MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Vahşi Batı
Ender ALDANMAZ
YAZARLAR
7 Mayıs 2022 Cumartesi

Vahşi Batı

Soylu ve Özdağ…

Çatışma çok yeni ve taze…

Türk siyasetinde meclis içerisinde/dışında yumruklu kavgalar, küfürleşmeler, atışmalar fazlasıyla gördük. Ancak ilk kez bir düelloyu kanlı-canlı TV ekranlarında da görmüş olduk.

TV ekranından başlayan ve İçişleri Bakanlığı önünde Vahşi Batı filmlerini aratmayacak biçimde kesilen raconlarla son bulan, sapla samanın, dostla düşmanın karıştığı bir haftayı geride bıraktık.

TANJU ÖZCAN İLE BAŞLAYAN SÜREÇ…
Konuya dalış yapmadan kısaca mülteci konusunun geçmişini ve muhatabını kısaca hatırlatmakta fayda var.

Mülteci konusunun temelinde iktidarın artık iflas etmiş olan Neo-Osmanlıcı Ortadoğu politikasına dayanan bir konu. Uzun zamandır hem iktidarın hem muhalefetin dillendirdiği ve “kendince” çözüme ulaştırmaya çalıştığı bir konu bu…

Neo-Osmanlıcı hayalleri suya düşen iktidarın son taktik politikası AB’nin de parasal desteği ile sayısı 5 milyonu aşan mültecilerin ülke içerisinde korunması ve entegrasyonun sağlanmasıydı. Mülteci meselesi yer yer AB ile bir pazarlık konusuna da dönüştü. Kısacası yanlış bir siyaset izleyen Türkiye, AB’nin parasal desteği ile mültecilerin uç karakolu haline getirildi.

Muhalefet ise mültecilerin geriye gönderilmesi konusunda daha yumuşak bir geçişin sağlanacağını, Esad ile ilişkilerin düzeltilerek Kılıçdaroğlu’nun tabiri ile iki yıl içerisinde mültecilerin davul-zurna ile gönderileceği söylenmekteydi.

Muhalefet içerisinde ilk kırılma Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın su faturası çıkışı ile başladığını söylemek mümkün. Özcan, parti içinden ve dışından gelen “faşistlik” eleştirilerine maruz kaldı. Ancak Tanju Özcan hiç geri vites yapmadı.

DİP DALGASININ ÜZERİNE KURULAN PARTİ
Sonraki süreçte ise İYİ Parti’den ayrılan Ümit Özdağ, Zafer Partisi’ni kurdu. Derinleşen ekonomik kriz ile birlikte ekmek, yağ, et kuyruklarına giren ve paylaşacak ekmeği azalan vatandaşlar için mülteciler fazla göze batmaya başladı. Bir de üzerine bazı mültecilerin sosyal medya hesaplarında Türk kadınlarını videoya alarak yayınlamaları, Türklerin toplumsal değerleri ile dalga geçmeleri olayı çok ciddi biçimde boyutlandırdı. Özdağ ekibi ise gelen dip dalgayı gördü, partisini bir nevi “mülteci karşıtlığı partisi”ne dönüştürdü. Ve bu dalganın üzerinde adeta sörf yapmaya başladı.

İKİNCİ SİYASİ İNTİHAR VAKASI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu nedendir bilinmez mülteci sorununda son derece gergin ve hatta oldukça kızgın çıktı TV karşısına… Soylu o derece ki İstanbul Valisi’nin 1 gün önce “kentte 1 milyon 300 bin Suriyeli var” açıklamasını şiddetle reddedip bu sayının 500 bin olduğunu belirtti. Bir bakıma kendi valisine gol atmış oldu.

Soylu, mültecilerin sigortasız çalışıp sömürüldüğünü bundan da patronların memnun olduğunu söyleyecek kadar ölçüyü kaçırdı. Devletin İçişleri Bakanlığı’nı yapan bir kişinin göz göre göre kayıt dışı çalışmayı kabul etmesi ve bunun olağan bir şeymiş gibi anlatması da ülkenin özeti gibiydi.

Hatta öyle bir hal geldi ki kadınları videoyu alan ahlak düşmanlarının aslında “selfie yaptığını” söyledi. Sanki TV’de Suriye İçişleri Bakanı varmış gibi bir hava oluştu.

Kendisini durduramayan Soylu, mülteci konusunda muhalefeti ile bilinen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a canlı yayında çok ağır sözler sarf etti. Onu ajan ve Sorosçu olmakla suçladı, “hayvandan daha aşağı bir varlık” dedi.

Soylu’nun topa neden bu kadar sert girdiğini anlayabilmek mümkün değil. Pekala konuyu geçiştirebilirdi ve daha makul biçimde programa devam edebilirdi. Daha önce ekrana çıktığında Sedat Peker’in iddialarına yanıt vermekte zorlanan ve 10 bin dolar alan siyasetçiyi hala açıklamayan Soylu, yine bir canlı yayına çıkarak tabiri caizse ikinci kez siyasi intihara kalkışmış oldu.

Soylu bir meydan okudu ve karşılığını aldı.

Özdağ kendisine gelen atağa kontra atakla yanıt verdi ve Soylu’yu bakanlık önünde düelloya davet etti. Özdağ bakanlık önünde “özür dilenesiye kadar” ölümüne dek kavga edeceğini belirtti. Yine en az Soylu kadar sert sözler söyledi. Kendisine Soylu tarafından komplo kurulmak istendiğinin altını çizdi. İçişleri Bakanlığı kapısının önüne hayvan toplama aracının konulması da oldukça manidardı.

İKİ SİYASETÇİNİN AYNILIĞI
Aslında iki siyasetçinin yapısına bakıldığında pekala aynı parti içinde siyaset yapacak iki figür olduğunu söylemek mümkün. Soylu daha merkez sağ ekseninden gelse de son dönemde aşırı sağ söylemleri ile MHP’ye daha yakın bir çizgi içerisinde olduğu görülüyor.

Ümit Özdağ ise aileden bu yana MHP çizgisinden gelmiş bir siyasetçi… Şu an kendi partisini kuran Özdağ, mülteci konusunda bağıra bağıra gelen bir dip dalgasının sözcülüğüne tam anlamıyla soyunmuş durumda. Soylu ile çatışması ise mülteci konusundaki anlaşmazlıktan geliyor.

ÜLKE İÇERİSİNDEN YARATILAN BİR TÜR SEDAT PEKER
Sedat Peker’in videoları ile karizması çizilen, koltuğu sallanan Süleyman Soylu’nun durup dururken kendisine ülke içerisinden bir Sedat Peker yarattığını söyleyebiliriz. Peker ve Özdağ gibi çok ayrı kulvarlarda olan iki ismin söylem ve racon bazında benzerlikler olduğunu da görmek mümkün… Yapılan araştırmalarda Süleyman Soylu iki sene öncesine kadar Erdoğan’dan sonra tabanının gönlündeki ikinci adam olduğunu hatırlatalım. İzmir’de yapılan bir araştırmada dahi Erdoğan’dan sonra en sevilen devlet bakanı yüzde 13-15 aralığında Süleyman Soylu geliyordu. Erdoğan sonrası için potansiyel bir lider adayıydı. Ancak önce Sedat Peker şimdi de Ümit Özdağ, Soylu’nun façasını tamamen çizmiş oldu. Devleti yönetme hayali de şimdiden suya düştü denebilir.

DÜELLO, MÜLTECİ KONUSUNUN ÖNÜNE GEÇMİŞTİR
Peki bu tartışmadan ne çıkar?

Aslında Soylu ile Özdağ arasındaki düellonun kendisi konunun önüne geçti. Tartışma mülteci konusuyla başladı gibi görünse de Özdağ, iktidarın en kritik bakanına “erkeksen dışarı çık, korkak” dedi. Özdağ düne kadar mülteci konusunda siyaset yapan eski MHPli bir figürken Soylu’ya meydan okuyan bir hale geldi. Türk siyasetinde de Erdoğan’dan örnek verirsek “racon kesme” geniş toplumsal kesimlerde de oldukça etkili bir eylem... Özdağ’ın kestiği raconun siyasetin çatışmacı bir zemine oturtulması gibi haklı eleştirilerin yanında özellikle sağ tabandan pekala bir karşılığı olacağını düşünüyorum.

MAHALLENİN KABADAYISI ÖZDAĞ
Toparlarsak;

-Özdağ’ın Mansur Yavaş çıkışı ile başlayan, mülteci sorunu ile eklemlenen, Sessiz İstila filmi ile dozajını arttıran ve Soylu ile kişiselleşen kavgasıyla devam eden hamlelerinin nereye evrileceğini/ne ile taçlanacağını izleyerek göreceğiz.

-Ümit Özdağ şimdiden Türk siyasetinde fenomen bir figür haline gelmiştir. Kestiği racon ile siyaset mahallesinin kabadayısına dönüşmüştür.

-Kendisini bir dip dalgasının üzerine yerleştiren Özdağ’ın Mansur Yavaş çıkışı ile birlikte düşünürsek kendisini hala muhalefette tanımladığını, “sarı muhalefet” olarak değerlendirdiği 6’lı muhalefet içinde pekala çok güçlü bir yer edinebileceğini söylemek mümkün… Eğer ki istediği olmaz ise yeni bir ittifak ile kendi yolunu pekala açmak isteyebilir. İzleyerek göreceğiz.

-Yeni bir oluşum içerisinde olmasına ve parti örgütlenmesini tamamlamamasına karşın Özdağ ve partisi siyasete damga vurmaktadır ve bu durum Özdağ’ın partisini beklenmedik şekilde büyütebilir. Avrupa’da Zafer Partisi benzeri aşırı sağ partilerin aldığı oy oranlarını unutmamak gerekir.

-Olayla ilgili Demokrat Parti, Memleket Partisi ve MHP’li eski vekil Sinan Oğan’ın, Özdağ’ın mülteci politikasına tam destek verdiklerini belirtmiş olmaları ve söz birliği içerisinde olmuş olmaları gözden kaçırılmayacak bir detaydır. AK Parti ve MHP ise Özdağ’a karşı tam bir konumlanış içindeler… Diğer partiler ise süreci şimdilik izler durumdadır. Dikkat çeken bir diğer açıklama da mafya lideri Alaaddin Çakıcı'nın Ümit Özdağ'ı hedef almasıydı. 

-Süleyman Soylu, bu düellonun kaybedenidir ve Özdağ, Soylu ile hesaplaşmasında duracak gibi görünmemektedir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Lombak
 7 Mayıs 2022 Cumartesi 23:43
Umit Özdağ'a söyleyeceğim şu. Kökü ülkemizde olmayan siyası düşünceler toplumda karşılık bulmaz. Neo nazizm Türkiye'de tutmaz. Şu an da Avrupa'yı mest ediyorsun Ümit bey!
 Tayyar ÖNDER
 7 Mayıs 2022 Cumartesi 12:56
Bir Taraftan Deva ve Gelecek Partilerinin Masa'dan Ayrılması...Diğer Taraftan Ekrem İmamoğlu'nun Genel Merkezin İtirazına Rağmen Bayram Günlerini İstanbul Yerine Karadeniz'de Miting Yaparak Geçirmesi ve Götürdüğü Gazetecilerin Hakkında Kopan Kıyamet ve Bir Diğer Tarafta Cumhur İttifakından Bir Kıl Bile Koparamayacak İken Millet İttifakındaki Faşist Oylara Göz Diken Soros'çu Ümit Özdağ'ın Bu Çıkışları Muhalefet Hattında Ağır Delikler Açmaya Başladı... Tayyip Erdoğan Bunlar 2023 Seçimlerini Bile Göremeyecekler Derken Ne Kadar Haklıymış...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz