MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yalnız doğdu 'ıssız' öldü...
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
10 Mart 2023 Cuma

Yalnız doğdu 'ıssız' öldü...

Gençlikte kavak yelleri estiği için…

Hiç akla gelmez…

Yalnız kalma korkusu!

Hatta…

Sufi bir bakışla söylemek gerekirse…

Dudaklardaki niyaz şöyledir genellikle:

“Allah kimseyi…

Başka birine tutunarak kalkmaya çalışacak kadar…

Çaresiz ve yalnız bırakmasın…”

***

Takvimler, 1948 kışını işaret ederken…

Samsun’da dünyaya geldi…

Kadere bakın ki…

Daha iki yaşına basmadan…

Hem anasını hem babasını hastalıktan kaybetti…

Parmak kadar o çocuğa…

Dedesi bakmaya başladı…

Birbirlerinden başka kimseleri yoktu…

O dede…

Çok zorlanmıştı, daha fazla dayanamadı…

Oğlundan, gelininden miras…

Kadersiz Recep’i…

Çocuk Esirgeme Kurumu’na emanet etti…

Kemalettin Tuğcu’nun gözyaşlarıyla örülmüş romanlarındaki gibi…

Samsun’lu Recep de…

Acıklı bir hayatın ilk adımlarını…

Devlet Baba’nın himayesinde atmaya başladı…

Aradan iki yıl geçmeden…

Hayattaki tek akrabası dedesi de…

Bu dünyaya veda etti…

O sırada dört yaşında olan Recep…

Artık bu dünyada…

Nüfus cüzdanının dışında hiçbir şeyi kalmamıştı…

Büyüdü… Yaş aldı ve doğal olarak...

Çocuk Esirge Kurumu dışındaki dünyayı merak etmeye başladı…

Çok sıkılmıştı orada…

Alınyazısına ve talihe küskün bir halk ozanının dediği gibi…

Kahpe felek vermez benim muradımı…” demeye başladı…

Çocuk Esirgeme Kurumu’nda zaman…

Öyle hikayelerdeki gibi “ışık hızı” ile geçmiyordu…

Hele çocukların “anasız – babasız yalnızlığı” anlatılacak gibi değildi…

Acıklı günler, olaylar yaşadı…

18 yaşına geldiğinde…

Artık…

Recep Doğan için…

Kendi kanatlarıyla uçma zamanı gelmişti…

Bir tahta bavula sığan…

18 yıllık yaşamını yanına aldı…

Çocuk Esirgeme Kurumu’na veda etti…

Askerliğini İzmir’de yaptı…

Bu şehri ne kadar da çok sevmişti…

Samsun’a dönmekten vazgeçti…

Konak Meydanı’nda, Kordonboyu’nda…

Seyyar fotoğrafçılık yapmaya başladı…

***

30’lu yaşlarında birdenbire hayatı değişti…

Yıl; 1979…

İşadamı Aydın Doğan’ın…

Tam da…

Milliyet Gazetesi’ni Ercüment Karacan’dan devraldığı günler…

Kader’in garip cilvesi işte…

İki “Doğan”ın yolları kesişti…

Recep Doğan, 30 yaşlarına basmak üzereydi…

Seyyar fotoğrafçılıktan bıkmıştı…

Bir gün Aydın Doğan’la sohbet imkanı buldu…

Sıkılgan bir çocuktu Recep ama…

Hayatını bi’solukta ünlü gazete patronuna anlatıverdi…

Ne tesadüf…

İkisinin de soyadı “Doğan”dı…

İyi fotoğraf çekiyordu, “Yapabilirim” dedi…

Patron Aydın Doğan…

Soyadı “adaşı” Recep’e içi ısınmış; anlattıklarından etkilenmişti…

Milliyet’in patronu Doğan…

İzmir temsilcisi Nurettin Tekindor’a…

Recep’i, eliyle teslim etti ve ekledi:

“Bu çocuğa sahip çıkın, spor servisinde çalışsın…”

***

Kimsesiz Recep Doğan…

O günden itibaren Milliyet İzmir’in spor servisinde çalışmaya başladı…

Usta Tekindor’dan sonra gelen temsilciler de…

Geleneği bozmadı; Recep Doğan’a sahip çıktı…

Aradan 25 yıl geçti…

Spor fotoğrafı ustası Recep Doğan emekli oldu…

Ama..

Çalışmayı bırakmadı…

Emeklilik yaşamında bile…

Milliyet ve Hürriyet gazeteleri için…

Sportif etkinliklerinde san’atını konuşturmayı sürdürdü…

Minyon yapılıydı…

Pek göstermese de artık yıllar eski yıllar değildi…

Yorulduğunu hissetmeye başladı…

***

Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan sonra…

Hep yalnız yaşadı…

Hiç evlenmedi…

Belki de hep bi’tutam sevgiye susayıp da dığı için…

O da başkalarını sevemedi…

Doğar doğmaz “yalnız” kalmış…

Şimdi de “ıssız bir hayat”a alışmaya çalışıyordu…

***

Bir apartmanın “kapıcı dairesindeki tek kişilik” yaşamı…

Çok uzun sürmedi…

Karaciğer kanserine yakalandı…

O illet hastalık…

Recep’i…

Yatağa çivilemişti…

Önce hastaneleri dolaştı…

Son durak özel bir yaşlı bakım eviydi…

Veda tarihi…

5 Mart Pazar oldu…

Bu dünyaya veda ettiğinde 75 yaşındaydı…

Aslında…

Kimsecikler O’nun 75’inde olduğunu tahmin bile edemezdi…

Sevimli genç yüzü, mimikleri yıllardır hiç değişmemişti…

En acı olan şuydu…

Cenazesinde…

Taziyeleri kabul edecek bir yakını yoktu ama…

Yüzlerce seveni, meslektaşı vardı…

Kimsesiz Recep Doğan…

Kimsesizler Mezarlığı’na değil…

Seferihisar’da toprağa verildi…

Neredeyse…

Bu dünyaya yapayalnız gözlerini açmış…

Issız bi’şekilde veda etmişti…

Yüzlerce meslektaşının, sevenin duaları hep onunla olacak...

Nokta…

Hamiş: “Allah kimseyi başka birine tutunarak kalkmaya çalışacak kadar çaresiz ve yalnız bırakmasın. Büyükler şöyle der; Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür…”

Sonsöz: “Hayatta ve fotoğrafta en iyi pozu yalnızlar verir… / Anonim…”

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz