MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Zeytinyağının dramı: Üretim artıyor, tüketim düşüyor
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
7 Kasım 2022 Pazartesi

Zeytinyağının dramı: Üretim artıyor, tüketim düşüyor

Bu yıl 17. Kez düzenlenen Ayvalık Zeytinyağı Festivaline giderken yolda UZZK Başkanı Mustafa Tan’ın açıklamalarını okuyorum. Zeytincilikte 421 bin ton yağ, 735 bin ton sofralık zeytin rekoltesi beklediklerini bildiren Tan şöyle demişti Edremit’teki basın toplantısında: “Türkiye 421 bin ton yağ üretecek İspanya ancak bir buçuk milyon tondan 750 bin tona, İtalya 330 bin tona ve Yunanistan 300 bin tona, Tunus’ta 220-260 bin tona indi. Türkiye ise İspanya’nın ardından hedefine oturdu 421 bin tonla”.

Ayvalık’ta konuştuğum bazı zeytinyağı üreticileri bu yıl ürünün gerçekten de tüm zamanların en yüksek seviyesine geldiğini ama 421 bin tonun çok iddialı olduğunu söylediler. Üç aya yakın süredir yağmayan yağmurlar da işin başka bir sıkıntılı yanı.

Festival çerçevesinde zeytin ve zeytinyağı ile ilgili düzenlenen tek panelde çok kıymetli iki insanın sözleri “ben zaten açık oturumdan panelden sıkılırım” minvalinde laflar eden panel moderatörü tarafından kesilip bir de izleyicilerin (çoğu da gazeteci) soru sormasına izin verilmeyince biz de sorularımızı özelden sorduk. Şimdi paylaşalım. Ülkemizde zeytin/zeytinyağı denildiğinde en kıymetli bilim insanlarından biri olan Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya ile Ayvalık’ın sembol ismi Mehmet Cavlı ile uzun konuşarak durumu anlamaya çalıştık.

Prof. Özkaya, bilgilerimizi tazeledi önce: Dünyada yaklaşık 200 milyon ton bitkisel yağ üretilirken bunun yaklaşık 3 milyon tonu zeytinyağı…  Dünya zeytinyağı üretiminin yaklaşık yüzde 95’ini, tüketiminin ise yüzde 75’ini İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus, Türkiye, Suriye, Fas, Cezayir ve Portekiz üretmektedir. Bu ülkelerin toplam nüfusu yaklaşık 500 milyondur. Dünyada dış ticarete konu olan zeytinyağı miktarı üretimin yaklaşık yüzde 25’ini oluşturmaktadır.

Türkiye’nin bitkisel yağ ihtiyacı yaklaşık 2,5 milyon tondur. Zeytinyağı üretim miktarı ise bu yıla kadar 200 bin ton idi. Ancak bunun 160-170 bin tonu halkımız tarafından tüketiliyor. Ancak fiyatların yüksekliği ile açıklanan bir sonuç olarak 2021 yılında zeytinyağı tüketimi düşmüş.

Sevgili dostum Mehmet Cavlı’ya “bu kadar çok zeytinyağı üretilecek ise bu iç tüketimi artırmak için fırsat değil mi?” diye sordum. O da “haklısın hem ihracatı hem de iç piyasayı önemsemeliyiz” diye karşılık verdi.

Şimdi burada da tekrar edeyim: 2022-23 zeytin üretim dönemi yılda sadece kişi başına yılda sadece 2 litre bile tüketemeyen Türkiye için bu bir fırsat olabilir. 

Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı elele vererek ülkemizdeki zeytinyağı ve sağlık bilincini geliştirecek önlemler alabilirler. Okullardan başlayarak genç nesillere zeytinyağının önemi anlatılabilir. Her yıl bu bolluğu bulamayız, hemen harekete geçilmeli ve şu “var” yılında zeytinyağının tanıtımı ve iç pazarda daha çok tüketimi için çaba harcanmalıdır. Okulun ismini vermekten sakınırım, İzmir’de 3 yıl önce bir üniversitede gittiğim seminerde gençlere “kimler zeytinyağı kullanıyor?” diye sormuştum, salondaki 200’e yakın üniversite öğrencisinden ancak 15-20’si elini kaldırmıştı. Yazık değil mi?

ZİRVEDEKİ POLİFENOLER
Şu günlerde nefis zeytinyağları tadıyoruz, polifenol oranları 500 ile 1100 arasında değişiyor. Eskiden yağın sızma yani asiditesinin 0.8’in altında olmasına bakılırdı. Şimdi değişti. Herkes polifenolleri konuşuyor.

Prof. Özkaya Hocamız “zeytin meyvesi içindeki, sağlık bileşenleri olarak da adlandırılan, minör bileşenlerinin önemi ve bu kadar değerli olduğu bundan 15-20 yıl öncesine kadar dünyada tam olarak bilinmiyordu. Zeytin meyvesinin içindeki sağlık bileşenlerin zeytinyağı içine aktarılması durumunda buna “Polifenölü Yüksek Naturel Sızma Zeytinyağı (=High Polyphenol-Extra Virgin Olive Oil)” denmektedir” diyor.

Öyleyse ne yapacağız? “Bahçeden-Şişeye kadar tedarik zincirinin tüm aşamalarında özenle üretilen ve ülkemizin yerel çeşitlerinden elde edilen zeytinyağındaki sağlık bileşenleri, birçok hastalığa takviye edici gıda olarak hizmet edebilecektir. Ayrıca koruyucu tıp ilkeleri göz önüne alındığında, sağlıklı insanlarda yaşam kalitesini yükselten etkiler ortaya çıkacaktır. Bu yüzden ihracat pazarlarının seçiminde sağlıklı yaşam ilkesini ön plana alan ülkelerin seçilmesi önem taşımaktadır”.

Mücahit Hoca’nın ihracat için önerisi net: Türkiye, üretmiş olduğu yaklaşık 200 bin ton zeytinyağının sadece yüzde 10’unu bu şekilde üretip 250 ml’lik cam şişelerden oluşan özel bir ambalajda tanesi 25 avroya ihraç etmiş olsa, elde edeceği gelir yaklaşık 2 milyar avro etmektedir. Hem yüzde 100 yerli, hem de yöresel zeytin çeşitlerin ekonomiye kazandırılmasıyla elde edilmiş olması 2 milyar avro ihracat gelirini çok değerli kılmaktadır.

Bu amaçla devletin desteğiyle Zeytinyağında Türkiye imajı olarak “Sağlık için zeytinyağı” sloganını kullanarak yurtdışında tanıtım ve satışlar yapmalıyız…

Anadolu’daki zeytin ağaçlarının çeşit-varyete zenginliği, zeytinyağı ve sağlık ilişkisi üzerine olağanüstü, sevindirici gelişmeler var. Bu konuda da yeni bilgileri önümüzdeki yazılarda paylaşacağım. 
 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 kalın kafa
 8 Kasım 2022 Salı 21:08
PAHALI
 Ümit Oktay
 7 Kasım 2022 Pazartesi 16:56
Bu yıl , pahalı olması nedeniyle yeterli kimyasal gübre kullanılma-masına rağmen ; zeytinin hem kalite ve hem de rekoltesinin yüksek çıkması; birkaç gönüllü ziraat mühendisinin ve ziraat teknikerinin kurdukları internet grublarında verdikleri bilgilerin yanında,özellikle 2021 yılı ikliminin uygun şartlarının da önemli rol oynadığı kanaatındayım. Bu konunun, ilgililer ve akademisyenler tarafından incelenmesinin ileriye dönük çok faydalı bir çalışma olacağı kanaatındayım.
 Süleyma Dinç
 7 Kasım 2022 Pazartesi 15:56
Gelecek için özellikle çiftçiliği anlamında nasıl bir yol çizmek gerekir?Yazılarınızın sürekliliğini dileriz...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz