MENÜ
İzmir 15°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sosyal medyadan siyasi başarı
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
15 Mart 2023 Çarşamba

Sosyal medyadan siyasi başarı

TikTok başta olmak üzere, sosyal medyadan yararlanarak siyasi başarı kazanılabilir mi?

Sosyal medyadan lider çıkar mı?

Sosyal medya bağımlılığı önlenebilir mi?

Bugün bu soruların cevabını tartışmak istiyorum.

Ama önce şu kronolojiye bir bakalım:28 Aralık: TikTok, ABD Temsilciler Meclisi tarafından verilen telefonlarda yasaklandı. 23 Şubat: Avrupa Komisyonu ve Avrupa Konseyi personeline, uygulamanın iş telefonlarından ve kurumsal cihazlarından silinmesi talimatını verdi. 28 Şubat: Kanada'da devlet tarafından verilen tüm cihazlarda yasaklandı. Avrupa Parlamentosu personelinin telefonlarında yasaklandı. Danimarka parlamentosu siyasetçileri ve çalışanları uygulamayı silmeye çağırdı. 1 Mart: Beyaz Saray, personelin federal cihazlarda TikTok kullanmamasını sağlamak için devlet kurumlarına 30 gün süre verdi. Bu bilgileri TikTok için getirilen listeyi yayımlayan konvansiyonel medyadan aldım. Yazıyı yazarken Belçika’dan yeni bir yasaklama haberi geldi.

TikTokyönetimi ise bu tür yasaklamaların, gizlilik ve güvenlik noktasında herhangi bir işe yaramadığını ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdiğini açıkladı. Bu durumTikTok’un da bütün dünyada yasaklanabileceği gibi bir sürece doğru gittiğini farketmiş durumda olduğunu gösteriyor. TikTok, birçok sosyal medya uygulaması gibi bağımlılık haline gelebiliyor. Özellikle 18 yaşının altındakiler platformda gereğinde çok fazla süreler boyunca vakit geçirebiliyor. Bu bağlamda bir adım atan popüler platform, önümüzdeki haftalarda 18 yaşın altındaki her TikTok kullanıcısına otomatik olarak 60 dakikalık bir günlük ekran süresi / kullanım sınırı uygulayacakmış.

Geleneksel medyadan gelen biri olarak tepki verdiğim sanılmasın. Bütün manipülasyonlarına karşılık sosyal medyanın öneminin farkındayım ama aynı sosyal medyanın dünyayı kötüye götürebileceğine dair de ciddi kaygılarım var.

Bu kaygının adı, “bağımlılık yaratıyor” olması…Bir de memleketteki bazı siyasilerin Tik-Tok’u fazla ciddiye alması. Sonuçta ciddiye alınmayacak bir şey olduğunu anlayacaklar ama iş işten geçmiş olacak. Ben buna “dopamin siyaseti” diyorum.

Bağımlılık deyince aklıma doğrudan sigara geliyor. AmericanSurgeon General Report'un tütün ve akciğer kanseri arasındaki bağlantıyı kurması yarım yüzyıl almıştı. İnsanları sigaranın kötülüğüne ikna edemiyorlardı. Buna karşılık şirketler medyaya sızıp her türlü sigara reklamını yaptılar, Türkiye gibi ülkelerde genetiği değiştirilmiş tütün yapraklarını daha da bağımlılık yapıcı hale getirdiler.

Sosyal medya bağımlılığı da sigara gibidir.

Teknoloji şirketleri son zamanda, kullanıcılar arasında bağımlılık yaratmak için benzer zorlayıcı algoritmalar geliştirdi - bu teknolojiler sözde zararsız görünüyor, ancak… Yanlış algılar, ve bağımlılıklar yaratarak kullanıcıları manipüle ettikleri için algoritmaların sakıncalı sonuçlarının farkına hükümetler de vardı ve yazının başında belirttiğim gibi yasaklama kararları alındı.

Günümüz gençliği, internet öncesi hayatı yaşamamış ilk nesiller… Birçoğu için, en önemli nesil hafızasıson pandemiyle ilgili güvenlik kaygıları. İletişim ve internet teknolojilerindeki gelişmeler, neredeyse bütünleşik bir dünya üretti; ebeveynler, veliler ve eğitimciler, gençliği çevrimiçi ortamda nasıl yöneteceklerini anlamakta zorlanıyor.

Sosyal medya sonuçta bağımlılık yaratacak şekilde tasarlanmıştır - dopamin tarafından yönlendirilir ve güçlendirilir. Gençler ve gelişmekte olan yetişkinler, sosyal medya aracılığıyla kabul edilmeye ve reddedilmeye karşı hassastır, bu da onları özellikle bu tür medyaya duyarlı ve duygusal olarak bağımlı hale getirir. Sosyal medyanın günlük kullanımı, ergenler için önemli ölçüde artan kendine zarar verme ve depresyon riski ile ilişkilidir.

Günümüz insanının düşünce ve davranışlarını büyük ölçüde medya araçları/ortamı/iklimi belirliyor. Bugün, sosyal medya dünyasında, sosyal ağlarda, mahremiyetlerini ifşa eden, kendi kendilerini teşhir eden, sergileyen, şöhret olmak için her tür bayağılığı/müptezelliği sahiplenen patolojik narsistler kol geziyor.

Sosyal medyadan vazgeçmek, diğer bağımlılık yapıcı maddelerden vazgeçmeye benzer.

Sosyal medyanın kasıtlı olarak bağımlılığı artırmak ve sürdürmek için tasarlandığı konusunda da fikir birliği var.

Bağımlılık, bir kişinin fiziksel veya zihinsel olarak bir maddeye, bir davranışa veya bir etkinliğe ihtiyaç duyduğu bir durum. Madde bağımlılığı genellikle alkol, sigara, uyuşturucu gibi maddeleri içermektedir. Davranışsal bağımlılıklar ise kumar, yeme bozuklukları, video oyunları, internet kullanımı gibi faaliyetlerdir.

Bağımlılık, beyindeki ödül merkezlerinin aktivasyonuyla ilişkilidir. Bir madde veya davranış ödüllendirici bir etki yarattığında, beyindeki dopamin seviyeleri artar. Dopamin, beyindeki haz veya mutluluk duygularından sorumlu bir kimyasaldır. Bu nedenle, kişi bu ödüllendirici madde veya davranışa tekrar ve tekrar ihtiyaç duymaya başlar.

Bağımlılık, sağlık sorunlarına, ilişki sorunlarına ve sosyal sorunlara neden olabilir. Tedavi edilebilir bir hastalık olarak kabul edilir ve tedavisi psikoterapi, ilaç tedavisi ve destek grupları gibi çeşitli yaklaşımlarla yapılabilir.

İşler giderek zorlaşıyor demek bütün bunlar. Bizim nesil her neyse de gençlerimizi bunlardan nasıl koruyacağız?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz