Ülkemizde, 1-7 Mart tarihlerinin deprem haftası olarak idrak edildiği şu günlerde…
Akademik çevrelerce yapılan değerlendirmelere göre…
İzmir’de yaşanması muhtemel şiddetli bir depremin çok yıkıcı ve ciddi sonuçlar doğuracağı hususuna dem vurulduğu…
Ve… Bu konuda yaşanan acı tecrübeleri çok çabuk unutan tevekkelliğimizden bir an önce sıyrılarak…
Mutlaka bir Afet Bakanlığı kurulması gerekliliğinden söz edilen sohbetlere daha sık şahit oluyoruz.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin; “Depreme dirençli bir İzmir mümkün!” sloganı ile deprem haftasına dikkat çektiği paylaşımlarda…
“Deprem; ülkemizin, İzmir’imizin bir kaderi değil. Bunu değiştirmek bizim elimizde” diyen İzmir BB Başkanı Sn.Tunç Soyer ise…
Beş yıldır İzmir’i dirençli hale getirmek için gerçekleştirdikleri projeleri maddeler halinde sıralayarak…
* Kent bütününde yapı envanteri projesi ile Bayraklı ve Bornova'da 100 bin binanın deprem kimlik karnelerini çıkartmalarından…
* Denizdeki ve karadaki tüm fay hatlarının incelenmesinden…
* Deniz tabanından alınan karot örnekleri ile tsunami riskinin çıkartılmasından…
* Uluslararası nitelikte Egeşehir Yapı ve Zemin Laboratuvarının kurulmasından…
* Belediyenin garantörlüğünde yüzde yüz uzlaşı ve yerinde kentsel dönüşüm modelinin şehrin 6 bölgesinde sürdürüldüğünden…Heyecanla ve önemle söz etmesini…
Bu güzel şehrin akibeti açısından… Müspet bir hedefe doğru atılmış doğru adımlar olarak görüyorum.
Ve bu minvalde…
Geçtiğimiz yıl yaşanan yaklaşık elli binden fazla insanımızın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli o büyük felaketin hemen ardından…
CHP İzmir BB Adayı, şimdiki dönem Karşıyaka Belediye Başk. Cemil Tugay tarafından yapılan bir açıklamayı hatırlıyorum.
Dr. Cemil Tugay’ın, Karşıyaka’da zemin sıvılaşma eğiliminde olan, elli bin kişinin yaşadığı Mavişehir ve Bostanlı mahallelerinden söz ederek…
Bu bölgede olmaması gereken yoğunluktaki yüksek katlı yapılaşmanın zaman içinde Yamanlar Dağı gibi sağlam zeminli yerlere taşınması gerekliliğine işaret edişi ile…
Bölge sakinlerinin rutin yaşantılarında girdikleri telaş ve yüreklerde yarattığı büyük infial henüz akıllardayken…
Geçtiğimiz akşam bir TV kanalında …
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği eski Bakanı, İstabul BB Adayı Murat Kurum’un kentsel dönüşüm konusunda yaptığı açıklamalarda…
Beykoz ilçesini Avrupa yakasına taşıyıvermesini şaşkınlıkla izliyorum…
Ve… Deprem ülkelerinde yaşanan pek çok şiddetli depremlere ve de sonuçlarına…
Ve o ülke yöneticilerinin derslerine nasıl çalıştıklarına…
Şehirleşme / yapılaşma konusunda ne gibi sıkı kararlar aldıklarına azami dikkat kesiliyorum.
***
Bu gibi yıkıcı depremlere en etkili ve belirgin bir örnek olan…
En aktif deprem kuşaklarından birinde yer alan ve yüzyıllardır beşik gibi sallanan…
Latin Amerika ülkesi Şili’de.. Şiddeti 7 ile 9,5 arasında sık sık yaşanan yıkıcı depremlerin...
En az maddi hasar ve can kaybı ile ya da can kaybı olmaksızın atlatılmasını…
2016 yılında gerçekleşen 7,8 şiddetindeki bir depremde ise hiç can kaybı olmamasını…
Tüm dünyanın ilgisini çeken bu durumu nasıl başardıklarını anlamak / anlamaya çalışmak…
Dünyanın önemli deprem kuşaklarından birinin üzerinde yer alan ülkemizde…
Bu yıkıcı felakete dur demenin belki de ilk adımıdır diye düşünmeden edemiyorum.
***
Bu konuda… Çeşitli kaynaklardan edinebilecek bilgilere göre…
1960 yılında 9,5 şiddetindeki depremle binlerce kişinin hayatını kaybettiği bir felaketten…
Devlet ve millet olarak alması gereken mesajları alarak önemli dersler çıkaran Şili…
Deprem konusunda bir milli seferberlik başlatarak girdiği bu büyük mücadeleyi…
Bir devlet politikası haline getirerek ve yıllar içinde çok önemli yol katederek…
* Sürekli güncellenen çok sıkı imar kanunları ile…
* Sıkı yönetmeliklerle ve çok önem verdikleri zemin etüdü ile…
* Yerinde dönüşümle depreme dirençli binalar inşa etmeleri ve erken uyarı sistemleri ile…
* Afetlere karşı toplum bilinci oluşturan ana okullarından başlayan eğitim sistemi ile…
* Depremle mücadele konusunda halkı bilinçlendiren başarılı çalışmaları ile…
Artık, bu gibi felaketlerde büyük kayıplar vermeyen bir ülke olarak, tüm deprem ülkelerine örnek olurlarken…
Ve…Depremin kader olmadığı gerçeği de
İnsanoğlunun mantalitesinde gittikçe kabul görür hale geliyordu.
***
Sözün özü…
Şili’nin depremle mücadele konusunda bugün geldiği noktayı çok net izah eden…
Doğru politikalarla gerçekleşmiş yapılaşmaya ve binaların depreme dayanıklılığı konusuna dikkat çeken…
Şili’li bir yetkili tarafından söylenmiş…
“Bugün Şili’de 7 şiddetinde bir deprem olsa bile yatağımdan çıkmam” sözleri ise…
Türkiye genelinde yapılacak olan yerel seçimlere sayılı günler kala..
Yaşadığımız şehrin kaderini tayin edecek olan yöneticileri seçerken aklımızda kalan bir anektod olsun diyorum.
Şehrin anatomisini iyi bellemiş ,dersini iyi çalışmış yerel idarecilerin yöneteceği bir ülke hayali ile…
Sağlıcakla kalın efendim.
Sayfa başına git