Türkiye dönülmez bir akşamın ufkunda!… Buna seyirci kalmamalı ve derhal “GENÇLER” i toplamalıydım. Bu virajı onların ziyalı fikirleri olmadan alamayabilir, sağa sola çarpar, maazallah şarampole yuvarlanabiliriz…
Tabii siz, “N’oluyor, Türkiye nasıl bir çıkmazda, bu ‘GENÇLER’ de kim oluyor?” diye yine merak ettiniz, değil mi? Açıklayacağım sevgili karilerim, sizden saklayacak değilim. Fekat bir ricam olacak, lütfen aramızda kalsın olur mu, kimseler duymasın, kimseler bilmesin. Sadece siz bilin kâfi…
Bu “Gençler” dediğim kişiler aslında bir örgüt felan değil. Yeraltı yerine halkla birlikte olmayı tercih eden, halk içinde Hakk ile beraber olan, çok yüksek seviyede bilgi, algı ve yorumlama kabiliyetiyle mücehhez adamlar… Güzel ahlak, yüksek iman ve milli şuur sahibi delikanlılar… En önemlisi de tanıdığımız “Bizim çocuklar, Ocaklılar”…
Tek hedefleri var, “Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü, refahı ve iki cihanda aziz olması”…
Sakın siz bunları Encümen-i Dâniş’e, şu dizilere konu olan “İHTİYARLAR”a veya maaşlı strateji kurumu memurlarına benzetmeyin, darılırlar sonra…. Neyse şimdilik bu kadar bilgi yeter deyip toplantıda konuşulanları “yorumsuz” olarak size aktarıyorum. Bu da benim vatana millete ayrıca bir hizmetim olsun.
Başlangıç merasiminden(!) sonra söze, “2015 yılı Türkiye’nin yılı olacak. Bir yanda Ermeni yalanlarının 100. yılı, diğer yandan örgütlü bölücülerin federalizm hayalleri ve yeni Anayasa… Değişen Türkiye’de, değişen dünyada, değişen Ortadoğu’da ve değişen Asya’da Türkiye “bir ve bütün” olarak lider ülke konumuna gelmek istiyorsa MHP’nin iktidarda olması gerektiğini düşünüyorum” diye başladı Diyarbakırlı!…
Zaten hep böyle yapardı. Bir konuşur, pir konuşurdu. Birkaç dil bildiğinden olsa gerek batıyı da doğuyu da çok iyi takip eder, yorum ve planlarda hiç yanılmazdı… Balkan temsilcisi O’nu desteklerken, “Büyüyen, sınırları bakımından olmasa bile etki alanı bakımından genişleyen bir Türkiye’nin ‘ÜÇ HİLAL’e ihtiyacı olduğunu ben de düşünüyorum. Bunu sembolizme olan düşkünlüğüm olarak ya da fetişist bir tutku olarak değerlendirmeyin lütfen, marka-imaj meselesinin çağımızda ne kadar önemli olduğunu siz de en az benim kadar biliyorsunuz. Bir de Allah vergisi, kültürel bir hakimiyet alanımız olduğunu unutmamamız gerekir” diyerek söze karıştı.
Tunceli mebusu olan genç; “Bahsettiğiniz mesele hiç de kolay değil, doğu illeriyle bilhassa Varto coğrafyasıyla tanıştırmak gerekir MHP’yi, bu da zaman alır…”
Yörük genci gülerek müdahale etti; “Bana iş çıkarmayın lütfen koskoca memleketi yeniden dolaştırmayın, olur mu?”
Karadeniz azası gülerek; “Ne o korktun mu? Sanki deve üzerinde mi gezeceksin, kitle iletişim araçlarıyla, internetle halledeceksin bunu. Hem yürüsen ne olur ki, hem yörür hem de …” derken yine aynı kanaatte olduğunu vurguladı muzipçe.
Meclisin diğer üyeleri de sanki sözleşmiş gibi aynı minval üzere konuşunca dayanamayıp hepsine birden sordum: “Yöntem olarak demokratik bir yol düşünüyorsunuz değil mi?”
Diyarbakırlı yerinden kalkarak cevap verdi; “Aksi düşünülemez. Çünkü bu iş için zaten var olan azami müştereklerimizin gün yüzüne çıkarılması gerekiyor. Milli mutabakat şart. Zira Türkiye önümüzdeki yıl gerçekten bir çıkmaza girecektir. İktidar partisi sistemi dengeleyicilerinden mahrum bırakarak işlemez hale getirdi. Tıkanıklık işte burada başlıyor. Yeni Anayasa yapılacaksa MHP’siz olmaz, olamaz. ”
Erzurumlu temsilci uzun süren sessizliğini bozdu; “Pekey bu nasıl olacak, yüzde elli gibi baskın bir oy oranı var!”
“Demokrasilerde çare tükenmez” diyerek söze karışan Balkanlı genç, “Bugünleri kurgulayanlar elbet bir çare bulacaklardır. Millet şu gerçeği görüyor; güvensizlik hat safhada. Sosyal güvenlik, milli güvenlik ve ekonomik güvenlik tedirgin edici seviyede. En önemlisi istikrar yok! MHP’li bir hükümet 2015 ve sonrasında, Yeni Anayasa konusunda çok güçlü bir amil ve amir olacaktır, olmalıdır. Birlik ve bütünlük için, bilhassa ekonomik refah için bunu gözden uzak tutamayız.” …
Evet, sevgili okurlarım, konuşmalar aynen böyle. Bu “gençler” çok yaman doğrusu. Bugüne kadar ne dedilerse çıktı. Bu tespitleri çıkar mı, çıkmaz mı bilmiyorum ama yine de değerlendirmekte fayda var diye düşünüyorum.
Dipnot:
- Türkiye’nin karanlık ve puslu siyaset arenasında sözü geçen “gençler” tamamıyla gerçektir…
Sayfa başına git