MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kavanoz dipli dünyanın ‘kapağı’ bile acıtıyor!
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
25 Eylül 2019 Çarşamba

Kavanoz dipli dünyanın ‘kapağı’ bile acıtıyor!

Bu yaşlı dünya, gerçekten…

“Kavanoz Dipli” mi?

Yani…

Sürekli olarak durum değiştiren…

Yarını, bugün gibi olmayan…

Sevgi bağının gücünü, vefayı unutmuş bir aleme…

Bizim memlekette “Kavanoz Dipli Dünya” diyoruz…

Bahanemiz hazır:

“Alem buysa kral benim…”

Bütün bunlara rağmen hayat sürüp, gidiyor…

Çünkü…

Kendimize hep yeni “oyuncaklar” buluyoruz!

***

Hayat pahalılığından enflasyona…

İşsizlikten mutfaktaki yangına…

Bunca dert, sıkıntının arasında…

Nur topu gibi yeni bir “kriz” heyecanı yaşıyoruz…

Memlekette kavanoz kapağı kalmadı…

Kavanoz kapağı satanı bulan…

Çeyrek altını cebine indirmiş gibi seviniyor…

Hani…

80 öncesi bi’tanecik “Sana yağı”nı tezgah altı aldığımızda…

“Aman kimseler görmesin” deyip…

Paltonun cebinde eve getiriyorduk ya, aynen öyle…

***

Cam kavanoz, aramadığın kadar var…

Önemli olan kapak; o da “yok” satıyor…

***

İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de…

Van’da, Iğdır’da, Trabzon’da…

Toptancılar ne yapacağını şaşırmış durumda…

Kavanoz kapağı getiren TIR kapıya yanaşıyor…

Yanaşmasıyla birlikte yağmalanıyor…

Kavanoz kapağının kolisi üç ay önce 100 TL.’den gidiyordu…

Şimdi 250 lira…

Neden?

Şundan…

***

Kadınların “konserve yapası” tuttu…

Domatesi ucuz bulan av hanımları…

Kavanoz kavanoz salça yapmaya başladı…

İyi de…

Kavanoz var, kapak karaborsa!

Yılda 20, bilemedin 25 bin adet kapak satanlar…

Bir anda 100 bin adet sipariş vermeye başladı…

Kapak imalatçıları üç vardiya çalışıyor, yine yetiştiremiyor…

***

Kapak krizindeki temel neden şu:

Hayat çok pahalandı…

Neredeyse tüm yemeklerde kullanılan salçayı…

Kadınlar…

“Ben de yaparım, hem alasından…” deyip…

Kolları sıvadı…

Eski kavanozlar tekrar tekrar kullanılsa da…

İçi hava almasın diye…

Kapağı yenilemek şart…

Eeee, kapak kalmadı ki piyasada…

N’olacak şimdi?

***

Aslında…

Matrak olan şu:

Hızla…

“Kapalı Ev Ekonomisi” dönemine yürüyoruz…

Neden?

Çünkü, artık…

Masallardaki gibi…

“Kendi kendine yeten dünyadaki yedi ülkeden biri…”

Olmaktan çıktık…

Çünkü, Türkiye…

Son 15 yıldır…

Fındık, fıstık, üzüm, kayısı ve mandalina dışında…

Her şeyi ithal ediyor…

Tam bir “ithal cenneti” olduk…

Ayıptır söylemesi…

Sırbistan'dan et aldığımızı çocuklar bile biliyor…

Mısır’dan, Irak’tan enginar alıyoruz…

İspanya bize kereviz satıyor…

Soframızdaki nohut yemeğinin tadı kaçtı…

Çünkü, Meksika, Hindistan ve Arjantin’ten geliyor…

Güzelim Ödemiş patatesi yerine…

Hollanda, Fransa ve Almanya’nın patatesi geliyor sofraya…

Rusya’dan, Belarus’tan, Gürcistan’dan gelen hıyara talim ediyoruz…

Farkındasınız, değil mi?

Salatalıkta, eskisi gibi bahçe kokusu var mı?

Ev yapımı rakı’nın yanında…

İran’ın kavunu-karpuzu olmasa biz n’aparız?

Çin’den ve Peru’dan kuru fasulye aldığımız için…

Kendimizi kutlayalım…

Mis kokulu Amasya Elması’nı çoktan unuttuk…

Kabuğu kesilmeyen…

Şili, İtalya, Fransa ve Amerikan elması yiyoruz…

Liste, uzaaar, gider…

Sadece geçen yıl…

İthal ettiğimiz tarımsal ürünler için…

185 milyar dolar ödedik…

Yazıktır, günahtır…

***

Sonuçta…

Ev kadınları baktı, olacak gibi değil…

An azından…

Kitaptaki tarife bakarak da olsa…

Piyasada 40 liraya satılan salçayı…

Kilosu 20 TL.’ye fırlayan turşuyu…

Minicik kavanozdaki 15 liralık reçeli…

35 TL.’den etiket taşıyan erişteyi…

Yine 35 lira olan biber salçasını…

Evde yaparım, cebimdeki para bana kalır diyor…

Çok haklıdırlar ve bunun adı da…

“Ev ölçekli kapalı ekonomi”dir!

Bir ulusun kendine yeterli olması halidir…

Saman ithal ettiğimiz için…

Doğal olarak ineklerimizin bu konuda şansı yok!

Ama…

Yeterli zamanımız varsa…

Evde makarna da yaparız, reçel de yaparız, salça da yaparız…

Turşu en kolayı…

Artık bi’çok evde yoğurt ve peynir yapılıyor…

Aklımıza gelir miydi?

Yirmi yıl önce evde peynir yapmak?

Şimdi…

Canımız cüzdanda son nefesini vermeden önce…

Bi’güzel gayret geldi hepimize…

Sadece bi’sıkıntımız kaldı…

Kavanoz var, kapak yok!

Yeşim Salkım’ın 20 yıl önceki şarkısını…

Gel de hatırlama:

“Kavanoz dipli dünya / Herşeyin yalan riya / Hayat sanki bir rüya / Bıktım usandım senden / Kavanoz dipli dünya…”

***

Bitiriyoruz…

Geçen ay kavanoz kapağı 40 kuruştu…

Bugün (bulabilirseniz) 1 Lira…

Nokta!

Sonsöz: “Her şey, neye layıksa ona dönüşür… / Hz. Mevlana…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz