Sıkıntılı bekleyişti ama değdi…
Dün, bu köşede…
Pazartesi yazısına “nokta” koyarken ne demiştik?
“Aslında kalplerinin izin vermediği şeyleri…
Dil’in seslendirmesi…
Ne Kılıçdaroğlu’nu ne de Akşener’i yüceltir…
Milyonlar…
Onları birlikte alkışladı, bir yıldan fazladır…
Sevindirmeyin kimilerini…”
***
Bakın, bi’gecede her şey değişiverdi…
Rahmetli Demirel’in ünlü sözü bi’kez daha kanıtlandı:
“Siyasette 24 saat uzundur; iki ay ise çok kısa…”
Önceki gün “Altılı Masa” dağılmıştı, resmen…
Dün öğleden sonra…
Her şey, bi’anda değişiverdi…
“Aklın yolu bir” anlayışı bi’kez daha masanın üstüne kondu…
Refleks şaşırtıcıydı…
İstanbul ve Ankara Belediye Başkanları…
Sabaha karşı başkentte buluştular
Mutlu biten senaryonun “esas aktörleri” olarak…
Önemli rol üstlendiler…
Hem fırtınanın önüne geçtiler…
Hem de Altılı Masa’nın kıymetini yücelttiler…
***
Bu arada Meral Akşener’i de kutlamak gerekir…
Belki…
Proje başkasının olabilir ama…
Doğru bildiğini “Altılı Masa”ya kabul ettirmek adına…
Sergilediği “özel” çaba…
Takdire şayan olarak kabul ediliyor…
Bu siyasette “taçlanma” ile eş değerdir…
***
Buraya kadar her şey yolunda…
Ancaaak…
Özel bir ayrıntıyı pas geçmemek gerekir…
***
Akşener, Pazar günü masayı neden terk etti?
Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu’nden birinin…
Millet İttifakı’nın “Cumhurbaşkanı Adayı” olmasını istediği için…
Kabul gördü mü?
Görmedi…
O sıcak dakikalarda masaya veda etti mi?
Etti…
Ertesi gün…
Arzular şelale misali…
Yeni proje devreye girdi mi?
Girdi…
Bu kez…
Teklif anında yenilendi:
“O zaman İstanbul ve Ankara belediye başkanlarımız, Cumhurbaşkanı yardımcısı olsunlar…”
Allahı var; kimsecikler “Fesüphanallah…” demedi…
Teklif kabul gördü…
İyi de…
Cumhurbaşkanlığı seçimini Kılıçdaroğlu kazanırsa…
İki büyükşehir belediye başkanı…
(Neredeyse 20 milyonun reisleri onlar…)
Nasıl “Cumhurbaşkanı Yardımcısı” olacaklardı?
Biri Ankara’nın…
Diğeri İstanbul’un büyük başkanıydılar…
Ve an itibarıyla görevlerinin başındalar…
Yasal görev süreleri…
Gelecek yılın (2024) Mart ayının bitiminde tamamlanacaktı...
Ve bu gerçek…
Şu soruyu gündeme taşıyordu:
“Kılıçdaroğlu seçimi kazandığında iki başkanı nasıl yardımcı yapacak?”
O’nun da çözümü varmış meğer…
Tutun ki…
Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı…
Yasaya göre…
Üç yardımcısı olabilir…
Sadece bir “gece yarısı kararnamesi” ile…
(Yeni bir kanun çıkarmaya bile gerek kalmaksızın…)
Hem Mansur Yavaş’a…
Hem de Ekrem İmamoğlu’na…
Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev verebilir…
O başkanlar…
Aynı zamanda…
Belediye başkanı olarak mevcut görevlerini de sürdürebilirler…
Yani…
Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevi için…
Başkanlık unvanlarını bırakmalarına gerek yok…
Dünyada örneği var…
Mesela…
Fransa’da uzun yıllar yürürlükte olan olan bir ilkenin adı…
“Cumul des mandats”…
Anlamı, “Yetkilerin Birikimi”…
Müthiş bir örnektir…
Neden müthiş?
Açalım konuyu…
Jacques Chirac, 1974-76 arasında Fransa’da başbakanlık yaptı…
Ardından…
1977'den 1995'e kadar Paris Belediye Başkanlığı görevini üstlendi…
1986-1988 yılları arasında…
Bir kez daha başbakanlık koltuğuna oturan Chirac…
Aynı anda belediye başkanlığı görevini de sürdürdü…
Belediye başkanlığı sonrası ise…
1995'ten 2007'ye kadar iki dönem cumhurbaşkanlığı yaptı…
Hoş…
O ilke birkaç yıl önce değiştirildi ama…
Bizim için fark etmez…
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devam ettiği sürece…
Bir geceyarısı kararnamesi yetiyor da artıyor bile…
***
Bitiriyoruz…
Türkiye, dün…
Bunca dert, sıkıntı, olumsuzluk arasında…
Siyaset’en…
Baş döndüren bir trafik yaşadı…
Hareketli gün şunu kanıtladı…
Azmin elinden hiçbir şey kurtulmuyor…
“Masayı yıktı, geçti…” filan dendi ama…
Meral Akşener…
Dün tüm gün…
Bir kararlılık abidesi gibi rol biçti kendine…
Çok da kaliteli sergiledi o rolü…
24 saat içinde…
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun…
Bir Çinli kadar sabırlı olduğunu…
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de…
“Öfkeyle kalkan zararla oturur!” atasözünün…
Hala çok kıymetli olduğunu kanıtladığını gördük…
Demek ki…
Beklersen…
Sadece sana geleni alıyorsun ama…
Eğer gidersen istediğin her şey senin oluyor…
Yanlış mı?
Nokta…
Sonsöz: “Kaderiniz kararlılığınızın sağlam olduğu yerden kırılır… / Tayfun Topaloğlu – Yazar…”
|
haydar haydar 7 Mart 2023 Salı 17:45
|
Sayfa başına git