MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ata’nın kanı Latife’nin yelpazesine nasıl bulaştı?
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
10 Nisan 2022 Pazar

Ata’nın kanı Latife’nin yelpazesine nasıl bulaştı?

Bugün Pazar...
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bir kez daha...
Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...

Ancak…

Bunu yaparken…

Teyzem Latife” kitabını yaratan…

Gazi’nin 1000 günlük eşinin yeğeni Mehmet Sadık Öke ile…

Gazeteci - yazar Fatih Bayhan’ı…

Saygıyla analım…

***

1925 yılının yaz ayları…

Temmuz’un bunaltan renkli Ankara geceleri…

Çankaya Köşkü, yine…

Resmi bir davetin hareketli saatlerine ev sahipliği yapıyor…

Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak ile…

Başbakan İsmet Paşa…

Amerikan ve Avusturyalı diplomatlarla koyu bir sohbette…

Atatürk’ün eşi Latife Hanım ise…

Ev sahibi kimliği ile davetlilerle ilgileniyor…

Az sonra…

Atatürk eşinin yanına yaklaşıyor ve piyano çalmasını istiyor…

Genellikle…

Böylesi davetlerde…

Gazi, hayat arkadaşına önce şiir okutur…

Ardından da…

Piyano çalmasını arzu ederdi…

Latife Hanım, sinirli bir şekilde…

Teklifi geri çevirir…

Bunu yaparken de…

Eşine şöyle der:

Şimdi çalamam, buradakilerin hiç biri dinlemiyor, yorgunum…”

Mustafa Kemal sinirlenir…

Böyle bir cevap beklemediği için eşine kızmıştır…

Bunun üzerine…

Latife Hanım’ın kuzeni Vedat’ı…

Piyanonun başına oturur…

Vedat eseri bitirince…

Gazi Paşa, yanına gidip genç adamı alnından öper…

Latife Hanım…

Daha fazla sinirlenir o manzaraya…

Dayanamaz…

Ve Atatürk’e şöyle der:

Sen benim yerime Vedat’a çaldırıyorsun, niye çaldırıyorsun? Çaldırma... Zaten buradakilerin hiç biri dinlemiyor... Hatalı çaldı, iyi çalmadı, bak kimse anlamadı…”

Bu sözlere rağmen…

Atatürk, kimsenin duyamayacağı bir sesle…

Eşine karşılık verir:

Hanımefendi buradakilerin hepsi anlıyor ama siz anlamıyorsunuz…”

Latife Hanım, iyice sinirlenmiştir…

Davetlilerin gözü önünde…

Elindeki yelpazeyi hızla avucunun içine vurunca…

Eline keser, kan akmaya başlar...

İddialara göre…

Bu hareket çok sinirlenen Mustafa Kemal…

Tokat atmak üzere elini kaldırır…

Latife Hanım da…

Gayr-i ihtiyari eliyle yüzünü kapatmak ister…

İşte o elin tırnakları…

Gazi Paşa’nın yüzüne çarpıyor ve…

Parmaklarından süzülen kan eşinin yanağını çiziyor…

Dahası iz bırakıyor…

Ancak…

Latife Hanım’ın elindeki kan yüzüne bulaştığı için…

Mustafa Kemal’in yanağında…

Büyük bir yara varmış gibi görüntü ortaya çıkıyor…

Doğal olarak…

Bu olay…

Komutanların ve diplomatik erkânın önünde yaşanıyor…

O günlerdeki iddialara göre…

Avusturya ve Amerikan maslahatgüzarları…

O gece ülkelerine şu kripto mesajı yolluyorlar:

Komutanların önünde karısından tokat yedi… Türkiye Cumhuriyeti liderinin karizması çizildi… Her an bir darbe beklenebilir…”

***

Latife Hanım’ın yeğeni Mehmet Sadık Öke…

Bu olayı anlatırken…

Karı-kocanın arasındaki ilişkinin sona erdiğini…

Şu sözlerle vurguluyor:

“Latife teyzemin herkesin ortasında kocasına, erkeğine tokat vurabilecek, el kaldırabilecek karakterde bir yapısı yok… Teyzem, kocası elini kaldırınca kendini korumak amacıyla elini yüzüne siper etmek için kaldırıyor ve onun eline çarpıyor. Fakat o sırada Latife teyzemin tırnağı yüzüne geliyor, yüzünü kesiyor… (Bana bunu da mı yapacaktın Kemal!) diyor, (Elini de mi kaldıracaktın bir kadına?) Zira babası en sert kavgalarda bile annesine bağırmayan bir insan... Ailesinde kadına el kaldırıldığını, tokat atıldığını görmemiş... Bu, son noktayı koyan olaydır... Fakat Türkiye’de çok kişi bunu başka türlü algıladı… O gecenin sabahında durumu düzeltmek için Latife Hanım’ın yanına gelmiyor Mustafa Kemal… Sabaha kadar dışarıda askerlerle konuşuyor... Belki onun da kafasını sakinleştirmeye ihtiyacı var, sonuçta o da 44 yaşında bir erkek... Hiçbir zaman bir kadın hâkimiyetine girmemiş… (Evlilik benim tabiatımda yoktu, ama bir örnek teşkil etmek için yaptım…) diye söylemiş…”

***

Hayat arkadaşının isteğiyle…

Büyük Millet Meclisi’ndeki oturumları izlemeye giden Latîfe Hanım, TBMM'ye giren ilk kadın olarak tarihe geçti…

Sayısız yurt gezisinde kocasına eşine eşlik etti…

Gazi Mustafa Kemal Paşa ile Latîfe Hanım'ın evliliği…

29 Ocak 1923’te başladı…

5 Ağustos 1925 günü sona erdi...

Topu topu…

İki yıl, beş ay ve beş gün sürdü o izdivaç…

Boşanma haberi…

12 Ağustos 1925’te hükûmet bildirisiyle duyuruldu…

***

Bitiriyoruz…

Doğaldır, herkes şu sorunun cevabını merak eder:

Gazi Mustafa Kemal ile Latife Hanım ayrıldıktan sonra hiç karşılaştılar mı?”

Duygusal cevap şöyle:

Bir kez karşılaşmışlar Göksu’da...

Latife Hanım sandalla dolaşıyormuş…

Atatürk de bir motorda…

Birbirlerini görünce…

Atatürk kalkmış selam vermiş…

Çok ağlamış o bakışmadan sonra Latife Hanım…

Tek ve son karşılaşmaları…

İşte budur!

Nokta…

Sonsöz: “Hayatımda yaptığım hatalardan biri de evlenmektir… Ordular yönettim, meclisler yönettim, savaşlar yaptım, kazandım ama bir kadını yönetemiyorum… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk – İsmet Bozdoğan’ın, (Latife ve Fikriye: İki Aşk Arasında Atatürk) kitabından…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz