MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kullanılan dile dikkat etmek lazım
Tayfun MARO
YAZARLAR
15 Nisan 2019 Pazartesi

Kullanılan dile dikkat etmek lazım

27 Mayıs 1960 İhtilalini izleyen yıllarda, anayasal özgürlüklerin topluma bol geldiğini düşünen güç odakları, 12 Mart 1971 muhtırasıyla bir süreç başlattı ve bu sürecin ilk aşaması, 12 Eylül 1980 darbesiyle tamamlandı. Böylece “Yeni Türkiye”nin temelleri atıldı.

2002 yılında AKP’nin iktidara gelişiyle başlayan dönem ise, sürecin son aşamasıdır; Yeni Türkiye’nin inşası tamamlanmak üzere... Ülke, Erdoğan sonrasına hazırlanıyor.

1923’te kurulan Cumhuriyet’in çöküşünü hep birlikte izledik; kimimiz bu sürece katkı koydu, kimimiz karşıdan seyretti, kimimiz karşı koydu. Bunu söylemek gerek; gerçek anlamda karşı koyan azınlık bir tarafa, kimsenin elleri temiz değil, kimse masum değil.

Hal böyle iken, kimin kimi yargıladığı veya içeri attırdığı gibi konularda spekülasyon yapmak bana çok itici geliyor. NATO-Pentagon hattında dizayn edilen devletin hali ortada… Doğu hattında kurulan ilişkilerin getirdiklerini ise yakında göreceğiz.

Önce “2. Cumhuriyet” dediler. Şimdi de “Yeni Türkiye” diyorlar… Nihayetinde, kapitalist sisteme entegrasyon sürecinde kurulan ulus devletin adım adım ortadan kalkışını izliyoruz.

Hem de Cumhuriyet’i kuran CHP’nin konforlu localarından…

Gerek 1923 Türkiye’sinde, gerekse günümüzde yeniden inşa edilen Türkiye’de, uluslararası kapitalist sistemle ideolojik sorun yaşanmadı. Değişim ve dönüşüm, rejimde yaşanan sorunlar nedeniyledir. Olan bitene, “küreselleşmenin gerektirdiği değişime uyum için yeniden yapılanma” demek mümkündür. Yaşanan sorunlar, Türkiye’nin kapitalist sisteme yeniden entegrasyonuyla ilgilidir.

Şu anda Meclis’teki bütün partilerin dilinden düşürmediği emperyalizm karşıtlığına gelince, HDP hariç antikapitalist programı bile olmayan siyasal partilerin antiemperyalist mavralarını hiçbir zaman ciddiye almadım. Kurtuluş Savaşı yıllarında emperyalizme karşı anlamlı bir duruşu olan Türkiye’nin, kırklı yıllardan başlayarak hızla bu çizgiden uzaklaştığı bir vakıadır.

Bu hengâmede, CHP, sosyal demokrat programa sahip bir siyasal parti olmanın yanı sıra, Cumhuriyet’i kuran parti kimliğinin de yüklediği sorumlulukla, çıkış arıyor. Ne ki CHP artık o birikime sahip kadrolardan yoksun.

Söyledikleri ile yaptıkları ve yapabilecekleri arasındaki korelasyonun bozuk olduğunu göremeyen siyasetçiler, endüstri devrimini izleyen değişimi doğru okuyamadıklarından, yeni diskur oluşturmakta zorlanıyorlar. Yeni kavramlara yabancı, yeni bir dil kurma fikrine uzak siyaset, yeni toplumla iletişim kuramıyor.

Ve Türkiye, belirsizliğin alacakaranlığında, yeni Dünya düzeninde kendine yer arıyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 AHMET BURKUT
 15 Nisan 2019 Pazartesi 18:55
ÇOK GÜZEL YAZMIŞSIN ELİNE SAĞLIK. SADECE (KORELASYON) OLACAKTI .
 yorumcu
 15 Nisan 2019 Pazartesi 15:15
HDP nin parti programına bakıldığında 7 kez kapitalizm (olumsuz kullanım/karşı olmak anlamında) kelimesi geçiyor; ancak somut olarak nasıl bir sistem içinde ekonominin yürütüleceği ve dış (kapitalist) dünya ile ilişkide bulunacağı meselesi soyut (sosyal ekonomi modeli gibi)açıklamalardan ibaret. Ayrıca 'işçi mücadelesi ve sendikalaşmanın destekleneceği' ifadelerinden kapitalist sistemin tamamen terk edilmeyeceği anlamına da gelebilir.Diğer taraftan CHP nin programında kapitalizm/liberalizm içinde ülkenin gelişmesine yönelik eylemler seti mevcut. CHP nin ekonomik programını gerçekleştirebilme kabiliyeti iktidara geldiğinde test edilecektir şüphesiz. Ancak yerel seçimde gösterdikleri başarının, geleceğe dair umut verdiği söylenebilir.
 Lombak
 15 Nisan 2019 Pazartesi 12:14
1930ların Türkiyesi sanayisini kurmuş, dış ticaret fazlası veren bir ülkeydi. Bunu gören emperyalistlerin etnik-dini kaşımalar yaptığı zamanlar aynı zamana denk geliyor. Sosyal demokrat gözlük taktığınızda Dersim, Kemalist gözlük taktığınızda kalkınarak büyüyen, üreten, kendine yeten ve eğitimle zenginleşen Türkiye görüyoruz. Antikapitalist program demişsiniz. Kapitalizm dışı sistemler de üretmek zorunda. HDP'nin üreten Türkiye ile ilgili programını hiç duymadık. Çünkü sistemin partisi. O sadece sosyal demokrat CHP gibi asgari ücret 2500 TL olsun der. Üretime geçmenin bedelini halka anlatamaz. Goy goy partileri bunlar. Günü geçirmek için.
 Sarı Çizmeli Memed'A.
 15 Nisan 2019 Pazartesi 10:41
SAYGILARIMLA İMZA...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz