MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Anket sektörü ve siyaset…
Engin ÖNEN
YAZARLAR
7 Mart 2024 Perşembe

Anket sektörü ve siyaset…

Doksanlı yılların başında siyasal kamuoyu araştırması pratiği ile tanıştım. Asistanlık yıllarımdı. Rahmetli Nihat Erdoğan ve Mümtaz Peker hocalarımın yönetiminde başta Bergama olmak üzere bazı belediyeler için anketler yapmaya başlamıştık.

Bergama’nın o zamanki Belediye Başkanı Sefa Taşkın, bu türden bilimsel ölçümleri önemsiyor ve bize de güveniyordu. Bu teknik yeni yeni kullanılmaya başlamıştı.

Anket çalışmaları o yıllarda, Bülent Tanla’nın ülke genelinde yaptığı çalışmalarla gelmişti. Biz de özellikle Bakırçay bölgesindeki SHP’li belediyelere anket çalışmaları yapmaya başlamıştık.

Sefa Taşkın, Nihat Dirim, Osman Özgüven, Kadir Yıldırım ile tanışmam o yıllara dayanır. Bu tür araştırmalara yönelik ilgim de. Nitekim Mümtaz hocam emekli olunca Araştırma Teknikleri derslerini de bu ilgim nedeniyle ben üstlenmiştim.

Bir süre sonra bu uygulama çok yaygınlaştı ve bu talebi karşılamak için de bir sektör oluştu. Önce üniversitelerden akademisyenlerin öncülüğünde ama daha sonra piyasanın cazibesi ile birçok kişi ve şirket bu işe girdi. Gazetecilik ve reklamcılıkla uğraşan şirketler, anket işine de yönelmeye başladılar.

Partiler, belediye başkanları, adaylar bu yöntemden yararlanmaya başladılar. Hem siyasi strateji için hem memnuniyet ölçümleri için hem de propaganda için anket, kullanışlı bir araca dönüştü. Bunu en çok kullanan parti AKP olduğu için, Belediye Kanununa bile anket çalışmalarını bir iş olarak eklediler.

Sektör haline dönüşünce bilen bilmeyen pek çok kişi şirket kurmaya başladı. Onun için güvenilir bir sektör olmaktan çıktı. Ayrıca etik kuralları olmayan bir etkinliğe de dönüştü. Aynen gazetecilik gibi, anket çalışmaları da durum tespiti için kullanıldığı gibi, propaganda aracı olarak da kullanılmaya da elverişli olduğu için, bazı şirket ve araştırmacılar adeta kamuoyu eğilimini öğrenmek yerine sonuçları sipariş alabiliyordu.

Bu duruma örnek olacak epey tecrübem oldu. İki örnekle yetineyim. Yıllar önce bir arkadaşımın aracılığıyla, CHP Manisa adayı için seçim öncesi bir anket yapmıştık. Ancak bizim talep ettiğimiz ücretler şirketlerinkinden oldukça mütevazi idi. Onun büyük bölümünü de öğrencilerimize ödediğimiz yevmiyeler, yemek ve yol giderleri oluşturuyordu.

Anket sonucunda bizim adayımıza destek çok düşük çıkmıştı. Bunu duyan aday bir hayli kızmış ve raporu bile almaya gelmemişti. “O kadar da para verdik” türünden bir laf da etmiş sanırım. Demek ki yeterince para vermemiş, verseydi desteğini daha yüksek çıkarırdık demiştim. Seçim bizim dediğimiz gibi sonuçlanmıştı.

Benzer bir tecrübeyi Kuşadası’nda yaşamıştık. O zaman SHP ve Baykal’ın küçük CHP’si ayrı ayrı seçime giriyordu. Engin Berberoğlu, SHP’den CHP’ye geçmiş belediye başkanı idi. SHP’nin adayı ise bir hekimdi. Yine Kuşadası SHP’den arkadaşlarımızın talebi üzerine bir anket çalışması yaptık. Aklımda kaldığı kadarı ile SHP adayı %11, buna karşılık CHP adayı olan Belediye Başkanı %45 düzeyinde bir desteğe sahip çıkmıştı.

Bu sonucu gören aday da yine benzer bir tepki göstermişti. Biz hiç yüz yüze gelmedik ama bu tepkiler bize ulaştı. Seçim yine bizim tahminimiz gibi sonuçlandı.

Başka ve çok daha ilginç örnekler de var tabii... Bunlarla yetineyim.

Başka bir yazıda araştırma şirketleri sektörü ve siyasal parti/adayları arasındaki çarpık ilişkiler ile ilgili görüşlerimi yazacağım. Hem sektörün hem de siyasetin sefaletini.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz