MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yaşadığın coğrafyayı tanımak ve yazmak
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
13 Kasım 2022 Pazar

Yaşadığın coğrafyayı tanımak ve yazmak

Anadolu’nun Ege kıyılarına yerleşen, ticaret yapıp birlik kuran İyonlar, doğanın estetik yönlerini keşfedip bu güzel dünyanın tadını çıkarırken; yaşadıkları çevreyi, gökyüzünü, insan davranışlarını irdeleyen büyük düşünürler de yetiştirdiler. Pekiyi, kimdir İyon insanı? Onları en güzel Klazomenai antik kenti eski kazı başkanlarından Prof. Dr. Güven Bakır’ın cümleleriyle tanımlayabiliriz: “Onlar inançlı ancak laik, akılcı, eşit paylaşımcılık ilkesini benimsemiş girişimci, kader kavramını tanımayan, meraklı ancak merakta ölçüyü kaçırmayan, her durumda çözüm arayan, doğanın kanunlarını belirlemeye çalışan, onları günlük yaşama uygulayan, sentezci bir insan tipidir…” 

Örneğin, İyonyalı gözlemci doğa bilginleri Thales, Anaksimenes, Anaksimandros ve Klazomenaili Anaksagoras’ın doğayı gözlemleri sonucunda elde ettikleri bilgiler, doğrudan üretime de yansımıştır. Bunun en güzel örneklerinden biri, Klazomenai antik kenti zeytinyağı işliğinde kullanılan ve bileşik kaplar esasına göre çalışan yağ ayrıştırma sistemidir.

Doğa Gözlemcisi Klazomenaili Anaksagoras… Klazomenai’de doğan Anaksagoras’ın şehrin soylu ailelerinden birine mensup olduğu ve bütün servetini hayatını adadığı bilimsel araştırmalar uğruna tükettiği rivayet olunur. Anaksagoras’ın hayatı boyunca rüyalarına giren daireyi kare yapma fikrine saplandığını, ileri yaşlarında pi’nin değerine yaklaşık sonuçlar elde ettiğini biliyoruz. 

Anaksagoras, Atina’ya yerleşmek için İyonya’dan giden ilk düşünürdü. Atina felsefe dünyasına girmesi kolay oldu. Dönemin en güçlü ismi Atina kent devletinin lideri Perikles’in hocası ve yakını oldu, ünlü tragedya yazarı Euripides’le dostluk kurdu. 

Çalışmaları sırasında Ay’ın ışığını Güneş’ten aldığını gözlemledi. Güneş tutulmalarının doğru açıklamalarını yaptı. Göktaşlarının her birinin Güneş’ten koptuğunu, Güneş’in akkor halinde bir taş parçası olduğunu keşfetti. “Ay bir tanrı değildir, ama kocaman bir kayadır; Güneş ise kızgın bir kaya.” sözü Anaksagoras’a aittir. Anaksagoras böylece Ay’ı ve Güneş’i tanrısallıktan arındırıyordu. Ancak o dönemde Güneş, Yunanlılar için bir tanrıydı ve onu bir taş parçası olarak değerlendirmek büyük saygısızlıktı. Anaksagoras, Attika Yarımadası’nda inanca hâkim olan çoktanrılı efsanelerin aksini söyleyerek Atinalıların kafasını karıştırmıştı. İyon kültürünün felsefesini ve bilimsel bilgi birikimini Attika Yarımadası’na taşıyan Anaksagoras’ın yenilikçi keşif ve icatları, egemenlerin işine gelmeyince, MÖ 450’de Perikles’in siyasi karşıtları tarafından, yerleşik inançlara karşı geldiği gerekçesiyle mahkeme karşısına çıkarıldı. Perikles sayesinde serbest bırakıldı, ama Atina’yı da terk etmek zorunda kaldı. 

Ne yazık ki Klazomenaili Anaksagoras’ın yazdığı eserler arasında günümüze sadece Tabiat Üzerine adlı eserinin bazı bölümleri ulaşabildi. Filozof, doğduğu topraklardan uzakta, Lampsakos (Çanakkale) kentinde MÖ 428’de hayata veda etti.  

***

Anaksagoras büyük bir yol gösterici… Güven Bakır Hoca’yı saygı ile anımsıyoruz her zaman. 

Mimar dostumuz Sedef Tunçağ 2014’te yayımladığı “Bir Varmış Urla” dan sonra şimdi de Yakın Kitabevi’nden yeni bir Urla kitabı yayımladı. Kitabın hazırlık sürecinin yakın tanığıyım, gerçekten büyük emek verildi. 

Giriş cümlelerini aldığım Urla kitabına başlarken Sedef Tunçağ “Peki, bizler yaşadığımız coğrafyayı tanıyor muyuz? Yaşadığımız yerin geçmişini biliyor muyuz? Bu toprakların eski sahipleri nereden gelip nereye gittiler, hangi uygarlıkları kurdular, nasıl yaşadılar, egemen güçlerle ve komşularıyla ilişkileri nasıldı, arkalarında nasıl bir birikim bıraktılar?” diye soruyor.

Kitabın derdini de şöyle açıklamış: “Bu kitabın amacı, merkezinde Urla’nın bulunduğu yarımadayı çerçevelemek, Yarımada ve Urla’yı ilk yerleşimin ortaya çıktığı dönemden bu yana irdelemeyi, anlamayı, dolaylı ya da dolaysız olarak etkilendiği derin birikimi tarihsel bir bütün içinde görebilmektir. Bu çalışma, beni, Akdeniz’in vurgulayıcı niteliğinin, Urla’yı da şekillendiren ana özellik olduğu gerçeğine götürdü”.

Geçen hafta içinde Urla Tasarım Kütüphanesi’ndeki imza gününde kendisine dediğim gibi, benim de hep sorduğum sorulardır bunlar.  

Tebrikler Sedef Tunçağ.  

(Urla - Belge ve Anılarla- 2022- Yakın Kitabevi)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Merih Yücel
 14 Kasım 2022 Pazartesi 19:36
Doğup, büyüdüğüm ve yaşamımı sürdürdüğüm toprakların geçmişini öğrenmek, farklı zaman dilimlerinde yaşayanları tanımak beni heyecanlandırıyor. En kısa zamanda bunları kitaptan öğreneceğim. Teşekkürler Sedef Tunçay
 Esin Kurt
 13 Kasım 2022 Pazar 13:03
Urlalilara,Izmirlere hediye edilecek en güzel kitap....
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz