Çok sevindik.
Hakka, hukuka saygı duyan herkes sevindi.
Biraz başa dönelim.
Anayasa Mahkemesinin verdiği “hak ihlal var” kararı ile birlikte tartışma başladı. Tahliye olacak mı olmayacak mı?
Gecikerek de olsa tahliye gerçekleşti. Şimdi yeni bir tartışma başladı. Diğer tutuklular ne olacak? Bu karar emsal teşkil edecek mi?
Ben işin bu noktasın da değilim. Çünkü ben bütün tutuklu veya hükümlü Yurtseverlerin suçsuzluğuna inanıyorum ve niçin tutuklu veya hükümlü olduklarını çok iyi biliyorum. Oynan oyunu, tezgahlanan senaryoyu çok çok iyi biliyorum. Bu sebeple şimdi tartışılan konularla ilgili elbette hukuki görüşüm olmasına rağmen işin orasın da değilim. Belirttiğim gibi tüm Yurtseverlerin masum olduklarına inanıyorum.
Esas temas edeceğim konu başka.
Tahliye nasıl gerçekleşti? Anayasa Mahkemesi “hak ihlali var” kararı verdi ve yerel mahkeme de bu karara uydu. Şimdi bütün bunlar olurken TBMM nerdeydi? Bu soruyu niçin soruyorum, çünkü kendi mensuplarını dahi koruyamayan bir kurum hem de “Yasama Meclisi” veya mevcut ismi ile “TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ” NE YAPIYOR DU?
Anayasa açık: Madde 6: Egemenlik Kayıtsız şartsız milletindir. Türk Milleti egemenliğini Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır.
…..Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
Bilhassa Başbakan ve AKP liler durmadan “milli irade ve meclis “ diyorlar ya. Hani nerde? Mensupları cezaevin de. Tahliyeleri için TBMM değil başka organlardan yardım bekleniyor.
Şimdi, esas temas etmek istediğim bir konuyu dile getirmek istiyorum. 2011 seçimlerinden bu yana TBMM nin yaptığı bütün tasarruflar Anayasaya aykırıdır. Yok sayılmalıdır. Çünkü :
TBMM 550 kişidir. Her bir Milletvekili istisnasız yasaların kendilerine verdiği “oy kullanma, söz alma ve seçilme” haklarına sahiptir. O halde ve mesela TBMM Başkanı seçilirken Balbay’ın, Alan’ın ve diğerlerinin aday olup kazanamayacaklarını kim ifade edebilir? Bunların da diğer Milletvekilleri gibi aday olma hakları varken kullanma imkanı bulabildiler mi? Hayır. Kendi iradeleri ile mi ? Hayır. O halde yapılan başkanlık seçimi Anayasaya aykırı değil de nedir? Buradan hareketle yapılan bütün TBMM için deki seçimler ve yasa oylamaları Anayasaya aykırıdır. Sekiz Milletvekili ellerinde olmayan kendi iradeleri dahilin de bulunmayan sebeplerle hem aday olamamışlar ve hem de oy kullanamamışlardır.Daha da açık bir ifade ile 550 milletvekilinden oluşan TBMM nin sekiz Milletvekili kendi iradeleri dışın da meydana gelen sebeplerle Anayasanın ve yasaların kendilerine tanıdığı hakları kullanamamışlar ve dolayısıyla Anayasanın TBMM 550 kişiden oluşur hükmü açıkça gerçekleşmemiştir. Böyle olunca 2011 seçimlerinden bu yana yapılan bütün işlem ve eylemler Anayasaya aykırıdır.
Esas mesele budur.
Çözüm getirilmesi gereken mesele de budur.
Sayfa başına git