Online işlemler yaygınlaştıkça kamu çalışanlarının sayısının hızla azalması gerekirdi. Sayı azalmadığı gibi artmaya da devam ediyor!
Sorun teknolojide mi yoksa istihdam politikasında mı?!
20. yy’ın son çeyreğinde kullanılmaya başlanan internet teknolojisinin nasıl bir sıçramaya altyapı oluşturacağı bu boyutlarda tahmin edilememişti. 21.yy’ın ilk çeyreğine “2023” gibi önemli hedeflerle giren Türkiye’nin online hizmetlerden en üst düzeyde yararlanamaması şaşılacak bir durumdur. Bir o kadar da Milli Güvenliği açısından önemli bir sorundur!
Şöyle ki;
Kamu hizmetleri online oldukça birçok konuda tasarruf yapılabilecekti ve trafik kaosu da azalacaktı. Hem hizmet talepleri hem de hizmetin sonuçlanması internet üzerinden yapılabilmesi yaşamı kolaylaştıracaktı. Bu durum, ulaşım giderlerini ve trafik kaosunu minimize edebileceği gibi kamu bütçesine ciddi yük oluşturan “657’li verimsiz memur” sayısını da azaltacaktı.
Devlete karşı yürütülen siyasal muhalefetin temel argümanı her dönemde “657’li memur”dur. Kamu çalışanlarının iş ve ücret garantisi, görevi savsaklaması, hediye beklentisi… hizmet alan geniş halk kesimlerinde devlete karşı öfkeye dönüştü. Devlet ile memuru aynı gören bir milletin devlete sempati duyması da zorlaştı.
Kamuda online işlemler yaygınlaştıkça istihdam edilen memur sayısında %90 azalma olabilirdi. Bu kamu bütçesini personel giderleri açısından artıya geçireceği gibi ülkede hayat zaman, kaynak, kırtasiye, etkinlik ve güvenilirlik açısından devlete ve millete saygınlık kazandıracak bir sonuç da doğuracaktı.
Kamu personelinin devlete mal edilen kusurları, kaprisleri, suçları, haksız kazanç sağlama ve hediye bekleme hastalığı online hizmet yöntemi ile temelden yok edilecekti.
Ama olmadı!
Hala memurla devletin aynı olduğu düşünülüyor, memurların yarattığı sorunlar, devlete yönelik muhalefetin en önemli malzemesi oluyor. Bu noktada ciddi bir Milli Güvenlik sorunu ile karşı karşıya olduğumuz açık.
Şimdiyi kadar 657 sayılı yasa ve her geçen gün üyeleri ve gelirleri artan kamu sendikaları, ücret artışı kavgasını bir an erteleyip devlete saygınlık kazandıracak yönde üyelerini eğitici ve ilkeleri çiğneyenleri üyelikten çıkarıcı bir eylemlerini ve kararlarını duymadık. Sıklıkla meydanlara inen memur sendikalarının siyasi parti gibi davranmaları, hizmet alan geniş halk kesimlerine bir yarar sağlamıyor.
Hem demokratikleşme, bireysel haklar, kamu hizmetinden etkin bir şekilde yararlanma ve insan onuruna yakışı bir yaşam sürme hakkı hem de ancak mahkeme kararıyla işine son verilen üç milyona yaklaşan sendikalı memur! Bu ikisi bir arada olamaz!
Dünyanın hiçbir kârlı işletmesi, bizdeki 657 ile bir kapıcı bile çalıştırmaz. Ama bizim devletimiz nedense üç milyona yaklaşan memurun sayısını artırmak için kamu bütçesinin imkanlarını sonuna kadar zorluyor, olmazsa da borçlanıyor!
İşsizlere iş bulamadığımız gibi çalışanları da Milli Güvenliğe tehdite dönüştürme konusunda üzerimize yok!
Kimse “Eskiden beri Türkiye’de düzen böyle!” demesin!
Türkiye’nin düzeninin ne olduğunu bilmeyen mi kaldı?
Biz kimseden “Neden interneti biz icat etmedik?!” diye hesap sormuyoruz.
Bizim fısıldaşmalarımızın bir tek nedeni var; o da online hizmetleri neden devlet – millet yararına en etkin şekilde kullanmıyoruz?
Hepsi bu kadar!
Sayfa başına git