MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sel, deprem, tedirgin, yorgun İzmir halkı ve belediyeleri
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
2 Şubat 2021 Salı

Sel, deprem, tedirgin, yorgun İzmir halkı ve belediyeleri

İzmir bu sabaha yaşadığı depremlerden sonra bir de sel ve yine felaketle uyandı. Çok şükür can kaybı yok gibi görünüyor ama maddi zarar büyük. Birçok ev ve mağazayı su bastı, araçlar sulara gömüldü, trafik durdu. Medya ve sosyal medyada gördüğümüz fotoğraflar, videolar felaketin boyutunu çok iyi gösteriyor.

Öncelikle sıkıntıda ve zararda olan herkese çok geçmiş olsun dileklerimi belirtirken, bu sel felaketlerinin nedenini araştırmaz ve düşünmezsek, dile getirmezsek, bu felaketlerin devam edeceğini ve halkın her defasında zarara uğramasının önlenemeyeceğini dile getirmek istiyorum…

Bu nedenle bu sabah Berlin Teknik Üniversitesi çıkışlı Yüksek Mimar Dr Fikret Okutucu’dan bilgi aldım. Fikret Hoca konuyu belediyelerin bilgisizliğine ve plansızlığına bağlıyor. Peki, tüm halkın bu tür konularda zarara uğramaması için tonlarca vergi ödediği belediyeler neden önlem almaz ve bu felaketler yaşanır?

Fikret Hoca şöyle açıklıyor: Deniz gel-git, eski söylemle met-cezir, ayın hareketleriyle belirli periyotlarda yükselir ve alçalır. Eğer binaların, mağazaların girişleri, yollar denizin en yüksek olduğu kota/duruma göre inşa edilmezse bugün olduğu gibi çok yağışlı ve “gel-git”in yüksek olduğu günlerde kenti su basar, böylece mağazalar ve bina girişleri su altında kalır çünkü su tahliye edilemez diyor.

Bunu Alaybey sahilinde 1.5 saatlik bir zaman diliminde gözüyle görüp izlediğini, yağışlı değil, güneşli bir günde deniz yükselirken su tahliye deliğinden deniz suyunun karaya doğru yayıldığını ve aynı anda belediyeye ait açık kalmış bir çim sulama çeşmesinden boşa akmakta olan suyla birleşip karada bir göllenme oluşturduğunu izlediğini açıklıyor.

Düşünün şiddetli ve uzun süre yağan yağmurda, deniz de yükselince, zaten kısıtlı ve belki bazıları tıkalı olan su giderlerinin hangi sonuca yol açacağını… Bugün yaşanan durum yaşanıyor… Zaten dere yataklarına yapılmasına izin verilen binalarla birlikte birçok kentsel yanlış planlama varken…

Peki, çözüm nedir? Hocamız çok kolay ve pratik bir çözüm öneriyor. Gel-git olaylarında denizin en yüksek olduğu duruma bakmak ve bina girişlerini, mağaza girişlerini bu kottan biraz yüksek yapmak gerek diyor. Yani, denizin en yüksek olduğu kotu belirlemek ve örneğin bina ve mağaza girişlerini bu kottan 17 cm yani bir basamak yüksek yapmakla binalara giren su sorunu çözülecektir diye açıklıyor.  

Yaşanan deprem nedeniyle İzmir’in yaşlanmış binalarının çoğu yıkılıp yapılmayı, bu nedenle İzmir Belediyelerinden çıkacak net kararı bekliyor. Bu yıla kadar İzmir’in seçilmiş belediyeleri çeşitli yöntemleri ve yetkilerini kullanarak kentsel dönüşümün önünü tıkadılar, eski binaların yenilenmesini önlediler. Ancak son yaşanan ve ardı arkası kesilmeyen depremlerle İzmir halkını çok fazla tedirgin ettiler, halkta bu belediyelere çok fazla tepki var. Büyük depremden bu yana 3 ay geçti, yenilenmeyi kolaylaştırıcı hiçbir destek yok, “Canımızla oynuyorlar” kanısı ve öfke hâkim.

Daha dün deprem uzmanı Prof. Dr Ahmet Ercan “İzmirlileri korkutmak istemiyorum ama yazlıklarınıza gidin” çağrısı yaptı. Zaten halkın bir kısmı yazlıklarda ve çok rahatsız koşullarda geçiriyor bu kışı, Belediye desteğini sabırla bekliyor. Peki, İzmir Belediyeleri ne yapıyor? Bu koşulları düzeltmek ve halkın can güvenliğini tesis etmek için hangi desteği sağlamaya çalışıyor? Ufukta ne var?

AKP hükümeti halka destek vermek için kentsel dönüşümde kat artışı alamayan bölgelerde KDV’yi %18den %1e düşürürken ve böylece İzmir’imize de destek olurken, oy verdiğimiz CHP belediyelerimiz bizi deprem ve sel felaketlerinden korumak, kentsel dönüşümde destek olup, köhne apartmanlar yerine depreme dayanıklı evlerde oturmamızı sağlamak için hangi destekleri veriyor? Ne yapıyor, nasıl yardımcı oluyor?

İzmir üst üste deprem, sel felaketleri yaşarken belediyelerimize laf üretmek “deniz gel-gitle yükseliyor, yağmur da şiddetli, sele dönüşebilir, bugün evden çıkmayın, işe gitmeyin veya deprem geliyor, yazlıklara gidin” gibi sözler üretmek yerine iş üretmek, halka somut adımlarla destek olmak düşüyor.

Kiminle konuşsam canı burnunda, Belediyelerin bu olumsuz ve kibirli tutumundan çok rahatsız, öfkeli, bu gidişle gelecek seçimlerde İzmir’i kaybetmeyi göze almaları söz konusu olabilir gibi görünüyor…  

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Ramazan
 9 Şubat 2021 Salı 14:40
Sn hocam güzel yazmışsın ve birde niye oto parklar kanalizasyon şebekesinin Altında bizim arabalar yüzme bilmiyor deginirseniz sevinirim
 Almanya
 3 Şubat 2021 Çarşamba 11:38
Almanya'da ahkam kesmesin kimse! Bizim onlarda olduğu gibi '!kapı gibi devlet' yok arkamızda! Bir yandan yoklukla, bir yandan cehaletle bir yandan da merkezi idareyle boğuşuyoruz! Herkes kendi koşullarını veri kabul etmesin!
 süleyman
 3 Şubat 2021 Çarşamba 09:41
AKP nerede kentsel dönüşüm yapmış.İnsanların evini alıp kaderine terketti İstanbul Fikirtepede.Belediyelerimiz gerçek anlamda kentsel dönüşüümü yapmaya çalışıyor.Yık evi yap evi değil.Senin gibiler doğal afetlerden çıkar peşinde koşar.Onlar saraylar yapar,kendilerine faydası olan yollar,köprüler,havaalanları yapar.
 Emre Bazan
 3 Şubat 2021 Çarşamba 09:26
Belediyelerimiz hep yatıyor çalışan proje üreten yok sadece şov yapıyor başkanlar şov
 Abbas Düzgün
 2 Şubat 2021 Salı 20:12
Faydalı bilgilendici yorum teşekkürler.BERNA hanım
 Yücel Nural
 2 Şubat 2021 Salı 13:35
Sevgili Berna yine yerinde göz?ém ve tesbitleriyle bütün izmirlilerin kaygı ve korkularını dile getirmiş.ilgililerin uyarıları gözönüne alacağını umarım. Bu sorunlar daha fazla can kaybına ve zarara malolmadan gerekli adımların atılması ivedilikle gerekli!
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz