MENÜ
İzmir 15°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kaçarken görmüyoruz ölürken yakalıyoruz!
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
27 Mart 2024 Çarşamba

Kaçarken görmüyoruz ölürken yakalıyoruz!

İzmir hariç…

Türkiye’nin hiçbir yerinde…

Allah için bi’tane…

Gazete… TV… Sosyal Medya…

Bu “ölüm yolculuğu”nu yaşatmıyor…

Piyango…

Deniz kenarındayız diye…

Bu güzel kente vurdu…

…Ve 13 yıldır…

O tablo hiç değişmiyor…

Bir ay sonra(!)

“29 Nisan 2024”te…

“Ya Allah, ya bismillah!” diyerek…

“Tanrı Misafiri” ayaklarında…

Topraklarımızda yuva kuran Suriyeli kardeşlerimiz…

İzmir’deki…

14’üncü yıllarını kutlamaya hazırlanıyorlar…

Zaman nasıl da hızla akıp gidiyor!

Komik olan şu:

“Buyur kardeş…” filan demesek bile…

Ellerini kollarını sallayarak sınır kapılarımızdan…

İçeri giriyorlar…

Sonra ver elini…

Yunanistan’a en yakın yerleşim noktalarımız…

Biraz yolluk alıyorlar(!)

Bot gibi…

Su gibi, ekmek gibi, peynir gibi…

Ha’bi de…

Olmazsa olmaz cep telefonlarına…

Bizim “Sahil Güvenlik”in…

“Alo, İmdat” numarasını kaydetme işi var…
Sahil kasabalarımız uykuya dalıyor…

Kaçak göçmenler…

Can yeleklerini giyip; çoluk, çocuk, bebişler dahil…

Ver elini Yunan adaları…

***

Onlar buz gibi karanlık sularda kürek çekerken…

Komşu uyumuyor!

Göçmenleri enseliyor…

Türkçe sesleniyorlar “Lastik Titanic”e doğru…

“Dönün geldiğiniz yere; yoksa fena yaparız!”

O “Fena yaparız”ın karşılığı şu:

Nereden geldiyseniz oraya…

Uykusuz göçmenler iyice sersemleşiyorlar…

Yine de rotadan ayrılmak istemiyorlar…

Yunan unsurları da…

Tıka basa o botu bi’güzel patlatıyor…

Ha’di bakalım…

Al sana denizin ortasında ölüm-kalım savaşı…

Sonra bizim Sahil Güvenlik ortaya çıkıyor aslanlar gibi…

Yunan’ın kovaladığı Suriyelileri…

Buz gibi denizden çekip alıyor…

Bu Azrail’le kapışma…

Her gece yaşanıyor…

***

Yunan’ın kaybettiği hiç bi’şi yok…

Göçmeni denizden toplayan biziz…

Hepsine battaniye veren biziz…

Açlıktan ölmesinler diye…

Onlara köfte - ekmek ikram eden yine biziz…

Bitmedi…

Tedavi eden biziz…

İlçeye götürüp…

Sıcak yatağa yatıran hep biziz…

Bunlar bota binerken…

Bellerine taktıkları…

Su geçirmez çantalarda paraları var…

Bizim yolluk dediğimizden…

Neyse…

***

Gazeteci olarak hem bizim…

Hem de vatandaşın merak ettiği bir ayrıntı var…

Biz bu “ağır sorumluluğu” neden yaşıyoruz?

Suriyeli göçmen…

Karısı, çoluk çocuğu hatta kayınvalidesini…

Önce Türkiye’ye sokuyor…

Sonra…

Bot satın alıyor… Can yeleklerine para veriyor…

Bazen “botu kullanacak” üfürükten tayyare kaptan buluyorlar…

Bir süre o ilçede yatıp/kalkıyorlar…

Gece yarısı karanlık sulara açılıyorlar…

Ve biz…

Yani o deniz kenarı ilçedeki…

Kolluk kuvvetleri…

O tıklım tıklım botun…

Yunan adalarına dümen kırmasından ne hikmetse habersiz…

Avuç içi kadar yerden bahsediyoruz…

İlla macera yaşayacağız ya!

Olacak iş mi?

***

Filmi, biraz daha başa saralım…

Bu (sözüm ona) misafirlerimiz…

Suriye’de iç savaş daha kıvılcım halindeyken…

(15 Mart 2011)

Ölüm korkusu içlerine işlemiş 252 kişilik ilk mülteci kafilesi…

Vatanlarını(!) terk edip…

Yükte hafif pahada ağır neleri varsa sırtlanıp…

29 Nisan sabahı Hatay Reyhanlı’daki…

Cilvegözü sınır kapısından topraklarımıza giriş yapmıştı…

O gün, bugündür “misafir” havalarındalar…

Ve hala…

Bu topraklara girmeye devam ediyorlar…

***

Suriyeli bebişler bizim topraklarımızda…

Dünyayı tanıdılar…

O günlerde doğanlar…

Uzun bi’zaman dilimi…

İzmir sokaklarında kağıt – şişe filan topluyorlardı…

Bi’tane kardeşi olanın…

Şimdi en az üç kardeşi daha İzmir havası soluyor…

Bu kentin ekmeğini yiyor, suyunu içerek büyüdüler…

Vatanlarını terk edip bize sığınmışlar ama…

Milli duyguları o kadar yüksek ki…

Kesinlikle Türkçe konuşmuyorlar; kavga çıkarsa belki, bi’parça…

***

An itibarıyla…

Türkiye'de kayıt altına alınmış…

Geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı…

An itibarıyla…

3 milyon 200 bin civarında…

Türk vatandaşlığı almış Suriyeli sayısı ise…

Yarısı çocuk 250 bine yakın…

İzmir’i merak ediyorsunuz di’mi?

Hafiften bir azalma var…

120 binin altına düştüler…

***

Tabii ki…

“Taş Kalpli” bir millet değiliz…

Bilakis…

Çoğu kez “yufka yürekli” halimizle övünürüz…

Gelgelelim…

Bu unvanlar hiçbir işe yaramıyor…

“Merhametli Millet” olmak…

Karın doyurmadığı gibi…

Arkamızdan güldürüyoruz dünyayı…

***

Bitiriyoruz…

Yeni haber!

Sadece geçen yıl (2023)  Ege sularında…

Geri itilen(!)

“25 bin düzensiz göçmen”

Ege kıyılarının bekçisi…

Sahil Güvenlik ekipleri tarafından…

Buz gibi sularda…

Azrail’in elinden çekip alındı…

Bi’de “aferin” notumuz var…

İçişleri Bakanlığı’na göre…

“En çok geri itme İzmir açıklarında gerçekleşti…”

Matah bi’şi sanki…

Güler misin ağlar mısın?

“Başka çaremiz var mı?”

Yok ama…

Sevinebiliriz…

11 yıl önce İzmir’e gelen Suriyeli sayısı…

Zamanla 120 bini bulmuştu…

Çocukları oldu…

Onlar bile Türkçe konuşmuyor…

Şu milliyetçi ruha bakar mısınız?

10 yıldır kağıt toplayarak…

Ve otomobilleri durdurup...

Camları silerek karınlarını doyuruyorlardı…

Şimdi…

Yine kağıt topluyorlar ama motorize oldular ve…

Hepsinden önemlisi…

Artık çalışmıyorlar…

Patron oldular…

Bizim çocuklar atık kağıt topluyorlar ve…

İnanır mısınız?

Motorize oldular…

Kağıt çuvallarını taşıyan…

Motosikletten bozma araçların plakaları bile var!

Bi’de bayağı iç içe olduk…

Basmane’de düğün filan yapmıyorlar ama…

Ciddi ciddi akraba olduk…

“Demografik yapı bozuluyormuş; ne gam!”

Ha’di hayırlısı…

Yalnıııız…

Yunan adalarına kaçışlar devam ediyor…

Komşu da botları patlatıp bize geri yollamaya devam ediyor…

Ne zamana kadar?

Allah bilir…

Nokta…

Hamiş: Suriyeliler: en çok İstanbul’u seviyor… Yarım milyondan fazla Suriyeli “Yedi Tepeli Şehir”de yaşıyor… Gaziantep ve Şanlıurfa da revaçtı… Hakkari, Bayburt ve Tunceli’yi pek sevmediler… Özel not şu: Suriyelilerin hiç olmadığı bi’tane kentimiz yok!

Sonsöz: “Tüm insan hikayeleri aslında göç olaylarından esinlenir… Çünkü herkes kendi çocukluğundan beri mültecidir… / Anonim…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 sezar
 27 Mart 2024 Çarşamba 09:22
sınırdan girenden vergi alacaksın 3 kati, suçun cezasi 3 kat olmali hastane iliç katkı payi 3 kat olmali..
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz