Daha çok masalsı yapıtlardı; aya yolculuk, uzaya 5 adım, ayın- uzayın keşfi gibi eserler..
Çocukken okuduk, geçtik.
Sonra çok yıllar önce o dönemin popüler yazarı Erich Von Daniken’in bir kitabını okumuştum; eski çağa uzay yolculuğu gibi bir şeydi.
Geldi - geçti.
Yıllar içinde füze atılımlarını, uzay araçlarının fırlatılış görüntülerini ilgiyle izledim, yapılan bilimsel çalışmaların sonuçlarını da okudum.
Günlük yaşantıma bir etkisi olmadı, bilgilendim.
Bir de Paul Parsons’ın uzay yolculuğu kitabını anımsıyorum; hepsi bu.
Değişikti, bilgilendirciydi, okudum.
Ama.. Özellikle dergi, gazete ve internet sitelerinde bu konuda yer alan yazı ve yorumlar daha çok ilgimi çekti; onu da söyleyeyim.
Daha kısa, daha öze dair ve benim kafamdaki sorulara daha net cevaplar verdiği için..
Gelip varacağım nokta; bizim uzay yolculuğu.
55 milyon dolara yolcu olarak yer aldığımız, açıklamalara göre de 13 kadar bilimsel araştırma yaptığımız süreç.
Merakla bekliyorum; araştırma sonuçlarını!
İnsanlığa ne tür katkı vereceğini..
Bir de.. Yeni uzay yolculuğumuz da nisandaymış; yeni bir astronotumuz ile..
Onun maliyeti daha net değil; bildiğim en az 55 milyon dolar!
Bunca yıldır okuyan - yazan biri olarak cevabını tam bulamadığım iki soru şu:
“Bu tür uzay çalışmalarında tüm bilimsel araştırmalar bilim dünyası ile paylaşılmıyor mu?”
Peki.. Bu çalışmaları yapan kişilere dünyanın 150 -160 ülkesinden bilim insanları sorular soramıyor mu, ya da bilimsel katkı veremiyor mu?
Yani.. İlle o araca mı binmek gerekiyor?
Gerçekten çözemedim; cehaletime verin!
“Bize özel araştırmalar”dan da söz ediliyor; yine anlamadığım şu:
“50 yıldır uzaya giden ülkelerin sorup - araştırıp bulamadığı hangi soruya iki haftada cevap bulacağız?”
Vardır elbette bir hikmeti; zaman içinde göreceğiz!
Şunu da söyleyeyim; Bayraktar ailesinin, Baykar’ın insansız hava araçları, yüksek teknoloji içeren simülatör ve savunma sistemleri daha çok ilgimi çekiyor, beni daha çok heyecanlandırıyor...
Daha milli ve daha yerli, onun için mi acaba?