MENÜ
İzmir 20°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
'Adalet mülkün temelidir…'
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
19 Kasım 2023 Pazar

'Adalet mülkün temelidir…'

Savaşların alt üst ettiği, insan hayatının hiçe sayıldığı, adaletin mumla aranır olduğu, siyasi ve ekonomik entrikalarla dolu bu dünya düzeninde...

Halâ hayata tutunmaya ve ümitvar olmaya çalışan bir toplumun yaşadığı şaşkınlıklara ve hayal kırıklıklarına şahitlik ediyorum… 

Göz yummanın ve kulak tıkamanın pek kolay olmadığı ayyuka çıkan bu flaş haberlere göre… 

Dilan-Engin Polat çifti ve benzerlerinin girişimcilik kulvarında yaptıkları o büyük hamlelerini… 

Kısa sürede gerçekleşen önlenemez ekonomik yükselişleri ile hızla değişiveren sosyal hayatlarını… 

Lüks villalarında dolarlar arasında çektikleri paylaşımlarını, kliplerini ve dillere dolanan enerji repliklerini, topluma ezber ettirirken… 

Mali şube ekiplerince el konulan lüks otomobilleri nitelikleri ve nicelikleri ile yazılı ve görsel basında gözler önüne seriliyordu.

Güzellik ve zenginlik teması ile göz önünde olmayı büyük bir keyif haline getiren bu sosyal medya fenomenlerinin eski ve yeni yaşantılarını…

Gözaltına alınmalarını, sorgulanma süreçlerini takip etmekle meşgul  bir memleket gündeminde, beyhude geçen günleri üzüntü ile izliyorum.

Zenginin parası züğürtün çenesini yorar misali; ağır bir ruh yorgunluğu içinde…

Azını çoğa sayan, sınırlı bütçesi ile ihtiyaçlarının sınırlarını belirlemeye çalışan, açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalan asgari ücretlinin…

Ve…

Dur durak bilmeden çalıştığı yıllar ve binbir hevesle ürettiği günler burnundan fitil fitil gelen emeklinin… 

Sükutu hayalini, kaybolan sevincini ve gittikçe düşen yaşam enerjisini gözlemliyorum.

***
Bir diğer taraftan…

M. Kemâl Atatürk’ün kurduğu 100 yıllık Cumhuriyet Türkiyesi’nde… 

“Adalet mülkün temelidir” sözü ile temelleri atılmış bir hukuk devletinde anayasanın değişmez hükümlerini… 

Anayasamızda yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı ilkesini ve TC Devletinin bir hukuk devleti olduğunu hiç unutmadan…

Anayasa Mahkemesi’nin kapatılıp kapatılmaması konusunun ve bu konudaki farklı düşüncelerin nasıl ve neden ortaya çıkmış olduğuna…

Ve… Kentsel yenileme başlığı altında konut ve mülkiyet hakkı ile ilgili çıkan yasa üzerine yapılan tartışmalara akıl erdirmeye çalışırken…

Geçmiş zamanda yaşadığım unutulmaz bir güne gidiyorum… 

2014 yılında EBSO Vakfı Kadınlar Birliğinin konuğu olan şair-yazar Sunay Akın’ın unutulmaz söyleşisinde dinlediğim şahane bir hikaye geliyor hatırıma.

Sunay Akın’ın o muhteşem anlatımını kendi ifadeleri ile buraya aktarıyorum. 

***

“1750 yılında, Alman Prusya Kralı Büyük II. Frederick, Berlin yakınlarındaki Potsdam Ormanları'nda gezinirken, bir değirmenin bulunduğu alçak bir tepe üstünde durur.

Manzara güzel, hava nasıl ferahtır.

Yazlık sarayımı burada yapalım! der, sessiz ve sakin kapanıp okumayı çok seven, kütüphanesiyle ünlü kral..

Değirmeni satın alıp yıkın, yerine saray yapın! der adamlarına..

Adamları değirmenciye gider ve kralın bu isteğini iletirler.

Değirmenci malını satmak istemez.

Kral değirmenciyi huzuruna çağırtır;

Yanlış anladınız herhalde beyefendi, ben satın almak istiyorum orayı. Kaça satarsınız? diye sorar. 

Yanlış anlamadım efendim.
Adamlarınıza da söyledim.
Değirmenim satılık değil! der değirmenci.

Beyefendi inat etmeyin! Paranızı fazlasıyla vereceğim, diye ısrar eder Kral..

Değirmenci direnir;

Sen koskoca kralsın, paran çok.
Git Almanya’nın istediğin yerinde saray yap! 
Burayı benden önce babam işletiyordu.
O'na da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım.
Değirmenin bahçesinde dedemin, babamın mezarları var.
Ben de ölünce yanlarına gömüleceğim.
Burası bizim aile ocağımız. Satılık değil!

Sabrı tükenen ve sinirlenen Kral Frederick ayağa fırlar ve gürler;

Sen benim Prusya Kralı Friedrick olduğumu bilmiyor musun yoksa?

Değirmenci;
Senin kral olduğunu biliyorum ama ben de bu değirmenin sahibi Sans-Souci’yim.

Kral öfkeden deli olur;
Madem benim kim olduğumu biliyorsun, o halde zorla alabileceğimi de biliyor olmalısın.
Bakalım o zaman ne yapacaksın?

Değirmenci hiç telaşa düşmez ve tarihe geçecek ve dünyanın her yerinde Adalet’in sloganı olacak ünlü lafını söyler;

SEN KRALSIN AMA.. BERLİN'DE DE HAKİMLER VAR!.

Kral, kendi ıslah ettiği adalet sistemine ve o düzenin yargıçlarına halkın nasıl güvendiğini ve mahkemelere kralın bile laf geçiremeyeceğine inandığını anlar ve adamlarına, ayni tarihe geçen sözünü söyler;

Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar, kral bile olsa adaletten üstün değildir! 

Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz. Kral II. Friedrich bu yel değirmeninin Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister ve sarayını hemen onun altına inşa ettirir.

“SANS - SOUCI SARAYI”

Saray ve değirmen günümüzde hala bir “Adalet Simgesi” olarak o tepede arka arkaya duruyorlar.

Ne güzel bir adalet ki.. Kralın arka bahçesinde bir değirmenci olabiliyor.

Ne güzel bir adalet ki, bir kralla, bir değirmenciyi komşu ve dost yapıyor...

Belki de sabahları Prusya Kralı II. Frederick, arka bahçeye çıktığında, değirmenci O'na seslenirdi;
Hey Frederick, sımsıcak ekmek yaptım, göndereyim mi?
Belki, Prusya Kralı II. Frederick anlatırdı;

Adalet her sabah bana, taze ve sıcak bir ekmek kokusuyla gelirdi..

Yıllar sonra genç bir Osmanlı subayı, bir yılbaşı gecesi Berlin’de bir davete katılır.
Arkadaşlarına bu hikâyeyi anlatır ve teklif eder;

Haydi gidelim ve bu sarayı görelim! 
Değirmen de hala duruyormuş, sarayın arkasında.. 
Kimse yılbaşı balosunu bırakıp o soğukta dışarı çıkmak istemez.
Genç subay kararlıdır.
Tek başına çıkar gider.
Tek başına bu eşsiz anıta bakar..
O genç subay, Mustafa Kemal’dir.
Ve Kurucu Lider Mustafa Kemal ATATÜRK, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm mahkeme salonlarında, yargıçların arkasındaki duvara asılacak sözü yazdırır;

“ADALET, MÜLKÜN TEMELİDİR!”
***
Bir gün mutlaka herkese lazım olacak adalet mekanizmasına sımsıkı sahip çıkmak dileği ile… 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Yavuz Özek
 23 Kasım 2023 Perşembe 21:18
Hak, hukuk ve adaletin bu kadar çiğnendiği ve yok edildiği bir dönem hatırlamıyorum. 68 yaşındayım ve sizin makale başlığınız “Adalet mülkün temelidir” sadece adliyelerde tabelada kalmıştır. Geçmişten bir kaç örnek vermek isterim. 1919 doğumlu babamın İzmir C.Savcısı olduğu dönemde İTÜ İnşaat fakültesi son sınıfta okuyan abimin “6’ıncı Filo’ya Hayır” mitingine katılıp, ABD askerlerini denize atan grup içinde yer aldığı ve polise karşı geldiğinde kaldıkları yurt basılıp tüm İTÜ öğrencileri önce nezarethanede, daha sonra Sultan Ahmet cezaevine girdiğinde tepkisi; “ Suç varsa, ceza vardır ve devletin güvenlik kuvvetlerine karşı gelen her kim olursa olsun cezasını görür” dediğini biliyorum. Evet… Savcının oğlu içeri girdi ve mahkemede hakimin karşısına çıkıncaya kadar Deniz Gezmiş ile mapushane arkadaşlığı yaptı. Rahmetli babam ise kılını kıpırdatmadı. Günümüzde olsa acaba böyle bir olayda ne yaparlardı. En yüksek Anayasa mahkemesinin bile bugün umursanmadığı, kararlarının yok sayıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Eğer siz adalete inanmıyor ve bağımsız olması gereken hakime güvenmiyorsunuz tuz bile kokmuş demektir. Hiç hakimlik deneyimi olmayan İktidar yanlısı bir avukatı siz kritik noktalara tayin ederseniz yarın o bağımsız ve adaletli hakimleri mumla arar hale gelirsiniz. Dinimizde bize öğretilen Hz.Ömer’in adaletinden bugünlere nasıl geldik ? Kimsenin önünde eğilmesin, önünü iliklemek mecburiyetinde kalmasın diye cübbesinde düğme bile bulunmayan hakimler bu duruma sokulmamalıydı. Not: Eski hakim ve savcı anlayışını minik bir anımla bitireyim. Babamın Şirinyer Çocuk ve islah evinde savcılık yaptığı dönemde, (1967) mahkum çocukların piyesine Balçova’dan resmî plakalı araçla babam Şirinyer’e gittiğinde o devirde annem ve ben belediye otobüsleriyle gitmiştik. Çünkü o makam aracına bizim binme hakkımız yoktu, o görevliydi… Biz ise sade bir seyirciydik.
 Erol Çağlar
 21 Kasım 2023 Salı 21:47
Kaleminize sağlık İhsan hanım, evet adalet bir gün herkese lazım olacak. Selamlar sevgiler.
 Saadet ülkün
 21 Kasım 2023 Salı 00:37
Hz Ömer zamanında biri bir cami yaptırıyor caminin bir kısmı komşunun bahçasine taşıyor ,komşu maddi ve manevi destekleri kabul etmiyor ararlarında bir niza çıkıyor O zamanın halifesi. olan Hz Ömer e gidiliyor. Ömerin cevabı şöyle ,adalet yıkılacağına, cami yıkılsın .
 Çiçek Şensan
 20 Kasım 2023 Pazartesi 17:34
Bu yazıyı büyük bir keyifle okudum . Atamızın büyüklüğünü bir daha idrak ettim. Yabancı ülkelerdeki adalet sistemini kıskandım. Ülkemizin geleceği için endile duydum . Yine öok güzel bir yazı olmuş elinşze sağlık !
 Beynun Özkan
 19 Kasım 2023 Pazar 21:27
Mustafa Kemal''e de ilham olmuş Sans-Souci''ye selam olsun. Ülkemizin en önemli sorunu adaletin taraflılığı. Elbette ki kaderimiz değil.
 Zehra Özbek
 19 Kasım 2023 Pazar 21:02
Muhteşem kutluyorum
 Ela Karagözlü
 19 Kasım 2023 Pazar 19:32
Bu kadar genç yaşta sıfırdan bu kadar hızlı zengin olmayı aklım almıyor İhsan hamım. Hızla fakirleşen bir memlekette birkaç senede zengin olanlar nasıl iştir Gerçekten kanunlara her zamankinden çok ihtiyaç var. Sunay Akının anlattığı hikaye de çok anlamlı kaleminize sağlık
 Şükran Toyman
 19 Kasım 2023 Pazar 19:26
Sevgili İhsan eline emeğine sağlık.Kral Friedrich ÇOBAN değil,konumu kim olursa olsun yasalara uymasını bilen bir breymiş.1940 lı yılları düşünmek bile istemiyorum.
 Şükran Özyurt
 19 Kasım 2023 Pazar 18:16
Ne güzel bir hikaye.Adalet mülkün temelidir , umarım öyle olmaya devam eder . Tebrikler, bu konuyu bu kadar güzel bir hikaye ile vurgulayarak beyinlerde iz bıraktığın için.
 Nezahat Talay
 19 Kasım 2023 Pazar 15:38
Sevgili İhsancım yıllar önce Berlin’e gittiğimizde bu sarayı gezme ve söz konusu değirmenle arka arkaya görme imkanımız olmuştu ve rehberimiz aynen bu hikayeyi anlattığında çok etkilenmiştik. Yine beni bir yerlere götürdün ihsancım muhteşem anlattımınla teşekkürler canım ??
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz