MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Utanmadan Çevre Günü kutlamayalım
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
5 Haziran 2021 Cumartesi

Utanmadan Çevre Günü kutlamayalım

Geçenlerde bir TV röportajında sordular, “Türkiye’nin en önemli çevre sorunu nedir?” diye cevabım net oldu:

“Türkiye’nin en büyük çevre problemi samimiyetsizliktir”

Bu ülkedeki bir grup samimi çevreci dışında kimsenin gerçekten çevreci olmadığının farkındayım. Ama çevreci simülasyonu yaptığını yani çevreci gibi göründüğünden de eminim.

Bu kararımı güçlendiren önemli neden Marmara Denizi’ni göz göre göre öldürülüyor olması.

Sadece Marmara mı?

Gökçeada ve Bozcaada’dan gelen görüntüler salyanın Ege Denizi’nin kuzeyine kadar ulaştığını gösteriyor.

Şunu unutmayalım: Ege Denizi kıyılarında da ölmeye en yakın yer İzmir Körfezi’dir. Aslında çoktan göle dönüşecek olan İzmir Körfezi 1866’da alınan bir kararla geçici olarak “kurtarılmıştır”… Bu karar Gediz nehri yatağının değiştirilmesidir. Gediz nehri yatağı değiştirilmeden önce Çiğli’deki İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi ve Mavişehir ortasında bugünkü Kipa hipermarketinin önünde bir yerde denize kavuşmaktaydı. 19. Yüzyıl ortalarında Gediz’in İzmir Körfezi’ni doldurmaya başlaması Osmanlı’nın bir numaralı liman kentinin kâbusu olmuştu. Vilayet Başmühendisi Ermeni Yurttaş Margassian Efendi 1860’da Gediz hakkında bir çalışma yapmış ve taşkınlar ile limanı doldurmasını önlemek için Gediz yatağının Foça Agriya Körfezine kaydırılmasını önermişti. Önceleri bu çalışma dikkate alınmadı. Fakat durumun vahameti üzerine 1870’de ticareti yöneten levantenler İstanbul’a başvurdular. Sığlaşma limana giriş çıkış yapan gemiler için bir tehlike haline gelmeye başlayınca daha önce Viyana’da Tuna nehrinin yatağını da başarıyla değiştiren bir firma tarafından Gediz’in ağzı şimdiki yerine taşındı ve yeni bir delta oluştu. Çiğli-Menemen demiryolunda çevreye dikkatle bakanlar eski Gediz yatağını görebilirler. Bu arada Gediz yeni ağzında da İzmir Körfezini hafif hafif doldurmaya devam ediyor. Bu uzak bir tehlike ama yakın ve yaşanmakta olan tehlike büyük.

Yakın tehlike ise Batı Anadolu’da Ege’ye akan tüm nehirlerin zehirli atıklar taşmasıdır. Küçük Menderes ve Büyük Menderes nehirleri akılsızca zehir akan sular haline getirilmiştir. Nif Çayı’nda, Güzelhisar Çayı’nda yaşanan balık ölümleri üzerine yaptığımız haberlerin sayısını ben de unuttum.

O zaman ne oluyor? Yılmaz Özdil’in dün yazdığı gibi “Doğa suratımıza tükürüyor”...

Şimdi Marmara için çok üzülüyoruz ya... Zaten yıllardır vahşi balıkçılar tarafından yasak falan dinlemeden tabanı milyon kez taranarak çölleştirilen Ege kıyıları için birkaç yıl sonrası bile çok geç olabilir.

EgedeSonsöz’ün başarılı muhabiri Menduha Ceylan’ın haberlerini dönüp dönüp okuyun. Marmara’nın salyasını bir süre sonra İzmir Körfezinde görürsek şaşırmamamız gerektiğini öğrenin…

Bence sorun sosyolojik. “Göçebe” kimliğinden vaz geçmeyenler, kendini yaşadığı yere ait hissetmeyenler çevreye düşüncesizce zarar vermeye devam edeceklerdir.

Birkaçı dışında samimiyetini hep sorguladığım sözde çevreci sivillerin de bugünü kutlama girişimlerini ciddiye almıyorum.

Ortada kutlanacak bir Çevre Günü görmüyorum… Çünkü “Türkiye’nin en büyük çevre problemi samimiyetsizliktir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Teşkilatın numarasını verin
 6 Haziran 2021 Pazar 16:14
Tramvay-minibüs olayında gördük çevreyi :)
 Ayşe Özmen
 5 Haziran 2021 Cumartesi 17:11
Ne kadar acı ama o kadar da gerçek...
 FERHAN ÇELEN
 5 Haziran 2021 Cumartesi 13:14
ÇEVRE GÜNÜ BİR GÜNLE KUTLANMAMALI HER GÜNÜMÜZ ÇEVREYLE İLGİLİ BİR ETKİNLİKLE GEÇMELİDİR.
 Enver Olgunsoy
 5 Haziran 2021 Cumartesi 11:46
Cevreye rahmet okuma gunu olsun o zaman..
 Komedi
 5 Haziran 2021 Cumartesi 10:48
O kadar hazırlandık; kutlamayalım mı?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz