HDP Genel Başkanı geçenlerde dananın kuyruğunun kopacağı, ancak bu kez ellerinde kuyruğun değil dananın kalacağı mealinde bir bir şeyler söyledi.
Köşeleri kendilerine düşünmekten vatanı düşünmeye fırsat bulamayan zevat tuttuğundan kimsede çıkıp gerekli cevabı vermedi veremedi.
Öncelikle samimiyetle söyleyeyim görüşlerine katılmasam da ben bu Selahattin Demirtaş’ı beğenerek, imrenerek ve hatta kıskanarak izliyorum. Keşke CHP’de MHP’de böyle genç, dinamik, konuşma yeteneğine haiz liderler çıkarabilse.
Çıkarabilselerdi zaten memleketin durumu böyle olmazdı. Bu da ayrı konu.
Gelelim dana meselesine.
Demirtaş danayı istiyor. Yani anayı istiyor. Kendisinden yanayı istese haydi bir anlamda mantığı zorlayalım ama anayı istiyor. Burada ana Türkiye olduğuna göre Türkiye’yi istiyor.
Türkiye’yi saraylardan ibaret sayanlar elbette ki çevrelerindeki güvenliğe bakarak kendilerini güvende hissedebilirler. Oralar devekuşunun başını soktuğu yerler olabilir ama açıkta bir beden var.
Yüreğimizden kopup giden var.
Ve kaygılanmamız için birçok neden var.
Daha geçenlerde Cizre’de halka silah dağıtıldığı Genel Kurmay Başkanlığınca açıklandı.
Bu işleri basın açıklardı, muhalefet açıklardı, hadi diyelim MİT açıklardı. Genel Kurmayında içerisinde bulunduğu güvenlik güçleri gereğini yapardı.
Şimdi Genelkurmay açıkladığına göre herhalde gereğini de muhalefet ya da gazeteciler yapacaklar. Ne günlere kaldık Allah’ım. Daha neler göreceğiz.
Baylar bayanlar merdivenden kayanlar, hazineden doyanlar, ülkeyi soyanlar, milletin…. Koyanlar, O silahlar patladığında uyanacaksınız ama dönülmez akşamın karanlığı çökmüş olacak…
Ve vakit çoooookkkk geç……
BARIŞA GELİN
Dünya hapis hane bende hükümlü
Hadi dostlar bana görüşe gelin
Ayırmam kimseyi herkes yükümlü
İnsanlık adına yarışa gelin
Kainat dediğin koca bir deniz
Genlerimiz aynı aynı bedeniz
Bugün geldik ama yarın gideniz
Yollar ayrılsa da varışa gelin
Bu silahlar niye bu zulüm niye
He kardeşim niye he gülüm niye
Yaşanmamış günler bu ölüm niye
Bırakın silahı barışa gelin
Sayfa başına git