MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
2018’de bunu yapmayın bari
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
1 Ocak 2018 Pazartesi

2018’de bunu yapmayın bari

Bir hastalık…

Hatta salgın…

Toplu taşım araçlarında eskiden cep telefonu sesi duyulsa…

Kazara…

Herkes sesin geldiği yöne doğru pis pis bakar…

Bakışlarıyla…

Telefonu çalanı gözleriyle kınardı…

O dönem sona erdi…

Şimdi…

Mesaj atma… Ya da WhatsApp’tan yazışma dönemi moda…

Ayrıca bağıra bağıra konuşmak da…

Sıradan, günlük olaylar arasında…

Kınamıyorum…

“Yüksek ses” ile konuşarak…

Etrafı rahatsız etmedikten sonra…

“Bana ne?” der, geçersiniz…

Ama, öyle olmuyor işte…

Dolmuşta zaten kucak kucağa oturuyorsunuz…

İster istemez, yanınızdakinin yazdıklarına gözünüz takılıyor…

“Bu saatten sonra gelemem, n’diycem eve?”

Diye yazıyor kız…

Karşı taraftaki delikanlı belli ki ısrarcı…

Sadece iki kelimelik cevapla işi bitiriyor…

“İstersen gelebilirsin…”

İş bu aşamaya gelince başınızı ister istemez cama çeviriyorsunuz…

Ancak…

Dayanılmaz bir istek kabarıyor içinizde…

Gözünüz yine genç kızın verdiği cevapta:

“Yarın olsun…”

Bizim Yerli Romeo yüzsüz…

Kısacık döktürüyor:

“Ama seni özledim…”

Cevap: “Bende…”

Eyvah… Oğlan işi biliyor…

“Yapma kızım…”, diye içimden geçirirken…

Yan gözle yine kızın telefonundaki ekrana gidiyor bakışlarım…

“Ben de…” diye yazıyor kız…

Yetmezmiş gibi… Kırmızı kalp görüntüsü yolluyor…

Fesüphanallah…

Otur otobüste “Love Story” yaz…

Karşı taraftaki yakışıklı resmen sakız…

“Ha’di o zaman…”  diye yazıyor ve işi bitiriyor…

Kızın cevabı tek kelime…

“Pasaportta…”

Telefonu kapatıyor, şoföre sesleniyor:

“Müsait bi’yerde…”

***

Dolmuşta “sesli muhabbet” daha beter…

Talatpaşa dolmuşuna Kipa’nın önünde bindim, yanımdaki kız telefonda konuşuyordu… Kulaklık olduğu için karşı tarafı duyamıyorum…

Allah inandırsın…

Konak Bahribaba Parkı’na geldik, kız hala annesiyle konuşuyordu…

Yanımdakinin evli olduğunu…

Kaynanasının bir cadıdan farksız olduğunu…

Kocasının annesinin kuzusu olduğunu…

Görümcesinin sık sık laf sokuşturduğunu…

Bu hayatın çekilmez olduğunu…

Pazar sabahı kahvaltıya O’na geleceğini…

Hepsini… Ama hepsini…

25 dakikalık dolmuş yolculuğunda öğrendim…

***

Doğru mu?

Değil tabii…

Ancak…

Cep telefonları hayatımıza ortak olduğundan beri…

Yaşam böyle akıyor…

N’aparsınız?

Milletçe çok değiştik…

Değişim devam ediyor…

Bakalım yarınlarda bizi neler bekliyor?

Sonsöz:Telefonumuz düşse panikliyoruz, arkadaşımız düşse gülüyoruz. İşe bak…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Fark
 2 Ocak 2018 Salı 07:56
Yazın Çek Cumhuriyetinden gelen akademisyenlerin ellerinde akılsız telefonlar vardı, burada çocukların elinde bile akıllı telefon görünce acaba bu ülkede çok mu ucuz diye telefon satan dükkanda fiyatları sordu.Kendi ülke kronuna ve euroya fiyatları çevirince "Müthiş pahalı bunu insanlar nasıl alabiliyorlar?" sorusuna en güzel yanıt "Yemek yemiyoruz telefon alıyoruz" demek geldi içimden "Elalem ne der?"
 Zagor
 1 Ocak 2018 Pazartesi 13:24
Sahte Selamlar, sahte hal hatir sormalar, sahte gülücükler, sahte sevgiler, sahte asklar, sahte yasamlar, sahte Insan sevgisi, sahte Atatürkcülük, sahte dindarlik , sahte Vatanseverlik = Sahte Yasam. Hos geldin 2018. 2017 beceremedi belki sen beceririsin bizi bu sahtekarliktan kurtarmaya .
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz