MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Muhalefet ve yeni global düzen
Tayfun MARO
YAZARLAR
2 Haziran 2021 Çarşamba

Muhalefet ve yeni global düzen

Biden’ın izlediği siyasetin Turnusol etkisi, siyasette derin dalgalanmalara yol açıyor. Siyasal alanın yeniden şekillenmesinde etkili oluyor.

Son olarak gündeme gelen “soykırım” açıklaması, taşları yerinden oynatacak gibi.

Ülkede, ekonomik örgütlenme ile siyasal örgütlenme arasındaki makas açılabilir.

Yanı sıra, muhalefetin Biden’a utangaç tepkiler verdiği, gözlerden kaçmıyor.

Belki de bu nedenle, “soykırım” açıklaması, sadece Erdoğan yönetiminin beceriksizliğine bağlanıyor.

İktidarın uluslararası ilişkileri iyi yönetemediği kimsenin meçhulü değil. Ancak bu yetersizliği işaret ederek kenara çekilmek, muhalefet açısından bir zafiyettir.

Uluslararası sistemin kriz sarmalında türbülansa girdiği koşullarda, Türkiye’de siyaset Doğu-Batı ekseninde yeniden şekilleniyor.

Doğu Bloku ile Batı Bloku arasında gel-git yaşayan Erdoğan yönetimi, 2010’dan sonra Batı Bloku ile ilişkilerinde sorun yaşamaya başladı. Ve bugün bacakları sonuna kadar ayrılmış vaziyette, hareketsiz bekliyor başına gelecekleri.

Ne yazık ki muhalefetin vasatlığı yıllardır iktidara cesaret verdiğinden, yönetenler hata yapma özgürlüğünü tepe tepe kullandı. Bakınız; S. Peker açıklamaları.

Ülkede umut olması gereken CHP’li sosyal demokratlar, uluslararası sistemde Türkiye’nin değişen konumunu anlaşılır bir dille tartışmıyor.

Yeni Dünya düzenine geçiş koşullarında, Doğu-Batı ekseninde yaşanan gerilimin ülke siyasetine etkileri doğru dürüst konuşulmuyor.

CHP-HDP hattında, HDP net bir dille tezlerini savunurken, CHP kem küm ediyor.

ABD-AB Bloku ile sıcak ilişkiler kurmaya özen gösteren muhalefette, CHP, ulusalcı kanadın baskısı altında zorlanıyor.

Biden demokratlığının ardılı HDP, ırkçılığı ırkçılık yaparak eleştiriyor. Husumet derinleşirse herkes çok üzülür.

Kısacası, Biden’ın izlediği siyasetin peşinden gidenler, toplumsal mutabakat koşullarının zora girdiğini göremiyor.

Emperyal güçlerin bölgedeki çıkarlarına sorgusuz sualsiz hizmet etmek için yarışmak yerine, Türkiye’nin yeni Dünya düzeninde, sistemde tutacağı yeri, üretimden alacağı payı konuşmak gerekmez mi?

Her ne kadar Türklerin Asya’dan göç hareketleri Batı tarafından “Barbar işgali” olarak görülüyorsa da Türklerin yüzü tarih boyunca hep batıya dönük oldu. İslamcı iktidara rağmen muhtemelen yine öyle olacak.

Bu ahvalde, Erdoğan döneminden sonra, Türkiye’nin yeni global düzende yükleneceği rolün, coğrafyasında sağladığı dengeyle mütecanis olması gerekir.

Ve bu Dünya problemi karşısında, Türkiye’nin yeni global düzende alacağı yeri konuşmak için; öncelikle toplumsal mutabakatın sağlanmasına ihtiyaç var. Ve bu mutabakatın sağlanmasında muhalefete büyük görev düşüyor.

Sistemde değişimin ne anlama geldiğini ve Türkiye’nin imkanlarını konuşmak, siyasetin önceliği olmalı. Bunun için de köşe kapmaca oynayan siyasetçilerden bir an önce kurtulmak gerekiyor.

Türkiye Batı Bloku ile konuşacaksa, Kürdistan’ı değil, yeni Dünya düzeninde yerini, üretimden alacağı payı konuşmalı.

Kürt sorunu, uluslararası sistemin Türkiye’nin dikkatini dağıtarak elini kolunu bağlamak için kullandığı koza dönüşmemeli.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz