Bir süredir İzmir’de yanıtı aranan soru bu! Başbakan Erdoğan’ın yarın (16 Mart Pazar) yapacağı Gündoğdu Mitingi’ne en az 200 bin katılım beklediklerini açıklayan AK Parti teşkilatı, kentte tartışma yarattı. Kimileri 17 Aralık’tan itibaren düşüşte olduğunu düşündüğü iktidar partisinin böyle bir gücünün olmadığını savunurken, miting meydanlarındaki ‘montaj’ tartışmalarını hatırlatıyor. Kimileri ise iktidar partisinin halen ülkenin en güçlü partisi olduğundan hareketle 200 bin rakamına ulaşmakta zorlanmayacaklarını savunuyor.
Bana da aynı soruyu yöneltiyorlar. Yanıtı ‘Evet, getirebilir’ oluyor.
Çünkü 17 Aralık’tan itibaren belirli bir zümre üzerinde iyice psikolojik hâkimiyet kuran Başbakan, Gezi Parkı’ndan bu yana sıklaştırdığı safları şimdilerde meydanlara diziyor.
Dolayısıyla iyiden iyiye politize olan ve ‘savunma, yedirmeme’ psikolojisiyle alanlara inen teşkilat, seçmen tabakası bir anlamda gövde gösterisinin parçası olmayı gönüllü olarak kabul ediyor. Kaldı ki Türkiye’nin 12 yıllık kesintisiz iktidarında olan bir partinin gelinen noktada meydanları doldurduğu için övünmesinin tek bir nedeni olabilir.
Halen güçlü olduğunu başta kendi teşkilatı/seçmeni olmak üzere dosta/düşmana göstermek…
Toplumsal psikolojide ‘sürüyü terk etme eğilimi’ gösteren bireyler gücün karşısında geri adım atıp, sürüde kalmayı yeniden düşünebiliyor.
Sosyal medyaya ‘an itibariyle’ fotoğrafları atarak meydanların doluluğuyla övünen koca koca bakanlar, vekiller aynı amaca hizmet ediyor.
Kopma, ayrılma ihtimali olanlara ‘gitmeyin, güç hala bizde’ derken ‘ortada kalıp, kafası karışıkları da’ güçlüden yana olmaya itmek…
Bindirilmiş kıtalar meselesine gelirsek…
İnanıyorum ki AK Parti mitingler için adam taşımaya en az parayı bu dönemde harcamıştır. Çünkü yaşanan onca gelişmenin ardından Başbakan Erdoğan, son bir yılda iyice kemikleştirdiği taraftarlarına ‘yedirmeyin’ mesajını çoktan verdi.
Gece yarısı havalimanı mitingleriyle başlayan süreç bugün alanlarda devam ediyor.
Ama bana göre meydanların doluluğu tek başına hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü yüzde 1-2’lik partilerin bile yeri geldiğinde meydanları doldurduğuna defalarca şahit oldum. Önemli olan meydanların niteliğidir… Kimin geldiği, kimin ne amaçla sizi dinlediğidir.
Başbakan’ın verdiği yeni tek bir mesaj yok.
Kendince mağduriyetinin altını çizip, ‘darbeci paralelcilerle’ hesaplaşmak hatta kendisine/yakınlarına/bakanlarına yönelik yolsuzluk iddialarını bile sandıkta aklama vaadiyle, iktidardan memnun olanların ne yapması gerektiğini söylüyor. Zaten açıkça 30 Mart için ‘Yeni Türkiye’nin istiklal savaşında en önemli mevzi’ demekten de kaçınmıyor.
Kap iktidarla mutlu olduğu için…
Kah kendisini iktidarın bir parçası olduğu için…
Kah yaşananlara hala inanmadığı için… Ve kah iktidarla bir şekilde çıkar ilişkisi kurduğu için meydanlarda yerini alanların tek bir amacı var.
Meydan okuma fotoğrafında yer almak…
Nasıl 10 Kasım’da Cumhuriyet Meydanı’nda oluşturulan Atatürk siluetinin bir parçası olmak için insanlar saatlerce kuyruk bekledi?
Bunu da öyle kabul etmek gerekiyor. Erdoğan’ın İzmir gibi bir kentten meydan okuduğu o ana tanıklık etmek için insanlar Gündoğdu’ya gelebilir.
Kaldı ki AK Parti’nin de onların bu fotoğrafın içinde yer alması için gereken kolaylığı sağlama (otobüs, kumanya vs) gücü ziyadesiyle var.
Kaldı ki AK Parti’nin İzmir’deki üye sayısı 400 bine dayanmış durumda.
Ve de 2011 genel seçimlerinde AK Parti’nin İzmir’den aldığı oyu bilen var mı?
Tamı tamına 924 bin 976…
Bırakın Manisa’dan Aydın’dan Balıkesir’den taşıma meselesini…
Oy veren 4 kişiden biri gelse 200 bir hedefi tamam…
Ve son süreçteki ‘azınlık’ psikolojisi, ‘yedirmeyiz’ psikolojisi o insanların Gündoğdu’ya gelmeleri için yeterli…
Bu gerekçelerle Gündoğdu’da 200 bin kişi vardı diyenlere ben inanırım.
Yani benim için sürpriz olmaz. Tabi ki fotoğrafı gördükten sonra…
Erdoğan’ın İzmir mitinginin ardından Kılıçdaroğlu da haftaya İzmir’in kantarına çıkacak…
Şu kadarını söyleyeyim… Fizikteki ‘etki-tepki prensibi’ gereği…
Erdoğan 200 bini bulursa Kılıçdaroğlu da bulur… Hatta CHP kalesi İzmir’de daha fazlasını da bulur. Çünkü meydanların hesaplaşmasında CHP seçmeni de liderlerini Erdoğan’a yedirmek istemeyecektir.
Bahçeli tek bir meydan mitingi yerine iki günlük programda yaklaşık 20 ilçe mitingi düzenleyerek bu hesaplaşmanın parçası olmamayı seçti.
Ama kalan günlerde CHP ve AK Partililerin tartışması belli…
Sizinki mi kalabalıktı bizimki mi?
Sayfa başına git