Hatay’ın 42 bin nüfuslu Erzin ilçesinde tek bina yıkılmadı, can kaybı yok. Bunun nedeni 1999 depreminde tek bir çivinin bile oynamadığı Dilovası Tavşancıl ile aynı: Aklın yolundan çıkmamak.
Tavşancıl 1987’de belde belediyesi oldu. 1989 yerel seçimlerinde ise Salih Gün Belediye Başkanı seçildi. Salih Gün vakit kaybetmeden bir imar planı hazırlamak için kollarını sıvadı. Kocaeli Üniversitesinden bilim insanları getirerek bölgede analizler yaptırdı.
Bilim insanları hazırladıkları raporda deprem riskine dikkat çekiyordu. Çünkü Tavşancıl Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın tam üzerinde yer alıyordu.
Dönemin Belediye Başkanı Salih Gün, bilimsel raporları dikkate alarak bir imar planı hazırladı. Bu plan doğrultusunda başta yüksek kat sınırlaması olmak üzere çeşitli kararlar uygulandı.
Ancak o dönem bu imar planı halk arasında tartışma yarattı.Planı destekleyenler olduğu gibi karşı çıkanlar da oldu. Hatta karşı çıkanlar arasında Salih Gün’ün akrabaları da vardı.
“Böyle şey mi olur, Tavşancıl bu plan yüzünden köy gibi kaldı!”diyenler bile vardı.
Umarım bugünlerde köy gibi kalmanın kıymetini anlar anlamayanlar.
Salih Gün’ün en yakın arkadaşları ona küstüler. En yakınına bile kriterlere uygun değilse ev izni, ruhsat vermiyordu.
Hatta kendi babası evlerine bir kat daha çıkmak istediğinde ona dahi izin vermedi.
Bu taleplere karşı tek bir cevabı vardı:“Burası deprem bölgesi, olmaz...!”
Ağustos 1999 Depreminde 17.480 kişi hayatını kaybetti. Tavşancıl’da ise tek bir insanın burnu dahi kanamadı.
Başkan Salih Gün hep şöyle dedi: “İnsan kaybetmektense oy kaybetmeyi tercih ederim”
Bu ülkenin insan kaybetmektense oy kaybetmeyi tercih edecek politikacılara gereksinimi var.
***
“Asrın felaketinde” 42 bin nüfuslu, Osmaniye’ye 15-20 km, Hatay’a 110 km uzak Erzin’de hiç yıkılan bina yok, hiç yaralı yok, hiç kayıp yok.
Erzin bizim Giritlilerin halk oyunlarını yaşattıkları tek yer olduğu için kitap ve belgesel çalışmaları için iki kez gittiğim nefis bir kasaba…
Erzin Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu’nutelevizyonda heyecanla izledim. Net konuştu: “Kaçak yapıya müsaade etmedim. Bazen de kızdılar bana. ‘Memlekette tek doğru adam sen misin’ dediler. Birçok kişiyle kötü oldum. Depremden 3 gün önce bir vatandaş selamımı almadı. Vicdanım rahat.”
İşte bütün mesele burada. Belediye Başkanlık koltukları böyle yerlerdir. Keşke Hatay’ın Başkanı Savaş da örnek alsaymış Ökkeş Beyi.
Elmasoğlu şöyle diyordu TV’de (Virgülüne dokunmadan aynen aktarıyorum, ders olur belki diye): “Erzin’imizde bir can kaybımız olmadı, yaralımız da olmadı, bir enkazımız da olmadı.Birincisi ben herhangi bir şekilde kaçak yapıya müsaade etmedim. Bazen de kızdılar bir belediye başkanı olarak bana ‘ya senden başka memlekette doğru adam yok mu’ dediler. Hatta üç ay geçmişti seçildikten sonra, uzaktan da bir akrabamız geldi, ‘bize işte ceza yazılmış, kaçak inşaattan’ dedi. Ben de yapabileceğim bir şey yok dediğim zaman ‘Türkiye’nin tek doğrusu sen misin’ dediler.
Kendi adıma çok vicdanım rahat, hiçbir şekilde kaçak inşaata izin vermedik. Tabii buna izin vermezseniz de bir yolunu bulup bir şekilde kaçak inşaatı yapan var. Kaçak inşaattan ceza yazdığımız kesimler ama bir şekilde duyulduğu zaman bu insanlar bu kaçak yapılaşmanın önünü yüzde yüz kesemezseniz ama belli bir aşamada engellemek mümkün oluyor.
Öncelikle vatandaşımızın buna bakış açısını değiştirmemiz lazım. Bana eski siyasi alışkanlıklarla geliyorlar. Yapabileceğim bir şey yok diyorum. Benim buna bir şekilde müsamaha göstermem mümkün değil. Eğer böyle bir şey de olursa ben bunun gereğini yaparım diye çok açık yüreklilikle söylüyor ve siyaseti buna karıştırmamaya çalışıyorum. Birçok kişiyle de kötü olduk bu nedenle.”
***
Size anlatılan hikayeleri unutun. “Bu deprem her yeri yıkardı, İngiltere ikiye bölünürdü” diyenleri unutun.İki belediye başkanının da seçildikleri siyasi partiyi yazmadım, bilmediğimden değil. Ama bence onların partisi aynı: Akıl
Sayfa başına git