MENÜ
İzmir 16°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Atatürk seçilmiş  Belediye Reisi’ne neden  “istifa et!” dedi?
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
24 Mart 2019 Pazar

Atatürk seçilmiş Belediye Reisi’ne neden “istifa et!” dedi?

Bugün Pazar…

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla…

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü…

Bugün bir “yerel seçim” anısı anlatalım Ulu Önder’den…

Malum…

An itibarıyla…

Yaklaşık 170 saat sonra sandık başına gidiyoruz…

Kentimizin “Büyük Başkanı”nı…

İlçemizin başkanını ve dahi…

Mahallemizin muhtarımızı seçeceğiz…

Peki…

100 yaşına koşan Cumhuriyet Tarihimiz’de…

“Yerel Seçimler” nasıl gerçekleşiyordu?

Belediye Başkanları nasıl seçiliyordu?

Mesela…

Atatürk, seçilmiş bir belediye başkanına fi tarihinde…

Neden, “İstifa ediniz!” dedi?

Hazır mısınız, “Zaman Tüneli”ne giriyoruz…

***

Önce, “tadımlık” da olsa…

Yerel seçimlerin kısa tarihinden minik bir hatırlatma…

Türkiye Cumhuriyet kurulduktan sonra…

İlk yerel seçimler 1930’da yapıldı…

Çok ilginçtir…

“Belediye Başkanı” için sandık yoktu mesela…

Vatandaş, Belediye Meclis üyelerini seçiyor…

Daha sonra onlar da kendi aralarında…

Belediye Başkanı’nı mini bir seçimle belirliyordu…

Bizim İzmir’de…

“Asfalt Osman” namıyla anılan merhum Osman Kibar

İlk kez 1963 seçimlerinde uygulanmaya başlanan…

Belediye başkanı sandığından…

Bizzat O’na verilen oylarla çıkan ilk belediye başkanıdır!

***

Tekrar dönelim 1930’daki ilk yerel seçime…

İktidarda Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisi) vardı…

Gazi Mustafa Kemal…

Meclis’te bir muhalefet partisi olmasını istiyordu…

Çok seslilik, Türkiye’ye iyi gelecekti…

Ali Fethi Okyar’a, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı (Partisi) kurdurttu…

Yapay bir partiydi “SCF” ama…
Kısa sürede halktan destek gördü…

CHP ürktü…

Çünkü…

Partide menfaatleri ve ayrıcalıkları zedelenecek gruplar vardı…

Belediye seçimleri, o dönemde bir gün içinde değil…

Aynı sandığın…

Günlerce seçim bölgelerinde dolaştırılması ile yapılıyordu…

İktidar’ın kendi lehine sonuçlar için müdahalesi kolaydı…

Ayrıca…

Kaymakamlardan valilere kadar…

Bütün yöneticiler CHP’li olduğu için…

Engelleme ve baskıların haddi hesabı yoktu…

Nitekim öyle oldu…

Cumhuriyet Tarihi’ndeki…

İlk çok partili ve kadınlara seçme / seçilme hakkının tanındığı…

1930 Yerel Seçimleri…

Bu baskı ve engellemeler sonucunda…

CHP’nin farklı üstünlüğü ile sonuçlandı…

Neredeyse bütün Valiler…

Seçime bulaştılar, işi batırdılar!

Hasan Rıza Soyak, o vahim tabloyu anılarında şöyle anlatıyor:

Atatürk, “Hangi parti kazanıyor?” diye sordu… “Bizim parti” cevabı karşısında; “Hiç de öyle değil! Hangi partinin kazandığını ben sana söyleyeyim: Kazanan İdare Partisi’dir… Yani, jandarma, polis, nahiye müdürü, kaymakam ve valiler… Bunu bilesin!”

Atatürk haklıydı…

Serbest Cumhuriyet Partisi adaylarını içiren listeler yırtıldı…

Seçim encümeni huzuruna çıkanlar…

“Hangi partiye rey vereceksiniz?” sorusuna maruz kaldı…

“Serbest Parti’ye rey vereceğim” diyenlere…

“Defterde ismin yok oy atamazsın” denildi…

***

Her şeye rağmen…

502 seçim bölgesinden sadece 31’inde…

“Serbest Cumhuriyet Partisi”nin adayları seçildi…

Mesela…

“Demokrasi’nin Beşiği Ege”, gözünü kapatıp…

Oyunu Serbest Cumhuriyet Partisi’ne atmıştı…

İzmir’den Bademiye, Şereflihisar, Kınık, Şirince, Kuşadası, Menemen, Bozdoğan, Buca, Dikili ve Urla…

Aydın’dan Çine, Bozdoğan, Söke, Umurlu, Yenipazar, Germencik, Gördes ve Karapınar…

Bunların başında geliyordu…

***

Sonra ne oldu?

Şu oldu…

“Gelecekte Gazi Paşa ile siyasi sahada karşı karşıya kalabileceği” endişesiyle…

100 gün sonra…

“Serbest Cumhuriyet Partisi”, kendisini feshetmek zorunda kaldı…

Nitekim…

Daha sonra yapılan…

1934, 1938 1942 yerel seçimlerinin galibi… 

Karşısına hiçbir muhalefet partisinin bulunmadığı…

“Cumhuriyet Halk Partisi” oldu…

Taaaa, “Demokrat Parti” gelinceye kadar…

***

Ne ilginçtir ki…

1930’daki yerel seçimde…

“Serbest Cumhuriyet Partisi”nin kazandığı tek şehir belediyesi Samsun’du…

Sebebi ise, Vali Kazım İnanç Paşa’nın tarafsız tutumuydu…

Serbest Cumhuriyet Partisi kapatıldıktan sonra…

Gazi Mustafa Kemal yurt gezisine çıktı…

Ve ilk durağı Samsun oldu…

Akşam yemeğinde…

Samsun Belediye Başkanı Boşnakzade Ahmet Bey’e döndü, şöyle dedi:

 

“Şimdi Reis Beyefedi; zatıaliniz de artık feshedilmiş olan bir partinin belediye reisi olarak vazifenize devam etmek istemezsiniz değil mi? İstifa ediniz; yeniden intihap (seçim) yapılsın; belki yine zatıaliniz seçilebilirsiniz…”

Emir kesindi… Belediye Reis’ine, “Emir buyurursunuz” demekten başka söz kalmamıştı… Fakat Reis Boşnakzade öyle yapmadı… Verdiği cevap tarihe geçti:

“Paşam, bendeniz Serbest Cumhuriyet Partisi’ni tanımıyorum ve Reisliğe de o partinin namzedi olarak seçildiğimi kabul etmiyorum… Bu intisap (karar) halkın şahsıma karşı bir itimadı şeklinde tecelli etmiştir… Mesele sırf seçimin serbest olmasından ibarettir… Eğer bu vaziyette istifa edersem halkın bu teveccüh ve itimadına karşı küfranı nimette bulunmuş oludum… Eğer bendenizin bu işte kalması arzu buyrulmuyorsa, hükümetin elinde kuvvet vardır, Şur’ayı Devlet (Danıştay) vardır, intihabı (seçimi) fesheder… Bendeniz de o zaman halka karşı mahcup kalmam…”

Bu beklenmedik cevap Gazi’yi sinirlendirmedi…

Sakin bir sesle karşılık verdi:

“Düşündüğünüz doğru, arzu ettiğiniz gibi olsun!”

Gerçekten de…

Samsun’da Belediye Seçimi feshedildi…

Yenilenmesine karar verildi…

Atatürk’e karşılık veren Belediye Başkanı görevden alındı…

Böylece…

“Serbest Cumhuriyet Partisi”nin…

Türkiye’deki “son izi” de…

Bir “yerel seçim sonunda” silinmiş oldu…

Nokta!

Sonsöz: “Herkesin anlayış derecesi farklıdır… Benim sana anlatacaklarım, ancak senin anlayabileceğin kadardır… / Hz. Mevlana…”

Kaynaklar:

Atatürk Araştırma Merkezi / Türkiye Cumhuriyeti Tarihi…

Kemal Karpat / Türk Demokrasi Tarihi…

Hikmet Çolak / 1930 Belediye Seçimleri…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Lombak
 24 Mart 2019 Pazar 20:46
1930lar serbest seçimlerle değil sanayi devrimimizin gerçekleştiği yıllar olarak hatırlanmalı. ABDde İngiltere''de bile kadına seçilme hakkı 1900lerin başında verilmişken, magna cartadan beri olduğu varsayılan o "köklü" meclislerinin çıkar grupları zengin soylular toprak ağaları ve sonradan sanayicilerden oluşan halkı temsil etmeyen gruplar olduğu dikkate alınırsa, 600 yıl padişah tebası olarak kalmış bu halkın Cumhuriyetten hemen sonra oy atmayı öğremesi, ardından, kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesi, hadi sizin hatırınıza 1950 de çok partili hayata geçmemiz. Batıdan öyle uçurumlarla ayrılmadığımızı aksine onları yakalayıp aynı düzeye geldiğimizu gösterir. Yazınızı hoş karşılamadım. Atatürkle uğraşmayın anlamaya çalışın. Türk düşmanı mevlanayla da fazla zaman harcamayın bence. Aha bu da benim son sözüm.
 Kim yalancı
 24 Mart 2019 Pazar 18:11
Kocaoğlu körfez korkmuyor Soyer körfezi kokudan kurtaracağız Kocaoğlu trafik sorunu yok Soyer trafik sorunu mu çözeceğiz Ve arkadaş dürüst olun dürüst.
 Sarı Çizmeli Memed'A.
 24 Mart 2019 Pazar 13:41
Şimdilerde devrim karşıtı çevrelerce demokrasi kahramanı olarak empoze edilen Boşnakzade Ahmet'in seçildiği ve başlangıçta laik/cumhuriyetçi amaçlarla kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın taşra teşkilatlarının kısa sürede devrim düşmanlarının/şeyhülislamcıların/dini siyasete alet edenlerin eline geçtiğinden ve merkezle hiçbir ortak amaçlarının kalmadığından da söz etmemekle kafa karıştırdığınızın farkında mısınız Sn.KARABEL?
 
 24 Mart 2019 Pazar 08:44
Güzel. Teşekkürler.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz