MENÜ
İzmir 18°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sosyal demokratların işi zor
Tayfun MARO
YAZARLAR
6 Haziran 2019 Perşembe

Sosyal demokratların işi zor

İzmir’de yirmi yıldır iktidarda olan sosyal demokratların durumunu tartışmak artık bir zaruret.

Seçim dönemine girdik… Seçimden yeni çıktık… AKP’nin ekmeğine yağ sürüyorsun… Erdoğan’a mı çalışıyorsun!.. Ve benzeri gerekçelerle bastırılan farklı sesleri, farklı düşünceleri daha uzun süre bastırmak mümkün olmadığı gibi anlamlı da değil.

Yeterince yutkunduk; artık sustuklarımızı yavaştan dile getirmenin zamanıdır.

Bilindiği üzere, İzmir, Erdoğan yönetimine direnişin sembolü olmuş bir şehirdir. Dolayısıyla, muhalif oylar, seçim kazanmaya en yakın duran CHP’de birleşti.

Gelin görün ki CHP’nin İzmir’de kolaylıkla seçim kazanmasını sağlayan Erdoğan faktörü, yarattığı kolaylıkla CHP’yi atalete sürükledi. Ve İzmir’de zahmetsiz seçim kazanmaya alışan CHP’nin özensiz tutumu seçmende soğukluk yarattı, fatura da sosyal demokrasiye çıktı.  

Ne yazık ki, “çantada keklik” gibi görülen İzmir’in muhalif tutumu, CHP’de kümelenen, -bence siyasi kimliği hayli bulanık ve yetersizlikle malul- çıkar grupları tarafından istismar ediliyor.

Tabiatıyla, İzmir’de iktidarı ele geçirmek için en uygun parti CHP olunca, ideolojik tercih de sosyal demokrasi oldu. Yapılan edilen her şeye, uysa da uymasa da, sosyal demokrasi yaftası yapıştırmak trend oldu.

İşte bu trend, zihinlerdeki olumlu sosyal demokrasi fikrinin sonunu getirdi. Sosyal demokratlara güven çok sarsıldı.

Bir şehir düşünün, 20 yıldır sosyal demokratlar iktidarda ve seçimlerden sonra göreve başlayan yeni başkanların en büyük sorunu, kendilerinden önceki dönem…

Aziz Kocaoğlu, yaptıklarını ettiklerini derleyip toplayıp bir model oluşturmaya çalışıyor; Ortaya çıkması muhtemel “İzmir Modeli” sosyal demokratlara ne ifade eder, bilemiyorum…

Sosyal demokrasi, geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren, sistemde denge unsuru konumunu kaybetmiş ve kuzey Avrupa hariç, Dünya’da sürekli alan kaybeden bir ideoloji olarak gözden düşmüştü. Öyle ki sosyal devleti mümkün kılan “fazla” sistemden çekilmiş, yoksullara hibe ekonomisiyle destek olma yoluna gidilmişti.

Elan sistemde böyle bir para fazlası olmadığı halde, sosyal demokratlar bu sorunu yok sayıyorlar; Kendilerini ciddiye almıyor, olabilirler mi?

Sistemde sosyal demokratların aşamadığı yakıcı sorunlara rağmen, bir de yerelden başlayacağı iddia edilen demokrasinin inşasına ve iktisadi kalkınmaya dair iri iri laflar, sosyal demokratların inandırıcılığı ve samimiyeti konusunda kafaları iyice karıştırıyor.

Kaldı ki merkezi yönetimlerin yeryüzü ölçeğinde iyice güçlenmeye başladığı kimsenin meçhulü değil. Ülkede, Saray izin vermedikçe yerel yönetimler nefes bile alamaz duruma getirilmişken, gerçeği ziyadesiyle zorlayan açıklamalar inandırıcı olamıyor.

“Sosyal demokrasinin yüzyılda durumu ve sorunları” üzerine yapılmış nitelikli çalışmalara ihtiyaç var. Ve bu eksiklik endişe verici boyutta olmakla birlikte, pek ciddiye alınmıyor.

Hal böyle iken, sosyal demokrasi fikrini çözüm yolu olarak görenlerin, dahası sosyal demokrat hareketin öncülüğüne soyunanların, içi boşalmış veya anlam kayması nedeniyle içeriği sorunlu hale gelmiş kavramlarla meseleleri dile getirmesi çok umut kırıcı...

Gerçek çıplak; endüstri toplumunda ortaya çıkan değişimi, yeni sosyolojiyi, üretimde yapay zekânın getirdiklerini konuşmadan, sosyal devletin durumunu ve açmazlarını tartışmadan, sosyal demokrasinin geleceğine dair bir fikrimiz olamaz.

İmamoğlu’nun ülkeye umut olurken kullandığı dil ve politik yaklaşım, tam olarak ikibin öncesinin merkez sağ politikalarına karşılık geliyor. Sosyal demokratların bu gerçekle bir şekilde yüzleşmesi gerekir. Aksi halde, kişi kültüne dayalı muhafazakâr politikalar kaldığı yerden devam eder. Erdoğan gider İmamoğlu gelir…

İmamoğlu faktörünün ülke çapında tetiklediği hareketlenmeye nasıl eklemleneceğini düşünmek için sosyal demokratların fazla zamanı kalmadı. İç dinamikler çalışmaya başladı.

“Maksat siyaset olsun, dostlar alışverişte görsün” kafasıyla siyaset yapmaktan vazgeçmek lazım.

NOT: Sosyal demokrasi kapitalizmin şusudur busudur, diye yorum yazacaklardan ricamdır; Dişe dokunur bir şeyler yazın da herkes yararlansın.

Yoksa ideolojilerin kapitalist sistemle al gülüm ver gülüm ilişkileri üzerine ben de yazarım.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 partili
 10 Haziran 2019 Pazartesi 17:01
Her kelimesine katılıyorum.
 Atalay
 10 Haziran 2019 Pazartesi 14:06
Yani aldatılıyoruz ... Kendi bünyesindekileri ve etrafını kandırmayan bir figürküme var mıdır ? "Eksik bizzat bendeymiş" önermesini duyumsayana kadar kandırılmaya devam :)
 No name
 9 Haziran 2019 Pazar 17:30
Öncelikle yazarın 'çıplak gerçek'lerine mevcut Suriyeli göçmenleri de eklemeliyiz. Nitekim kapitalizmin krizi/dayatması sonucunda Avrupa'da sosyal devlet uygulamalarının azaltılmasına yönelik politikalar beraberinde göçmen işçilerin sorunları ile birlikte aşırı milliyetçi oluşumları da güçlendirdiği açıktır. Dolayısıyla yerelde uygulanacak sosyal politikalarda Suriyelilerin varlığı da bu bağlamda hesaba katılmalıdır. Diğer taraftan sosyal demokratlar öncelikle işe kendi örgüt yapılarını demokratikleştirerek işe başlamalı; ayrıca yerelde de iktidarda oldukları Belediyelerde merkezin ve yerelin katılımcı bir perspektifle oluşturduğu kurumsal sosyal politikaları sistematik olarak ülke çapında uygulayarak vatandaşların nezdinde Kurumsal Parti imajı oluşturulmalıdır. Aksi halde yazarın da haklı olarak eleştirdiği gibi güçlü lider çıkarmaya bağlı olarak iktidar olunacak ve yine bu liderin kendi yetkinliği çerçevesinde kurumsallıktan uzak uygulayacağı politikalar ile karşı karşıya kalınacaktır. Belediyeler bu bağlamda şeffaflık, hesap verirlik, eşitlik, liyakat ilkelerini sözde değil teknolojinin imkanlarını da kullanarak halka göstermelidirler. Bu itibarla sosyal demokrat Belediyeler ancak kurumsal yönetim ilkelerini tam anlamıyla hayata geçirdiklerinde, bu bağlamda mevcut/gerekli bütçeyi ve insan kaynağını temin ettiklerinde, sosyal politikalarını en iyi şekilde uygulama imkanına kavuşabilirler. Ancak sosyal demokrat belediyelerin çoğunda bu husus çözülmesi gerekli bir problem olarak görülmüyor bile. Sosyal demokrat belediyelerin ekserisinde kariyer ve liyakat ilkelerinin gereği olarak personel yükselme sınavı yapılmamakta, seçilen Belediye Başkanı kendi ekibini (devlette süreklilik esas değilmiş gibi) getirmekte ve istediği personeli vekil müdür/daire başkanı olarak atamakta, istediği kişiyi herhangi objektif kritere ve açık rekabete bağlı olmaksızın belediye şirketinde işe almaktadır. Mevcut kaynakların etkin ve verimli kullanılmadığı diğer alan araç kullanımlarına yönelik sayılabilir. Örneğin bisikletle işe gidilmeli denirken, kimi ilçe belediyelerde müdürlere otomobil tahsisine devam edilmekte, hafta sonları resmi plakalı araçlar evlerin önünde görülebilmektedir. Dolayısıyla zihniyet değişmedikçe sosyal demokratların işi gerçekten zor.
 Sarı Çizmeli Memed'A.
 6 Haziran 2019 Perşembe 23:30
Politikanın/politikacının böylesine irtifa yitirdiği ve seçmenin de hala "vatan millet sakarya" edebiyatının(!) peşine takılabildiği bir ülkede dişe dokunur ne yazılabilir ki Sn.MARO?
 Lombak
 6 Haziran 2019 Perşembe 23:22
Rica ederim. İdeolojiler geçen yüzyılda kaldı. Üretim üzerine yazsalarda bu sosyal demokratlar gelirimizin giderimizden nasıl fazla olacağını öğrensek.
 Mister No
 6 Haziran 2019 Perşembe 23:05
Önce adam akilli Sosyal Demokrasinin tarifini yapmak lazim. Kirk Siyaset Bilimciye sor, kirkida degisik tarif eder. Bu kadar kafa karisikliginda , yapilacak yorumlar nasil dise dokunur olabilirki ? Bu sadece Sosyal Demokrasi icin degil digerleri icinde gecerlidir. Herkes izm´leri kendi kafasina göre yorumluyor. En acik sekliyle bize sunulmus olan Dinimiz bile binlerce yorum icerisinde bogulmus, din olmaktan cikmistir. Okurun fikir sahibi olmasi icin , önce saglikli, kirletilmemis bilgiye ulasmasi lazim. Bu da bugünkü ortamda pekde mümkün görünmüyor.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz