MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dağ taş işletme!
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
11 Aralık 2014 Perşembe

Dağ taş işletme!

Avrupa’nın en genç nüfusu bizde. 20 yıl sonra ise yaşlılar kervanına katılan ülkelerden olacağız. 
Önümüzdeki sorun ciddi:

Genç nüfusu katma değer yaratabilecek alanlarda çalıştıramazsak, 20 yıl sonra ülke ekonomisinin ve yaşlılarımızın durumu içler acısı olacak! Bunu şimdiden görmek ve o günleri hedefleyen “çok geç kalınmış” önlemleri bir an önce almak gerekir.

Türkiye’nin öncelikli hedefi, çalışma yaşındaki kadın ve erkeğe Türkiye’de verimli bir iş alanı yarat olmalıdır. Emek açığı var ise bazı sektörlerde yurt dışından emek göçü almayı planlamak ve onu da harekete geçirmek gerekir.

Bu sorunu çözmek, hem hükümetlerin hem iş dünyasının, öncelikle de üniversitelerin ve güvenlik birimlerinin ödevidir. Çözümün bir parçası olmak, bu kurumların varlık sebebidir. “Bütün kötülüklerin anası işsizlik” ise kimse mazeret üretemez, buna hakkı da yok!

Gökten düşen her damla su iç karalarda olabildiğince üretimde kullanılabilmelidir. Yıllardan beri yazıyorum, Meriç Nehri her yıl Bulgaristan, Türkiye ve Yunanistan’ı nasıl tahrip ediyor, diye…

Suyun petrolden daha değerli olduğu bilinmesine rağmen neden kimse bu soruna çözüm bulmuyor?

4 Baskı yapan “İZMİR 2023” kitabımda bunu yazdım: Ortaasya’dan doğal gaz, petrol Türkiye’ye, Türkiye’den de Avrupa’ya taşınabiliyor da neden Meriç Nehri’nin veya diye taşan nehirlerin suları en yakın içme suyu barajına 50 – 100 km boru döşenerek aktarılamıyor?

Neden feyezanların verdiği zararlara çare bulunamıyor, anlamış değilim!

Bir uçak gezisinde üzerinde uçtuğumuz dağların çırılçıplak hali, uçsuz bucaksız toprakların tarım dışı kalması, milyonlarca yılda oluşan madenlerin yer altında yabancı işletmecileri beklemesi… kimseyi üzmüyor mu?  

Oysa, Türkiye’nin her metrekaresi herhangi bir dış krediye gerek duyulmadan, dağları taşları, verimsiz toprakları hızla ağaçlandırılabilir. Verimsiz toprakları tarıma, hem de en verimli, en ekonomik tarıma ve hayvancılığa kazandırılabilir.

Topraklar tarıma ve hayvancılığa hazırlanabilirse 3. yılında ekonomiye kazandırılabilir. Yapılan yatırımlar hızla ve daha fazlası ile geri dönebilir. Bu es geçiliyor!

Dağların ve taşların ağaçlandırılması, ağaç seçiminde bir yanlış yapılmazsa, ithal fide veya tohum kullanılmazsa 10. yılında ekonomiye, yaz ve kış iklimine, yağmur rejimine, temiz havaya olumlu katkılar yapabileceği gibi ülke faunasının ve florasının zenginleşmesine de katkısı olacaktır.

Çalışanların ücretlerinin bir kısmı “kredi kartları”na günlük aktarılabileceği gibi tazminatları da 10 yıl sonra metreküp kerestenin serbest piyasa değerleri üzerinden ödenebilir.

10 yıllık bir plan çerçevesinde Türkiye’nin hem işsizlik sorunu çözülmüş hem de ekonomik geri dönüşümü başlamış olur. Bunun yanında 10 yıl sonra ülkenin havası, suyu tertemiz, yer altı ve üstü su kaynakları zenginleşmiş, bitki ve hayvan çeşitliliği korunmuş ve artmış “cennet vatan bir ülke” olur. Bu yatırımların özel ve kamu arazilerinin fiyatlarına yapacağı rant etkisi ise Türkiye ekonomisinin “kaskosu” olur.

Verimsiz topraklarda ekonomik getirisi yüksek ürünler üretip dünya pazarlarına açılmak mümkündür. Pazar bulunamayan ürünler ise asla tarlada çürümemelidir. Bunlar öncelikle iç pazarda sosyal yardım olarak dağıtılmalı, daha fazlası ise kurutulmuş, vakumlanmış, turşu, konserve veya meyve suyuna dönüştürülmüş… halde tanıtım fonu veya dış politika enstrümanı olarak yoksul ülkelere dağıtılmalıdır.
 
 
 
 
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz