MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Siyaset’in türbanla imtihanı
Engin ÖNEN
YAZARLAR
6 Ekim 2022 Perşembe

Siyaset’in türbanla imtihanı

Tanımı gereği siyasetin çözmesi gereken çok daha önemli ve öncelikli konular varken, yine “Türban” konusu gündeme oturdu. Çok öncelikli olmamasına rağmen, yoksulluktan, yolsuzluktan daha fazla kişiyi tartışma alanına çekiverdi.

Çünkü uzunca süredir siyaset söylemi, reel sorunlardan ziyade sembollere dayanma kolaycılığına alışmıştı.

Tartışma iki boyutta ilerliyor. Birincisi böyle bir sorun var mıydı ve türban bir mağduriyet oluşturmakta mıdır sorusu etrafında gerçekleşiyor. İkincisi ise, Erdoğan seçimden önce bunu kullanabilir tahmini üzerinden kozunu elinden almak hamlesi midir?

Daha önce türban bir sorundu. Dinci veya dindar kadınlar başörtüsü ile kamusal alanlardan dışlanıyordu. Üniversitelere giremiyor, girseler de ya başlarını açmak ya da türban üzerine peruk takmak zorunda kalıyorlardı. Kamu kurumlarında başörtüsü ile çalışma şansları yoktu.

Dönemin koşulları içinde bu, bir yandan kıyafet veya inanç özgürlüğü ama bir yandan da şeriat tehdidi algısı ile tartışılıyordu. CHP ve DSP gibi partiler özellikle laiklik hassasiyeti ile buna direniyordu. Yine aynı partiler defalarca konuyu mahkemeye ve Anayasa Mahkemesine de taşımışlardı.

Kılıçdaroğlu da grup başkanvekili yıllarında türban karşıtı dava açan ekibin içindeydi.

Daha sonra koşullar değişti ve bu konuda bir yumuşama oluştu. Meclisteki tüm partilerin desteği ile kadınların başörtüsü ile üniversite ve diğer kamu kurumlarında bulunmalarının engeli kaldırıldı. AKP, CHP, HDP ve MHP’nin mutabakatı ile gerçekleşen bu düzenleme ile başörtüsü gündem olmaktan düşmüştü.

Türban gündeminin diğer bir gerekçesi ise, Erdoğan’ın bu konuda istismar kozunu elinden almak olduğu öne sürülmektedir. Yani Erdoğan seçimden önce, “Ben gidersem türban yasaklanır” propagandası yapacak görüşü ile bu çıkış haklılaştırılmaya çalışılmaktadır.

Erdoğan, din istismarı yapan ve bu konuda her türlü sembolü istismar eden bir siyasetçidir. Bunu her halükarda kullanacak biridir. Halen kızlarım bu yüzden ülkede okuyamayıp yurt dışına gittiler demekten geri durmadığı gibi.

Şimdi bu konuda yasa çıkarılsa da yine bunu kullanacaktır. Önemli olan burada siyasetin ikna kabiliyetidir. Nasıl ki her türlü istismara rağmen büyükşehir belediye seçimleri kazanılmışsa, yine türban istismarı buna engel olmaz. Kaldı ki, CHP bu yasaya öncülük etse de istismar kozunu elinden alamaz. Nitekim bu hamleye karşı Anayasa değişikliği hamlesi ile karşılaşmıştır. Çünkü böylece türbana ek olarak daha otoriter ve özgürlük karşıtı, inanca dayalı bazı değişiklikler Anayasaya konmaya çalışılacaktır.

Buna yanaşmayan CHP, Erdoğan’ın dilinde yine samimiyetsizlikle suçlanmaya, değişiklikten kaçmakla itham edilmeye devam edilecektir.

Ayasofya müzeden camiye dönüştürülürken sessiz kalan, LGTBİ karşıtı nefret mitingini geçiştiren ve İran’da özgürlük mücadelesi veren kadınlara yarım ağız desteği bile esirgeyen bir muhalefet anlayışı, siyaseti Erdoğan’ın alanına yıkarak, kendi oyun kurma şansından, uzaklaşmaktadır.

Türbanın mağduriyet sembolü olmaktan çıkıp, işe almada, mülakatlarda ve hatta ihalelerde ayrıcalık sembolü olduğunu bu koşullarda, bu muhalefetten beklemek bir hayli güç gözüküyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 30 yıllık Cumhuriyetli
 6 Ekim 2022 Perşembe 13:26
kılıçdaroğlunun çıkışı doğru anayasa yaparlarsa onuda kabul etmesi lazım eğer samimi ise
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz