Tükeniş mi, diriliş mi?

Delegeler havaalanlarından alınıp çok yıldızlı otellere yerleştirildi. Ünlü lokantalarda ağırlandı. Dar gelirli bir yurttaşın asla kalamayacağı otel odalarında ve masalarında asla oturamayacağı lokantalarda CHP Kurultay’ı yola çıktı.Yarı aç yarı tok yaşayan yoksul millete umut olmaya geliyorlar…

CHP’nin handikapları var; Demokrasi dillerinden düşmüyor fakat parti içinde demokrasi pek yaşanmıyor. CHP’liler zaman zaman sosyal demokrasiden söz ediyorlar fakat Parti’nin sosyal demokrasiyle pek ilgisi yok. Endüstri çağı sonlanırken öncülleri ortaya çıkan dijital çağa ve geçiş sorunlarına dair CHP’nin ne söylediği pek bilinmiyor.

Dahası Kurultay’da siyasi mücadele, yandaş dalaşmasından öteye geçemedi. Kim kime ne kadar fark atar? Ergenlik çağının futbol muhabbetleri gibi…

Hal böyle olunca, Kemal beyin salona, madem muktedirim rakiplerimi her türlü ezer geçerim havasında bir organizasyon eşliğinde girmesi de olağan karşılandı. Hak-hukuk-adalet konusunda CHP’nin ‘samimi’ duyguları böylece dile geliyordu.

Dünya’ya ve ülkeye dair söyleyecek sözü olmayanların siyasetteki ağırlığı,abartının kendini ifade biçimi olmasına yol açmış. O kadar ki CHP’yi Sosyalist Enternasyonal’in en onurlu üyesi ilan ettiler.

Hal böyle iken, yürütülen değişim ve yenileşme politikalarını ciddiye almak mümkün değil. Kendilerini ispatlamaları gerekiyor.

Ama Kemal beyin siyasete tarihi katkısını da görmek gerekir; nasıl ki Hacca gidip hacı olunuyorsa, Mardin’e kâğıt toplayıcılara gidip solcu olunabilir…

Nihayetinde, CHP bir kurultayı daha geride bırakırken Genel Başkan değişti, Özgür Özel seçildi. Doğrusu, Kurultay’a oldukça iyi hazırlandığını gösteren bir konuşma yaptı.

Şimdi ne olur? Kayıp seçimlerin faturasını Kemal Kılıçdaroğlu’na çıkaran CHP, bu değişimle tükenişi durdurabilecek mi? Seçmeni ikna edebilecek mi? Bu soruların yanıtını önümüzdeki aylarda alacağız.

CHP’nin ana muhalefet olarak topluma umut vermesi için gerek ülke gerek Dünya problemlerine nasıl baktığını çok iyi anlatması gerekiyor. Bunun için de yeni bir programa ve ikna edici bir diskura ihtiyaç var.

Sosyal demokrat kimliğine geri dönerek yoksulların dünya nimetlerinden payına düşeni artırmayı başarabilir, sosyal devleti inşa edebilirse, CHP yeniden doğar.

Özgür Özel’in konuşmasında değindiği, Doğu zihniyetinden esinlenen otoriter yönetim modeline karşı demokrasi seçeneğinin siyasal yaşama kazandırılması, ülke için çok önemli bir kazanım olur.

İyimser olmakta yarar var, CHP’de değişim böyle olacaksa, umutlanmak için bir nedenimiz olabilir.