CHP, yerel seçimlere başkan ve meclis üyelerini belirleyerek iyi bir giriş yapmak istiyor. Ama bu seçimlerde CHP’yi farklı kılacak nokta, seçmeni etkileyebileceklerini umdukları çok sayıdaki “proje”leri olacak. Uzun zamandan beri üzerinde çalıştıkları proje paketleri 2014 seçimlerinde CHP’nin en büyük kozu olacak.
BDP, hizmet ve proje yerine “özerkliklerle donatılmış mahalli idareler”i konuşarak tabanına heyecan vermeye çalışacak. Bunun yanında Türkiye’yi terk etmeyen silahlı militanlarıyla da seçmenin iradesi üzerinde baskı kuracak. BDP, kısmen heyecan ama daha çok da korku ile oylarını korumaya çalışacak.
BDP ve PKK’nın militanları Türkiye içinde tutma amacı, 2014’te yapılacak mahalli idareler, birleştirilmiş cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri ve büyük ihtimalle de anayasa referandumunda halkı korku ile yönlendirmek olacaktır. Amaç budur!
BDP ve PKK, Türkiye’nin yakın geleceğini bu kapsamda düşünmemiş olsa da onlar yerine düşünen yeteri kadar dostları var. Bu konuda gaflete gerek yok!
Aslında Türkiye’de nelerin olabileceğini tasarlayan ve yaşama geçiren parti Ak Parti’dir. Yakın gelecekte nasıl bir mahalli idareler reformu düşündüğünü de tam olarak Ak Parti biliyor. O zaman oldukça iddialı bir mahalli idareler yasası çıkarmayı planlayan Ak Parti’nin, bu yasadan azami faydayı sağlayabileceği ve “Türkiye bölünüyor!” eleştirilerine yanıt olabilecek bir hazırlığın içinde olması gerekir.
Aksini düşünemiyorum:
CHP ve MHP’nin bangır bangır “Türkiye bölünüyor!” muhalefeti karşısına Ak Parti’nin, “çöp toplayan, evlerde su akıtan” belediye başkan ve meclis üyeleriyle çıkmasını beklemek saflık olur.
Kimse Ak Parti’nin geleceğini riske atacak bir liste ile seçmenin karşısına çıkacağını beklemesin. Bu olmayacak. Ayrıca Ak Parti’nin yayımlayacağı seçim bildirgesi de öncekilerden çok farklı olacak.
En azından bizim hazırlığımız ve beklentimiz bu yönde.
Muhalefet partileri 12 Haziran 2011 seçimlerinde Ak Parti’nin “2023 Vizyonu”nun arkasından nal toplamıştı. Bu gaflet muhalefete pahalıya patladı. Muhalefet aynı hatayı tekrar etmemek için Ak Parti’den çok daha ilginç projeler de hazırlamış olabilir. Bu tahminim gerçek olursa şaşırmayacağım. Baştan belirteyim.
Örneğin İzmir’de Aziz Kocaoğlu’nun koltuğunu sarsan adayın umudu da elinden bırakmadığı projeler listesidir. Bu listeyle İzmir’e başkan olacağı günü sabırsızlıkla bekliyor; yeter ki aday olabilsin!
Ak Parti muhalefetin iddia ettiği gibi PKK ve BDP’nin taleplerine boyun eğmeyecekse yeni dönemde şekillenecek olan mahalli idareler modellinde BDP’den, CHP ve MHP’den daha iddialı bir seçim bildirgesi ve buna uygun yerel liderler belirlemek zorundadır.
Beklentilerimi biraz daha açık söylemem gerekirse 2014 sonrasında mahalli idarelerin başkanları ve meclis üyeleri temel alt yapı hizmetlerini gölgede bırakacak siyasi konuları tartışmak zorunda kalacaktır. Bu da çöpü zamanında toplayan ve içme suyunu temiz akıtan belediye başkanlarında yeni özellikler aranmasına neden olacaktır.
Bence Ak Parti özellikle İzmir gibi büyük şehirlerde insan haklarını, temel hak ve ödevleri, anayasayı, laikliği ve demokrasiyi ve mahalli özerklikleri iyi tartışabilen, Parti’nin bu konulardaki görüşlerini iyi savunabilen siyaset bilimi ve teorileri konusunda hatırı sayılır mürekkep yalamış kişilerin ağırlıklı olduğu listelerle seçmenin karşısına çıkacak.
Bu yazımda MHP’yi ihmal edeceğimi kimse düşünmesin:
MHP, 2014’ün ilk seçimine en hazırlıksız parti olarak girecek. Söyleminde ağırlıklı olarak PKK ve bölünme konularına yerli yersiz vurgular yapmaya devam edecek. Bunlardan bir sonuç alacağını da sanmıyorum.
MHP’nin tek şansı, CHP ile yapabileceği “gizli” seçim ittifakıdır. Bu strateji MHP’nin oyunu artırmasa da bazı illerde seçim kazanmasına yardımı dokunabilir.
Bu yaklaşımı da şark kurnazlığı veya cinlik sayıp 2014’ün sonuçlarıyla övüneceklerdir.
Sayfa başına git