MENÜ
İzmir 16°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sanayi devrimi sonlanırken
Tayfun MARO
YAZARLAR
15 Ekim 2021 Cuma

Sanayi devrimi sonlanırken

Sosyalist sistem çöktükten sonra oluşan tek kutuplu dünya düzeninde ortaya çıkan kafa karışıklığı salt sol cenaha mahsus değil. Modernite sonrası kapitalist sistemi yönetmekte zorlanan burjuvazinin de aklı bir ölçüde karışık. Dijital devrimin öncü sarsıntıları sistemi fena halde zorluyor.

Mesela, kapitalistler, menkul kıymetler yatırımları için kullandıkları sanal enstrümanların yarattığı kaotik ilişkilerle baş edemiyorlar.

Gelişmekte olan ülkelerde, Küresel düzende öngörüldüğü üzere, cemaatlerin sorumluluğuna terk edilen yoksullar giderek radikalleşiyor.Cemaatleşen toplumlar kendi içine kapanıyor. Kimlik siyaseti toplumsal barışı tehdit ediyor.

Sol, yaptığı yeni okumalarla kendini yenilemek ve olan biteni açıklamak konusunda başarılı değil. Duyanların “İşte bu!” diyeceği söylem düzeyi henüz yakalanmış değil.

Hal böyle olunca, sol ve sosyal demokrat düşünce de paradigma çökmesinden, yaklaşan dijital devrimin öncü sarsıntılarından payına düşeni alıyor.

Ülke zaten oldukça kötü yönetiliyor. Ve yanı sıra, kriz sarmalındasistem dengeden çıktığı için Dünya ölçeğinde yaşanan bunalım, akılları eni konu karıştırmış bulunuyor.

Bu hengamede sosyal demokratların kafa karışıklığını öne çıkaran faktör ise, kaygan zeminde yapılan siyasettir.

Her şeyden evvel, üretimden sağlanan fazla artık kapitalist sistemde mevcut değil. Sosyal refah devletini mümkün kılan para fazlasının sistemde olmayışı, sosyal demokrat programlar açısından ciddi handikaptır.

Uzlaşma kültürünü gerçekten içine sindirdiği bilinen sosyal demokratların, toplumsal mutabakatın sorunlu hale geldiği koşullarda, uzlaşma siyaseti izlemesinin hayli güçleştiğini kabul etmek gerekir.

Gerek kamusal gerek özel yaşamda, küreselleşen sistemde ortaya çıkan değişim ihtiyacı bağlamında cemaatleşen toplumda, “uzlaşma” artık muğlak bir kavramdır. Etnisite ve din grupları arasında mesafeler iyice açılmış bulunuyor.

İşçi sınıfı meselesine gelince; işçi sınıfı, geçen yüzyılda, kendisi için sınıf olmaktan vazgeçti. Sınıfsal ağırlığı kalmayan işçi sınıfının, sosyal demokrat siyaset üzerindeki ağırlığı da tartışmalıdır.

Bu durumda, sosyal demokratlar, emek ağırlıklı politikaların yeni koşullarda nasıl şekilleneceğine dair tutarlı politikalar oluşturmak zorunda.

İşçi sınıfının politik durumu, emeğin sömürüsünden, Öteki olana gösterilen hoşgörü veya hoşgörüsüzlük düzeyine indirgendi.

Kapitalizm, işçiyi önce “göçmen” ile ikame etti; şimdi de yapay zekâ ile ikame ediyor. Bu sonuncu, emeğin tanımını da değiştiriyor.

Aydınlanma’dan Modern ötesine, Kartezyen bilimden Belirsizin bilimine değişimin yaşandığı post modern zamanlarda kapitalizmin ezdiği kitlelere nefes aldıracak yeni sosyal demokrat siyasetin nasıl oluşacağı ve topluma ne vaat edeceği, liberal-muhafazakâr ittifakın alternatifsiz kaldığı Küresel dönemde, yaşamsal önem kazandı.

Yeni Dünya düzenine göre yeniden yapılandırılan devlete, millet ve milliyet kavramlarına, ulus egemenliğine bakış açısı, sorunları ele alış biçimi; sosyal demokrat düşüncenin siyasal yaşamdaki ağırlığını belirleyecek.

Ve artık biliyoruz ki günümüzde, “sosyal demokrasi ve gençlik”başlığı altında tartışılması gereken çok yaşamsal bir sosyal alan var.

Yatay toplumun kurucusu gençlik, doğrudan demokrasi istiyor; katılım ilkesinin yatay süreçlerde hayata geçmesini talep ediyor.

Bundan böyle, gençliği, o bilinen ve artık hepimizin usandığı siyaset üslubuyla, ayaküstü söylenmiş sözlerle ikna etmek mümkün değil.

Kavramsal düzeyde bütün bildiklerimizin anlamı bulanıklaşmışken, doğal olarak sosyal demokrat düşünce de bu karışıklıktan etkilendi.

Bununla birlikte, sosyal demokratların artık sessizliğini bozması ve ülkenin çözüm bekleyen sorunlarına dair çözümlerini ve siyaset biçimini açıklaması gerekir.

Sosyal demokratlar, “olmak ya da olmamak”meselesinin tam orta yerinde, bir tercih yapacak.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz