MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İzmirli kadınlar AKP’ye niye oy vermiyor?
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
26 Mart 2014 Çarşamba

İzmirli kadınlar AKP’ye niye oy vermiyor?

İki yıl önce, ‘patron gözüyle’ İzmir röportajları serisinde görüşlerini sorduğum isimler arasında bulunan Kavuklar Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavuk’un; o uzun röportajda, aklıma çakılı kalan tespitleri olmuştu.
Çok sayıda sivil toplum örgütünün aktif üyesi olan, 2009’dan bu yana AKP’nin Bornova ve Büyükşehir Belediyesi meclis üyeliğini de yapan Kavuk, “İzmirli işadamları AK Partiye nasıl baktılar sizce, başından itibaren yani… İlk günlerdeki tavırlarıyla bugünle tavırları arasında nasıl bir fark var?” sorusuna, şöyle yanıt vermişti:
“Şimdi burada iki tane unsur var var. Bir tanesi genelde İzmirli AK Partiyi Milli Görüş olarak gördü. Fakat Anadolu mesela Malatya, Tayyip Erdoğan’ı İstanbul’da yaptıklarıyla gördü. Biz İzmirli olarak İstanbul’u rakip olarak gördüğümüz için, onların ne yaptığını çok da önemsemeyiz. Şimdi öne çıktılar diye biraz ‘hoop, durun falan’ diyorlar ama geçmişte de biz Milli Görüş’ün etkisiyle baktığımız için biraz mesafeli durduk. Ama Anadolu hiç böyle durmadı. İstanbul zaten ‘benim başkanımdı biliyorum’ dedi ki, artık orası bir nüve biliyorsunuz. Karadenizli İstanbul’daki icraatıyla gördü tanıdı, ona göre oy verdi. Malatyalı yaptığı işle gördü tanıdı, oy verdi. Ama İzmirli, ‘Milli Görüş’ten dolayı ben seni tanıyorum böyle bir kriterim var’ dedi ve mesafeli durdu.
Şimdi de aradan uzun bir zaman geçtiği için bakıyor ki… ‘Benim yaşam biçimimi değiştiriyor mu, yoo hiç müdahele etmedi. Bana karıştı mı, karışmadı. Sokakta mıyım, sokaktayım. Kordon’da mıyım Kordon’dayım, rakımı mı içiyorum, içiyorum, mini etek giyiyor muyum, giyiyorum. Baktı ki bize hiç müdahale eden yok. Herhalde yaptıkları işe de bakıyorlar. Ülke iyi bir mesafe almış, hızlı bir şekilde gelişmiş. Bizim yabancı misafirlerimiz oluyor, onlar da görüyor bunu. E böyle olunca da İzmirli ‘biz niye oy vermiyoruz ki adamlar iyi işler de yapıyorlar’ demeye başladı. Kendi değerlerime… Hani kendi cumhuriyeti gibi algılıyoruz ya, İzmir Cumhuriyeti gibi bir havaya büründürdük ya işi… ‘Ya burada bir terslik var’ dedi. Yeni yeni algılamaya başladı İzmirli. Beyler oy verdi de… Herhalde hanımlar da AK Parti’ye oy verecek artık diye düşünüyorum. ”
 
“AKP’ye oy vermeyenlerin önemli oranını kadınların oluşturduğunu” ifade eden bu cümleyi iyice açmak amacıyla sorduğum soruya, Sayın Kavuk bir kez daha “ Bu son seçimde sanayici ya da işadamı görünen İzmirliler AK Partiye oy verdi ama hanımları hala vermedi. Ama verecekler… Çünkü gördüler bir şeyin değişmediğini” yanıtını vermişti.
2009 seçimlerinde AKP’ye cimri davranan İzmirli seçmenin 2011’de bonkörlük yapıp AKP’nin oylarını yükselttiğini hepimiz görmüştük, nedenleri/niçinleri üzerine tahliller yapıp yorumlarımızı paylaşmıştık; ancak, İzmirli kadınların ‘cimriliği’ devam ettirdiğini bilmiyorduk. Ya da ben bilmiyordum, röportaj vesilesiyle öğrenmiştim.
 
Unutmadığım ama zaman içinde belleğimin en diplerine attığım bu bilgiyi, şu günlerde bana hatırlatan da yine bir Ak Partili oldu.
Emri vaki/Başbakan’ın istek ve arzusuyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olan, ama kısa sürede toparlanıp dört elle, aldığı görevin hakkını vermeye sarılan Binali Yıldırım…
2011 seçimleri öncesi İzmirli kadınların hayran olduğu özgüveniyle ilgili aramızda geçen diyalogu, kendisine EGE TV’deki Söz Meclisten İçeri programında hatırlattığım Binali Bey’in, ‘İzmirli kadınlara hitaben’ yaptığı konuşmalarının altında… Çok belli ki, iki yıl önce Abdullah Kavuk’un yaptığı bu tespit yatıyor. Yani, neredeyse hemen her kesimin ikna edildiği ama İzmirli kadınların bir türlü AKP’ye oy vermeye ikna edilemediği…
11 yıl önce AKP’yi Türkiye’de iktidara taşımada, hatta onun öncesinde Tayyip Erdoğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturtmada müthiş rol oynayan, ipek böcekleri misali, AKP kozası ören güç birliğinde önemli oranda kadınların rol oynadığını Dünya Kadınlar Günü’nde de hatırlatan… Partisinin 1 milyon 400 bin kadın üyesi olduğunun altını çizen Binali Bey, işte bu nedenle sık sık İzmirli kadınlara çağrıda bulunuyor, ‘hiç kimsenin yaşam tarzına karışılmadığı’ mesajını, aslında biz kadınları hedefleyerek veriyor.
Veriyor vermesine de…
Bence onun da bildiği ama asla dillendirmediği/dillendirmeyeceği bir gerçek var.
Sevgili Ümit’in, beğendiğim, ironiyle vurguladığı o cümleleriyle söylersek, Binali Yıldırım’ın asıl rakibi Başbakan Erdoğan…
Sayın Yıldırım, İzmirli kadınların özgüveninden etkilendiğini ve hayran olduğunu, gerçekten tüm samimiyeti/içtenliği ve karşılaştığı komik anları karikatürize ederek anlatsa da…
İzmirli kadınların Başbakan’ın özgürlüklere yönelik bakış açısını, söz ve yaptırımlarını unutacaklarını…
Hadi onu unutsalar, daha bir hafta/on gün önce miting alanında, evladını kaybetmiş bir anaya… Berkin’in kaybıyla can evinden vurulmuş Gülsüm Elvan’a yaptığını, (ne söylerse söylemiş olsun) acılı bir anneyi binlerce insana yuhalatmasını… Unutacaklarını sanmıyorum.
 
Sayın Yıldırım ne kadar ‘İzmir Başbakan’ı değil, beni seçecek’ dese de…
Türkiye’yi ve koca bir partiyi ‘tek başına’ yönetir hale gelen, ‘yasakları da yasaklarız kardeşiz’ diyen, herkese ve her şeye meydan okumayı artık alışkanlık/huy haline getirmiş, korku saçan bir Erdoğan var karşımızda…
Başbakan olmasına rağmen, kendini hala İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da zanneden, dünya kentinden gözünü bir an ayırmadan dikilecek her binadan, açılacak her imardan kendini sorumlu addeden bir şahsiyetin, yarın/birgün ‘dile benden ne dilerseniz’ diyeceğini mi… Yoksa, “eh artık seni ele geçirdim İzmir, dilediğim her şeyi yapacaksınız!” buyruğuyla titreteceğini mi beklersiniz?
Yazarken bile tüylerim ürperiyorsa eğer…
“Vardır bir bildiği İzmirli kadınların, hemcinslerimin; üzgünüm Binali Bey” diyorum…
 
Gözlemlerimi ve hissettiklerimi kaleme aldığım bu yazıyı izninizle, güvendiğim İzmirli araştırma şirketi Integral’in Genel Müdürü Ferid Adıgüzel’in ekibiyle yaptığı bir araştırma sonucuyla taçlandıralım.
2013 Eylül’ünde İzmir’in 30 ilçesinde yapılan ‘kadınların oy verme tercihlerini’ sorgulayan bir araştırmaya göre, 2009 seçimlerinde kadınların
Yüzde 59.2’si CHP’ye,
Yüzde 16.6’sı AKP’ye oy verdiklerini açıklamış.
Aynı kadınlara, 2011 seçimlerindeki oy tercihleri de sorulmuş, yanıt şöyle olmuş:
CHP: Yüzde 57.8
AKP: Yüzde 19.7
 
İzmir’in 30 ilçesini kapsayan bu araştırmada…
Özellikle kırsalda kadınların cevap vermeme ve kararsız kalma oranının merkeze oranla yüksek olduğunu, ancak merkezde bu oranın değiştiğini ve kararsızların azaldığını hatırlatan Integral’in Genel Müdürü Feride Adıgüzel; bunu, “kırsaldaki kadının kararı eşine bırakması, merkezdeki kadınların ise daha bağımsız karar verici olması”yla açıklıyor.
2014 seçimlerinde kadınların oy tercihlerini de araştıran anketin o bölümünü ‘seçim yasakları’ nedeniyle paylaşamadığımız notunu düştükten sonra; yazıyı, anketin genelini yorumlayan Feride Adıgüzel’in kısa değerlendirmesiyle bitirelim:
“Kadınların AKP’ye 2011 seçimlerinde 2009’a oranla oy verme oranları bir miktar yükselmiştir. 2014 seçimlerinde tercihlerinde fazla bir değişiklik olmayacaktır.”
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 megaköylü
 27 Mart 2014 Perşembe 13:18
bu kez verecekler
 Ercan
 26 Mart 2014 Çarşamba 19:10
Abdullah kavuk AKP deydi şimdi cemaatten diye listelere giremedi
 bülent ışık
 26 Mart 2014 Çarşamba 16:13
Sanatçı Berrak Tüzünataç Babaannemin giydiği eteği giyip Beyoğlu'nda dolaşamıyorum demiş.
 smyrna
 26 Mart 2014 Çarşamba 15:59
yapma gönül abla benim tandığım kadınlar ak parti hastası ne o yani onlar kadın değilmi
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz