MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Artçı şoklar
Mahmut YILMAZ
YAZARLAR
22 Ocak 2016 Cuma

Artçı şoklar

Ocak’tayız. 2016’nın Ocak’ında...

Kasım seçimlerinin artçı şokları oturmaya başladı.

Umut hep vardır deseler de varolan kandırılmışlığımızın kendisi.

Bir kişiyle başlayan medeni dünya hayali bir kişiyle bitti.

Kabullendik...

Kendi inlerimizi inşa ettik. Kendi kozalarımızı ördük. Mağaralarımıza sığındık.

Aslında gözlerimizi kulaklarımızı kapatmıştık huzur adına.

Yılanlar yaşasın diye dokunuşların saflarını gevşettik.

Oysa daha büyük seslerle daha zalim resimlerle geliyorlar üstümüze. Duyduruyorlar gösteriyorlar.

İnlerimiz sarsılıyor kozalarımız parçalanıyor.

Açıktayız artık.

Her şeye açık. Vurulmaya, soyulmaya, dövülmeye.

Sus! Sustukça sıra sana gelmeyecek.

Çünkü sen zaten sıranı savmışsın.

Artık başkalarının istediği şekilde yürüyorsun, konuşuyorsun, susuyorsun.

Konuşmak için birey olmak lazım, onu da kaybetmişsin.

Ne diyelim ayıp etmişsin….

DİYANET’İN ELİNE GEÇEN FIRSAT

Malum fetva konusunda Diyanet önce teknik müdahale olduğuna sığınmış, sonra kandırıldıklarını, daha sonrada sehven olduğunu açıklayarak işi iyice çorbaya çevirmiştir.

Oysa sen Diyanetsin, Müslümanların başısın; sana yalan yakışır mı?

Kıvırmanın ne gereği var. Yanlışlıksa yanlışlık hataysa hata. Çık açık açık söyle.

Bir yandan bizim böyle bir fetvamız olmamıştır, olamaz diyeceksin, diğer yandan görevliyi açığa alacaksın.

Anlaşılan şu. Demek bu husus daha öncede tartışılmış. Bazı alimlerin görüşleri yazıldığına göre fetvacı bunu kafasından uydurmamış.

İşin can damarı da burada.

Çünkü çağa göre yorumları geliştirmek fırsatı doğmuştur. Ancak Diyanet bu fırsatı görmemiştir.

İmam Gazali ile birlikte 13. Yüzyılda içtihat kapısı kapandı. Yeni açılımlar olanaksızlaştı. Oysa aynı zaman diliminde Avrupa’da Rönesans’ın başladığını ve İslam dünyasındaki geriye gidişin tersine, aklın yükselişi, bilimin önemini kavrayış gibi süreçlerin yaşandığı malumdur.

Aklın önü tıkanırsa; akılla yapılacak bilim yerine; hep eskiyi aktarma yöntemi bilim diye yutturulursa olacak olan budur. Sonra Mısırlı kadın profesör (hay ona bu ünvanı verenin..) kalkar savaş esiri kadınlara esir alan askerlerin tecavüz edebileceğine dair fetva verir. Ya da Suudi şeyhülislamı bu asırda bile dünyanın düz olduğunu iddia eder.

Nişanlılar el ele tutuşmasın fetvası mesela. Bu topluma bunu dinin emri diye anlatırsanız, nişanlıları el ele tutuşmaktan soğutamazsınız ama çok insanı dinden soğutursunuz.

Yapmayın ey inanç iktidarları. Dine kıymayın, bu ülkeye kıymayın.

Çağa göre akla göre yorum yapmazsanız toplum tarihin belli bir dönemine çakılır kalır. Akılsız bir insan, nasıl ki başkaları tarafından istismar edilir; itilip kakılırsa; bu tür toplumlar da emperyalizmin aleti olmaktan kurtaramaz kendini.

 Özgürlükler gelişmez. Akıl işlemez. Hep itaat kültürü ve eskiye özlem duygusu ile toplum diktatör yönetimlerin istismarı altında kıvranır durur.

Bu satırlara kızmadan önce şöyle bir bakın İslam ülkelerine.

Sonra Anayasanın ilk 3 maddesini tekrarlayalım hep beraber.

Aramak için zahmet etmeyin. Ben yazayım.

MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.

GEREĞİ YOK

Serin davran kızma emmi
Hırlamanın gereği yok
Bizde bir insanız demi
Horlamanın gereği yok

Al ilimi gelse kimden
İlim eylemez ki dinden
Ok gibi yayın içinden
Fırlamanın gereği yok

Bilir misin sen evreni
Evren bilirsin çevreni
Kapat karanlık devreni
Zorlamanın gereği yok

Yaparsın ya halka hitap
Okudun mu sen bir kitap
Yalanından düştük bitap
Dırlamanın gereği yok

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Özer Yılmaz.
 22 Ocak 2016 Cuma 17:04
Gerçekleri nede güzel izah etmişsim kardeşim.Ancak bir defa geri fitese takmışız arabamızı,durdurana helal olsun
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz