Japon’larda emeklilik yok denir. Adamlar ölene kadar, çalışmaktan elini ayağını çekmezler... Çalışır, üretir, gezerler!
Bizde de yok mu?
Var da...çok değil!
Şanslıyız ki... tanıdığımız,
ORHAN KİLERCİOĞLU var.
Orhan Bey İzmirli, bir emekli General.
Kıbrıs Türk Alay Komutanlığı yaptı.
II.Cenevre Kıbrıs görüşmelerine katıldı.
Ankara Milletvekilliği ve Başbakan Demirel Döneminde Devlet Bakanlığı yaptı...
Hiç boş durmadı. Yan gelip yatmadı !
Araştırmalar yaptı. Kitaplar yazdı.
Her biri de, tarihe not düşen ve kaynaklık eden... eserlerdi.
Tarihi, paraya çevirmeye tenezzül etmedi... Bu bir asalet örneğiydi de.
Keşke herkese, bu değerli eserleri,
okuma şansı sağlansaydı.
Ek ve katkımız küçücük olsa da,
En azından, iş başa düşmezdi...!
Kitaplarından üçü bizdeydi.
Haykırış’ın... Türkçe baskısını
önceleri okumuş yazmıştık da,
Aydınlığa Bakış ve Atatürk... sıradaydı !
Çöküş ise, elimizde...
Az buz değil, 632 sayfa !
Osmanlı’da, bir devrin dramı...
Osmanlı’da çöküş belirtilerinden
başlıyor. Taa... Bop’a kadar uzanıyor.
Kolay, sade ve yalın bir dille,
Bir Devlet Adamı... duyarlılığı ile.
Bölümlerinden birini özetlersek ;
31 Mart Vak’ası denince akla,
önce onun adı gelir :
II.Abdülhamid dönemi...
Abdülhamid Han, 1842’de Çırağan Sarayında doğdu. 1876’da tahta çıktı,
33 yıl hüküm sürdü...
Tahta çıktığında Balkanlar, kan revan içindeydi. Hazine bomboştu...
Taha Akyol’a göre, 1880’deki borcu korkunçtu: 240 milyon !
Devletin mali itibarı kalmamıştı.
Borçların faizlerini bile... ödeyemiyordu !
Şehzadeliğinde çiftlik işleterek kazandığı nakit varlığını, Osmanlı ve Alman bankalarında toplamıştı.
Serveti 1.089,051 Osmanlı altını idi !
Harp için para istenildiğinde... oda :
Alatini Köşkünün istimlakini... istemişti !
Ömrünün sonuna doğru Nakşibendi tarikatına girdi. Bir islam alimi gibi yaşadı.
Yüzü batıya değil ama... batı uygarlığına dönüktü.
Dindardı ama... köktendinci değildi.
Kız okulları, askeri okullar, askeri tıbbiye, öğretmen okulları... onundu.
1876’da I.Meşrutiyeti ilan etti.
Anayasa yürürlüğe girdi ama,
93 Harbinden sonra rafa kaldırdı.
Meclisi Mebusanı kapattı ama,
Ayan Meclisini... kapatmadı !
Osmanlı Tarihinin en çok tartışılan padişahı oldu...
Şüpheciliğe, jurnalciliğe önem verdi.
‘Hal, Hürriyet, Parlamento, Burun...’ gibi kelimeleri yasakladı !
Jön yada Genç Türk hareketi olan,
İttihat ve Terakki’cilerle çelişkiye düştü.
Fransa’nın aksine, bir halk ayaklanması değildi,
Bir aydınlar hareketi olarak... doğdu !
Hürriyet, eşitlik, adalet diyen,
İttihatçıların baskısıyla...
1908’de II.Meşrutiyet... geri geldi.
Anayasa da geri geldi.
Meclisi Mebusan da geri geldi.
Volkan gazetesi baş yazarı da olan
Derviş Vahdeti’nin de baş rolünde,
Din elden gidiyor... şeriat elden gidiyor, bağrışları arasında...!
31 Mart Vak’ası denilen, alaylı askerlerin ayaklanması oldu. On bir gün sürdü.
Kan döküldü...
Selanik’ten gelen... yeni nesil subayların Hareket Ordusu ile, isyan bastırıldı !
Nedenleri ve amaçları hala tartışma konusu olan isyanda... katkısı var diye,
İttihatçıların etkili olduğu Meclis’çe, tahttan indirildi.
Selanik’e sürgüne gönderildi...
Üç bucuk yıl sonra, 1912’de...
Selanik 8 Kasımda, tek tüfek patlamadan Yunan’a teslim edildi.
Komutan Hasan Tahsin Paşa, “Selanik kaybedildi ama... Selanik kurtuldu !” dedi.
Teslimden iki gün önce de...
II.Abdülhamid İstanbul’a getirildi.
10 Şubat 1918’de Beylerbeyi Sarayında,
76 yaşında öldü...
Başa geldiği zaman... sınırlar Tuna’nın ilerisinden, Adriyatik Denizi’ne kadar uzanıyordu.
Baştan gittiği zaman... Balkan’lara, Orta Doğu’ya veda ediliyordu.
550 yıl süren egemenlik... sona eriyordu!
Biterken...
Ömrü yetmemiş olsa da,
13 Eylül 1922 tarihli vasiyeti akıllardadır Büyük Atatürk’ün...
“Avrupa da... İstanbul ve Meriç’e kadar Trakya ; Asya’da... Anadolu, Musul arazisi ve Irak’ın yarısı"
Misak-ı Milli’nin başına... darısı!
İyi Pazarlar...
Sayfa başına git