MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Affedilmiş binalar yıkılır!
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
13 Şubat 2023 Pazartesi

Affedilmiş binalar yıkılır!

O kadar çok imar affının tanığı oldum ki bu ülkede… Geçen pazartesi sabahından şu yazının kaleme alındığı ana kadar binlerce fotoğraf geçti gözlerimizin önünden… Bu trajedinin önemli nedeni ilk gün yazdığım gibi öncelikle inşaat hırsızlıkları sonra da imar aflarıdır. Bu nettir. İmar affı yasalarının yürürlüğe girmesinden önce başlayan tartışmalar sürerken yapı sahipleri tarafından fırsat olarak nitelendirilen bu süreç, acaba gerçekte Türkiye’nin kanayan yarası olan kaçak yapılaşmanın sona erdirilmesi için bir çözüm müdür?

Günlerdir uzmanları dinliyoruz… Ama hepsini değil tabi. Aklı başında uzmanlardan Celal Şengör de net söyledi: “Deprem ülkesinde imar affı cinayettir.” Yıllardır depreme karşı imar affıyla önlem alıyoruz. Mimarı, mühendisi itibarsızlaştırıyoruz. Berbat bir eğitim verip, denetim yapmıyoruz. Önüne gelene, parası olana müteahhitlik belgesi verip, yapı denetim açtırıyoruz. Daha çok yıkılırız. Çünkü Kimlik arayışımızda, geleneksel mimariye sırtımızı döndük. Kendi kültürümüzü mimarî anlamda aşağılamada her fırsatı değerlendirdik. Ahşabı, kerpici, taşı beğenmedik. Sağlam geleneksel yapıları yıktık. Yapı ustalarına üstten baktık. Ev eşyalarımızı hor gördük.

Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki ise bizim bazı insanlarımızın asla anlayamayacağı bir yönden yaklaştı meseleye: “Genel af anlaşılır çünkü insan pişman olur ya da kendini düzeltebilir, imar affı anlaşılmaz çünkü dayanıksız ya da hasarlı beton pişman da olamaz, kendini de düzeltmez, imar affı Türkiye için çok risklidir…”

Depremde tarihi binalar ile apartmanlar keskin bir şekilde ayrışıyor. Tarihi binalar genel itibariyle daha iyi durumda. Hasar yok mu? Evet, var. Ama gördüğümüz kadarıyla apartmanlar gibi toptan öldürücü şekilde göçen tarihi bina pek yok.

Almanya'da imar yasası 1945'ten bu yana sadece 2 defa, Türkiye'de ise son 11 yılda 164 kez değişti. 16 defa da imar affı çıktı.

Birinci depremde yıkılmamış bir apartman Malatya’da tam 12 katlı. İnsanlar içinde sadece bir yıldır oturuyor. İkinci depremde gözümüzün önünde yıkılıyor: Eski değil bir senelik bina yıkılıyor… Bu binaya ruhsat veren kontrol eden inşa eden hatta imar affı çıkartıp affedenlerden hesap sorulmaz ise bu acılar felaketler devam eder… Müteahhitleri tutuklamak yetmez, denetlemeyenlerden de hesap sorulmalı.

Yıllardır sorulan soru net: İmar afları kentlerin kaçak yapı belleğinin silinmesine neden olacak ve gelecekte sorumlusunun yanlış beyanı nedeniyle yapı sahibi olduğu felaketlere bir davetiye midir? Cevap ortada!

1948’den beri farklı dönemlerde kimi zaman birbiriyle ilişkili, kimi zaman da daha önceki af düzenlemelerinin kapsamını genişleten birçok imar affı uygulaması gerçekleşmiştir. Ama ne yazık ki günümüze dek uygulamaya konan bu aflar, kaçak yapı sorununa bir çözüm olamamıştır. Aksine özellikle hazine arazisi üzerinde yapılan kaçak yapıların yasal hale gelmesi bir taraftan kamu vicdanını yaralarken, diğer taraftan “nasıl olsa af çıkar” zihniyetiyle yeni işgalleri de teşvik etmiştir. 1948 yılından beri yürürlüğe girmiş olan her af uygulamasında af kapsamına giren yapı sayısındaki artış, gerçekte her affın bir sonraki kaçak yapılaşma sürecini daha da hızlandırdığının bir göstergesidir. Af kapsamından da anlaşılacağı üzere Türkiye’de bugüne kadar inşa edilmiş çoğu kaçak yapı işlevine ve konumuna bakılmaksızın af kapsamına girmiştir.

Bu durumda daha büyük facialarla karşılaşmak kaçınılmazdır. Nitekim, sağlıksız yapılaşmanın bir kent için oluşturduğu tehlikenin en büyük kanıtı olan 1999 Marmara depreminde ilk yıkılan yapılar yasal denetimden yoksun olarak inşa edilen kaçak yapılar olmuştur.

Şimdi Hatay’a, Kahramanmaraş’a bakıyoruz yine aynı türden affedilmiş binalar yıkılıyor.

2022 Ekim ayından beri bir medya taraması yaparsanız yeni bir imar affının hazırlıklarının sürdüğünü görürsünüz…

Geçmişi 1940’lara dayanan imar affı uygulamaları göstermektedir ki son af olarak ilan edilen her af kanunu gelecekte bir yenisi ile daha da kapsamlı hale getirilmiş, bir suç olarak inşa edilen kaçak yapıları ne yazık ki meşrulaştırmıştır.

Yapacak çok işimiz var!

Ekonomist Mustafa Sönmez bundan sonrasına hemen bakmaktan yana: Barınma ihtiyacı için öncelikle kiralık konut inşasına; ondan önce dengeli bölgesel gelişmeye ihtiyacımız var. Anadolu’ya göçü özendirmeye, hatta tarıma, kıra dönüşü özendirmek şart.

Bölgelerde de kaliteli, hukuka uygun imara ihtiyaç var. Kent hakkını ihlal etmeyen, yaşanabilir kentler, makul kiralarla üretilmiş depreme dayanıklı konut inşası, Türkiye’nin geleceğinin en önemli işlerinden biri olacak. Yeniden başlarken, geçmişteki hatalardan dersler çıkarmalı.

Yaşam alanlarımızın içi ve dışı ile afet yönetimini deprem olmadan gerçekleştirmek zorundayız. Alternatif yapı malzemelerini araştırmalı, tartışmalı, konuşmalıyız. Sabit mobilya ve iç mimarî çözümler için de mevcut bilgi dağarcığımızı kullanabiliriz.

BU TABLOYU BİRGÜN GAZETESİ YAYINLADI

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Cucumber
 14 Şubat 2023 Salı 14:46
Aynısı İzmir için de geçerli. İmar barışından kaç yapı faydalanmıştır. Benzer deprem İzmir'de olsaydı kayıplar hakkında tahminde bulunmak istemiyorum. Iyonya diye tabir edilen yerde birçok kent depremle yerle bir olmuştur. Yerleşimler kısmen su altında da kalmıştır. Çeşme'de örnekleri vardır. Yakın çevremizde, Bodrum'da, Kekova'da batık yerlesimler mevcuttur. Deprem alanına komşu coğrafya olan ve Suriye'nin karşısinda KKTC'nin Gazimagosa kentinde bulunan Salamis antik kentinin bir bölümü denize batmıştır. Hepsi eski depremler sonucudur. Sadece 2000 yıl öncesine ait kalıntılara baksak bir çok ders çıkartmak mümkün.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz