğin, çalıştığımız kurumlarda, yaşadığmız mahallelerde ve kırsal yörelerde, ilk yardım ile doğal afetlerle başa çıkma yol ve yöntemleri hakkında eğitim ve öğretim verecek kurumlar oluşturmalıyız. Japonya’da, daha küçük yaşlardan itibaren, okullarda çocuklara verilen deprem eğitimi, bu konudaki en iyi örneklerden biridir. Türkiye’de de ormanlara yakın bölgelerde yaşayan yöre halkına ve okullardaki çocuklara, yangın anında ilk müdahele yöntemleri, araçları ve yardım teknikleri teorik ve tatbiki olarak öğretilse faydalı olmaz mı?Ya da sel bölgelerinde yaşayan vatandaşlara da benzer bir eğitim verilemez mi?

Afetlerle mücadele etmede, dayanışma bilincini ve gücünü artırmak için “illa da devletten mi yardım beklemeliyiz sorusu”, bu bağlamda, konunun yanıtlanması gereken diğer bir boyutudur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında onca yoklukla ve savaşlarla, büyük bir kurtuluş mücadelesi veren bir coğrafyanın evlatları olarak, ellerimizi, bilincimizi ve yüreklerimizi birleştirerek, bugünkü sorunlarla da başa çıkabiliriz diye düşünüyorum. Yeter ki birbirimize gölge etmeyelim... Yeter ki birbirimize destek olalım... Yeter ki mottomuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” olsun!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz